Paylaş
Bilmiyorum çocukluklarının hangi dönemlerinde travma yaşadılar da kendi çaplarında küçük bir canavara dönüştüler ama var böyle bir model.
Sevgili erkekler, bakın size çok mühim bir bilgi vereceğim; ağlayan kadını pışpışlamazsanız daha da şahlanarak ağlamaya devam eder.
Önce bu bilgiyi cebe atalım.
Vallahi, ne yalan söyleyeyim, ben de o pek ağlak kadınlardan biriyim. Üzülürüm ağlarım, sevinirim ağlarım, tüylerim diken diken olur ağlarım, ağlarım da ağlarım.
Kadınım işte ayol, kadınım!
İnsan karakterini oluşturan birçok davranış sonradan öğrenilen davranışlardan oluşuyor biliyorsunuz. Zira kız ve erkek çocuklar 13 yaşına kadar olaylara eşit derecede tepki verip ağlıyorlar. Sonra ailenden, çevrenden gördüklerinle şekilleniyor bu ağlaklık halleri. Eh, bu bilgi ışığında kendime hiç şaşmıyorum, rahmetli anneannem de pek ağlardı; annemin de her an göz pınarları nemlidir. Ailecek gözlerimiz titrer durur.
Aksi gibi babam da ağlayan kadına gıcık olanlardan. Film izliyoruz mesela, sıkıntıdan bayılıp uyumamışsa biz annemle göz titretip dururken kendisi “başlarım sizin ağlamanıza” diyerek televizyonu camdan atabilecek potansiyeli taşır. (Naber baba?)
Neyse, biz ağlayaduralım, Alman Oftalmoloji Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre kadınlar erkeklerin 6 ila 17 katı arasında daha fazla ağladığı belirlenmiş.
Kadınların daha fazla ağladığını biliyoruz ama bir düşünün, 5 değil, 10 değil, 17 kat!
Erkeklerin ağlama süreleri ortalama 2 dakika iken kadınlarda durum 4 ila 6 dakika arasındaymış.
Ve geldik araştırmanın en önemli kısmına: Kadınların yüzde 65’inde, sakin sakin başlayan ağlama krizleri hıçkırıklara doğru yelken açıyormuş.
Allah Allah! Neden acaba! Pışpış beklerken kışkış almaktan olabilir mi?
Ağlıyoruz burada salya sümük, sarılsanıza kardeşim.
Tabii erkeklerin tuzu kuru: Sadece yüzde 6’sı hıçkırıklarla kendini yerden yere savurma olaylarına giriyormuş.
Yine araştırmanın sonuçlarından devam edecek olursak, kadınlar genellikle kendilerini yetersiz hissettiklerinde, savaşılması zor durumlarla karşılaştıklarında ya da geçmişi hatırladıklarında ağlıyorlarmış. Erkeklerin ağlama sebepleri ise empati (hah, neden az ağladıkları anlaşıldı!!) ve başarısız ilişki (onu da biz göremiyoruz, tüh)...
Erkeklere mesajımızı tekrar verelim o halde: Bir kadın ağlarsa ona sarılınız, seviniz, okşayınız... Bakınız hayat ne kadar kolay olacak!
Bayıldım...
Eh be Melike hep sıkılıyorsun, hiç sevmez misin, eğlenmez misin, bayılmaz mısın diyor kimi okurlar, haklılar! Evet, bu hafta bayılıyorum müsaadenizle.
Berrak Tüzünataç’a. Sanıyorum yıl 2004 filandı, kendisini magazin sayfalarında ilk gördüğüm günden beri söylüyorum, Türkiye’nin en güzel kızı Berrak Tüzünataç’tır! Bu savım Altın Portakal’ın kırmızı halısında kanıtlanmıştır! Keşke zamanında Miss Turkey’e filan katılsaymış.
Zeynep Beşerler’in saflığına... Canııım, ne şekersin. Kenan beni aldatmaz diyorsun ya... Aldatır canım, aldatır... Her kadın aldatılmayı tadacaktır!
“Havuç” Furkan Kızılay’a... Genellikle sevimli küçük oğlanlar büyüdüklerinde bir tuhaf olurlar, kendisi çirkinleşme evresini fazla yara almadan atlatmış.
Tebrikler Havuç.
Ben bu tadı hatırlıyorum
Bu hafta Okan Bayülgen’in “Kral”larını izlerken, 14 yıl önce beni ekrana çivileyen Gece Kuşu’nu hatırladım. Program sayısını haftada üçe çıkararak kötü bir adım attığını düşünüyordum, yanılmışım. ızlerken geceleri televizyon açmayı alışkanlık haline getiren o eski tadı aldım.
Yalnız, pazar ve pazartesi günü 4’e kadar kim ayakta kalır bilmem. Gece Kuşu 12’de başlar, 1 buçuk dedin mi biterdi.
Hadi cumartesi uyanığız ama pazar ve pazartesi biraz daha insaflı bir saatte başlasa ve bitse diyorum... Üst üste kaç gece sabaha kadar oturunca gözlerim kan çanağına döndü.
Herkes sen mi a be Okan? Evet, sayende pilim bitti.
Sanırım cidden bayılacağım.
Uyumam lazım.
Bugünlük hoşçakalın.
Horr.
Paylaş