Evim dergisi ve Gülen Boya işbirliğiyle düzenlenen "Dekoratör Benim - Profesyonel Eli Değmemiş En Yaratıcı Yaşam Alanı" yarışmasının sonuçları belli oldu.
Katılımcılar arasından ilk elemeyi, www.evimdergisi.com.tr adresinden oy veren okurlar yaptı; finale kalan 10 ev ise aralarında benim de bulunduğum bir jüri tarafından belirlendi. Birinciliği kazanan evle ilgili hepimizin fikri aynı idi: Sahibinin kişiliğini yansıtan, yaşanmışlık izleriyle dolu, dengeli, sıcak, farklı odak noktalarının bir bütünlük oluşturulduğu, yaratıcı detaylarla dolu, cesur bir ev!
Evim dergisi ve Gülen Boya, yaşam alanını bir mimar, iç mimar dekoratör ya da başka bir profesyonel yardım almadan düzenleyenler arasında bir yarışma yaparak "en yaratıcı yaşam alanı"nı seçti ve kazanan ilk üç evin sahibini Avrupa seyahatleri ve Teknosa hediye çekleriyle ödüllendirdi. Yarışmada ilk elemeyi internet üzerinden Evim dergisi okurları yaptı. Daha sonra ise aralarında mimar Jale Kulin Akgün, mimar Fahrettin Aykut, iç mimar Selim Şenok, Y, Mimar Lerzar Aras, mimar Ümit Kanturvardar, Gülen Boya Kurumsal İletişim Müdürü Hilal Gökkaya, Evim dergisi Yayın Yönetmeni Sevda Barandır ve benim bulunduğum bir jüri ilk 10’u belirledi.
Yakın bir dosttan gelen telgraf
Yarışmanın sonucunda birinciliği Canan Eren Arditi’nin Bostancı’daki evinin salonunu aldı. Arditi, bu salonu dekore ederken rahatlığı ön planda tutmuş. Salonunda sevdiği eşya ve objeleri bir arada kullanarak yıllar içerisinde biriktirdiği anılarını mekana yansıtmaya çalışmış. Eski, yeni ama anısı olan eşyalar mekanda kendilerine yer bulmuşlar. Detayların ortaya çıkması için nötr renkleri tercih etmiş. Duvarlarda ise gri ve vizon renklerde boya kullanılmış. Beyaz renkte pike kumaşı ile kaplanan kanepelerde Arditi’nin en sevdiği renk olan siyah ile maskülen bir görünüm yakalanmış. Mekanın aydınlatmasında yan aydınlatma elemanlarının yanı sıra kristal kollu bir avize de kullanılmış. Eşyalarının onun yorumuyla hayat bulduğunu söyleyen Arditi, mekanın duvarlarına da anılarını taşımış. Resimler, siyah-beyaz fotoğraflar, yakın bir dosttan gelen bir telgraf, el yazısıyla kağıda dökülmüş şiirler çerçevelerin içerisinde bir dünya bulmuşlar kendilerine.
Renkler ön plana çıkıyor
İkincilik ise, Barbaros Ayvaz’ın Beşiktaş’taki salonu oldu. Renklerin ön plana çıktığı mekanda açık mavi, kırmızı ve beyazın hakimiyeti dikkati çekiyor. Ayvaz, "Açık mavi kendimi özgür hissettiriyor, üç kuruş olsun kırmızı olsun, beyaz ise saflık..." diyor. Alana farklı bir boyut kazandırmak amacıyla aydınlatmada abajur kullanılmış. Mobilyalar seçilirken ise rahat, kullanımı kolay ve pratik olmalarına dikkat edilmiş. Yer ise duvardan duvara halı ile kaplanmış. Bunun nedeni ise mekanı derli toplu göstermesi. Salonun duvarlarının en dikkat çekici noktası ise koltuğun arkasında kendine yer bulan ve ev sahibi tarafından yapılan duvar resmi... Koltuğun yanındaki sehpa ise aslında eski bir komodin. Kapağı çıkarılıp beyaz renge boyanan komodinin üzerine yerleştirilen cam tabla ile şık bir sehpa oluşturulmuş. Alt göz ise DVD’lik olarak kullanılıyor.
Doğal tonlar yoğunlukta
Üçüncülüğü kazanan Fatima Betül Balak ise, Karşıyaka’daki evinin salonunda hem göz, hem de hareket rahatlığının olmasına dikkat etmiş. Salon küçük metrekareli olduğundan karmaşık ve yoğun renklerden özellikle kaçınmış. Mobilyalarda açık renk ahşabı tercih eden Balak, mobilyalarının bir çoğunun cilasını kendisi yapmış. Eski ranzasının alt bölümünü üzerine minderler koyarak uzanma koltuğu haline getirmiş. Duvarlarda ise beyaza yakın su yeşili boya kullanılmış. Bunun sebebi ise