Paylaş
“Konsolosluk önü bura, bu da İsrail malı” diye İlham Koman’ın Akdeniz heykelini tahrip edenler...
6-7 Eylül olaylarını sosyal medyada yeniden canlandırma sevdasına kapılmış olmalılar.
İnsanın bu kadar cahil kalabilmesi, gözlerine perde inebilmesi, hayatı bu kadar çarpık okuyabilmesi için hakikaten ilmek ilmek işlenmiş, cehaletinin sağlamlaşması için büyük çaba harcamış olması gerekir.
Ne biçim insanların arasında yaşıyoruz, cehaletin zaferi ne boyuta erişmiş, nasıl bir körlük bu; hislerimi yazıya dökmekte zorlanıyorum.
Adam İsrail devletine tepki gösterecek, ancak Yahudi düşmanlığı imkanı bulduğu için Türkiye’deki Yahudileri protesto ediyor.
Cehaletin her türlüsünü gördük ama bu kadarı artık “pes” dedirtiyor.
Bak çok basit aslında, çarpık zihniyetli kardeşim: Zulmü yapan bir devlet, adı da İsrail, onu protesto edeceksin. Türkiye’de yaşayan Yahudileri protesto etmeyeceksin. Bak tekrar söylüyorum, İsrail’i protesto edeceksin. Bak bu kadar BASİT bir konuyu sana nasıl anlatayım onu da bilmiyorum. Git evindeki masayı, sandalyeyi protesto et, daha mantıklı bir hareket yapmış olursun.
Türkiye’de yaşayan ve Müslüman olmayan vatandaşlar –biliyorum sana hiç öyle gelmiyor ama- bu ülkenin çocukları. İster kabul et, ister kabul etme, ister tepin, ister haykır, bu böyle.
Bu ülkenin sahibisin ya sen, o “defol” dediğin vatandaşlar da en az senin kadar bu ülkenin sahibi.
Böyle cümleler kurmak bile saçma, manasız... Bir elmaya bakıp “Bu bir elmadır, aksini iddia eden?” demek kadar manasız hem de ama bunları bile yazdıracak hale getirdiniz.
“Kimi, ne hakla, nereden kovuyorsun?” derler kör cahil arkadaşım.
“Sinagoga niye yumurta atıyorsun, a akılsız” derler.
O saldırı görüntüleri, zavallı bebecikler, İsrail’in canlarını aldığı o oyun yaşındaki küçücük çocuklar aklına “Türkiye’deki Yahudileri protesto edelim” fikrini getiriyorsa, sen git annenin karnından yeniden doğ, yeniden büyü, yetiş, ilkokula başla, önce insanlığı sıfırdan bir öğren. Hemen sonra, hiç vakit kaybetmeden Türkiye tarihini bir güzel oku.
Hazır elin değmişken Ortadoğu tarihine de gir, sıkılma. Oku ki öğren.
Hatta çok zor değil, o kadar geriden başlamana da gerek yok aslında, git bir kitapçıya, al bir kitap, aç kapağını oku.
Hayatında ilk defa kendine bir güzellik yap ve bir kitap oku.
Kendi yaşadığın ve “benim” dediğin ülkenin tarihi, senin doğduğun yıldan başlamıyor.
En önemlisi de şu: Devlet işleri ile din işleri neden ayrıdır, farklı dinden insanlar niçin bir ülke çatısı altında yaşayıp aynı topraklara “vatanım” derler, bir zahmet okuyuver. Bir zahmet anlayıver.
Ne günlere kaldık ya... Çıldırmamak elde değil.
Ne günlere kaldık.
Paylaş