Paylaş
Bu soruya erkeklerin % 99’unun ‘Evet’ diyeceğini tahmin etmek hiç zor değil.
Bunu bildiğimizden emin olduğumuz kadar emin olduğumuz diğer konu ise kadınların bu soruya ‘Hayır’ cevabını vereceği.
Peki erkekler neden bir kadınla değil de hep başkalarıyla, hele hele ellerinde olsa hemen hemen her gün bir kadınla gün geçirmek, gönlünü eğlendirmek ister?
Çünkü erkekler aşktan ama gerçek aşktan bihaber!
Çünkü erkekler aşkı daha doğrusu ‘an’ı kalplerinde değil zihinlerinde yaşarlar. Bu yüzden kalpleriyle yaşamadıkları çoğu şey zihinlerinden uçup gider. Bu yüzdendir ki onlar için gelsin günibirlik yaşamlar, yaşadıktan sonra da zihinlerindeki ‘an’lar misali uçup gitsin kadınlar!
Bir de onlara neden başka kadınların onları cezbettiğini sorsanız cevapları bellidir. ‘Bu bizim doğamızda var.’
O doğaları başka zaten! Gerçeğe uymayan bir doğa. Bu doğayı çözebilen ya da anlayabilene aşk olsun!
Geçtiğimiz günlerde izlediğim, yönetmenliğini M. Uğur Yağcıoğlu’nun yaptığı, romantik – komedi türündeki ‘Sizi Seviyorum’ filminde Emre Altuğ’un canlandırdığı Erkut, sevgilisini başka bir kadınla aldatma nedenini şöyle açıklıyordu. ‘Bak, siz sığınacak bir liman arıyorsunuz belki. Ama biz erkekler, biz hep aynı şeyleri yaşamaktan sıkılıyoruz. Aynı kadınla sanki hayatı kaçırmış gibi hissediyoruz. Farklılıklar arıyoruz kendimize. Bu bizim doğamızda var. Erkek değişiklik istiyor! Bu benim değil, bu insanlığın sorunu belki. Ama böyle. Erkekler, biz böyleyiz.’
Buyurun buradan yakın!
Ne kadar mantıklı ve de inandırıcı bir açıklama değil mi?
***
Tek bir kadını sevmek, bir tek ona bağlanmak, size âşık olan, kalbinizle beraber ruhunuzu anlayan, sizi gerçekten seven, âşık olduğunuz kişiye kendinizi bırakabilmek, kendinizi ona teslim edebilmek, bir kaygınızın olmaması, karşı tarafı düşünebilmek, onun iyiliğini isteyebilmek, karşı tarafla her şeyini ama her şeyini paylaşabilmek, kendini saklamamayı, kendini beğendirmeye çalışmamak, kendinizi olduğu gibi ortaya koyabilmek bir erkeği neden bu kadar çok korkutuyor?
Kendinizi bulduğunuz, bağlanıp sevdiğiniz kadının size verdiği güven mi, uyuşan tenleriniz mi, huzur mu, mutluluk mu sizi korkutan?
Haklısınız tabii! Bunlar dört yapraklı yonca misali kolay bulunmadığından bir tek kişide bulununca, bunlar bir kadında bir arada olunca bir erkeğe rahat batıyor!
Peki şöyle düşünelim o zaman.
Her sabah uyanıyorsunuz ve yanınızda her gün başka bir kadın!
Nasıl ama, düşüncesi bile hoş geliyor değil mi?
Başta çok hoş gelen bu rüya emin olun bir süre sonra kâbusa dönüşecektir. Çünkü her gün başka bir kadın, başka bir karakter… Böyle bir olay karşısında bir süre sonra siz kendinizden bile şüphe duymaya başlar ve belki de tırlatma durumuna gelebilirsiniz.
‘Yok artık’ demeyin, emin olun öyle!
Nerden mi biliyorum?
Az önce bahsettiğim Emre Altuğ’un rol aldığı film bu konuyu işliyor da…
Bir erkek ve on kadın!
‘Erkut’ karakteri, her gün bir kadınla uyanıyor ve…
Bir gün öyle bir noktaya geliyor ki; onca kadından sonra âşık olduğu ama bir heves uğruna aldattığı kadını geri istiyor. ‘Ben âşık olduğum, sevdiğim tek o kadını istiyorum’ diyerek…
Filmin sonunda ne olduğunu söylemeyeceğim ama ne diyordu film kahramanı Erkut?
‘Ben âşık olduğum, sevdiğim kadını, Eda’yı istiyorum!’
Filmi izleyip de bu cümleyi duyan kadınların o an içinden geçen şu olmuştur eminim.
‘Başkalarını değil, her konuda konuşabildiğim, her şeyi paylaşabildiğim, kalbimi kalbine atfettiğim, ruhuma sevdasını nakşettiğim, aşık olduğum kendimi bulduğum, aldığım nefesi aşkla soluduğum, mutlu ve de keyifli anlarına ortak olduğum, zaman zaman gözlerinden geçen hüzünlü şiiri okuduğum, kalbine sevgi ve aşk dokuduğum sevgilimi, sevdiğim tek adamı istiyorum.’
Ben de!
Paylaş