Geçmiş anılar ve hayatımız, sadece kişiliğimizi değil, yaşadığımız alanları da şekillendiriyor.
Evimiz bizimle konuşuyor, çocukluğumuzu, gençliğimizi, hatta yaşlılığımızı anlatıyor. Onu dinleyin, çünkü en yaramaz biyografimiz orada ortaya çıkıyor. Sizin evinizi, kendi arkadaşlarıma benim evim diye yutturmamı engelleyebilecek -size ait- ne olduğunu ya da ne olmadığını bulun, evinizin size ne söylediğini okumaya çalışın.
ilenyum çağının bize getirip emanet ettiklerini düşünecek olursak bugün günlük yaşantımızdaki hemen hemen her kararda teknolojinin, sistemin ve popüler kültürün etkisini görüyoruz. Sabah kullandığımız sıvı sabunluktan başlayıp gece yatmadan önce kontrol edilen dijital saatlere kadar aslında sürüden kopmadan yaşamanın kolaylığına ve konforuna bağlıyız. Oysa bizi biz yapan, bizi a, b ve c diye ayıran özelliklerimiz çok derinlerde sakladığımız hikayeler. Anılarımız, inançlarımız, kuytu köşelerimiz. Onları terk edene kadar hiçbirimiz bu klanın parçası değildik, daha özgür ve daha saftık. Geride bıraktığımız her günün gerçekten de geride kaldığını kabul mu etmeliyiz?
Hayır diyor otoriteler. Bu çağın neredeyse, sadece standartlar enstitüsünden damga eksiği olan yaşantılarına baktığımızda ’ruh’ eksikliğinin itirafını yapmamız gerekiyor ve uzmanlar artık insan yaşamının geçtiği her noktada kendi geçmişinin ve değerlerinin yansıyacağını söylüyorlar. Geçmiş geleceği yönlendiriyor. ’Dur’makta iken bile.
Hayatının küçük bir bölümünde dahi bir şeyler biriktirmemiş insana rastlamak mümkün mü? Eski not defterleri, çakıl taşları, pullar, kelebekler, kuru çiçekler, kartlar... Ya da yaşadığınız mekánları düşünün. En masumundan en dikkat çekenine kadar sahip olduğunuz iç sesleri ne kadar yükseltebiliyorsunuz orada? Ya da onları çoktan unuttunuz mu? 2000’li yıllarla beraber ’emotional lifework’ kavramının yaşama mekánlarına yerleşmesi ve kültür karakteristiklerinin evlerde kullanılması ve prototip mekánların demode olmasıyla kuvvetlenen bireyselleşmenin bugün geldiği nokta bu. ’Öz’e dönüş...
Aslında çoğu zaman farkında olmadan bunu yaşarız, kimi zaman da bilinçli olarak kendimizden uzaklaştığımız olur. Bir bakalım, doğayla iç içe bir çocukluk geçirip çiftlik hayatından başka bir deneyimi olmayan birinin kendi yaşama mekánını kuru dallarla dekore etmesi bağışlanabilir mi? Ya da dini inançlarına ayırdığı vakitleri için evinde küçük bir köşe yaratan birinin bu tercihi masum ve dürüstçe değil midir? Gelin görün ki dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın bir Güney Amerikalı’nın ya da Japon’un evini kendi ülke kültürünü rahatça yansıtmasından hemen anlarsınız, onun cinsiyetini bilmeseniz bile. Kaldı ki cinsel kimliğiniz de yaşadığınız mekánı biçimlendirmenize karar verebilen önemli bir şifre çözücüdür.
Şimdi kendi evinize bir bakın. Hayalinizdeki kahramanlar, unutulmaması gereken arkadaşlıklar, tavan arasında duran gençlik ya da her neyin gölgesinden mutluluk duyacaksanız o odalarda...
Kış Bahçesi
Accenturc Design Gallery, 22 Mart tarihine kadar Ebru Bilun Akyıldız’ın 'Kış Bahçesi' isimli fotoğraf sergisine ev sahipliği yapıyor. Akyıldız’ın beşinci kişisel sergisi olan Kış Bahçesi, bütün dinginliği ve sadeliğiyle bir bahçenin kış mevsimiyle yaşanan dönüşümüne sanatçı gözüyle bakıyor. Onun sergi hakkındaki yorumu, geçmişinden ilham aldığının göstergesi: "Çocukluk yıllarımda annem, sonbahar sonrası bahçenin bakımsızlığından yakınırdı. Babam dökülen yaprakları toplar, yabani otları bahçeden söker, ağaçları budardı. Bahçe düzene girerken, hayranlık duyduğum o kendiliğindenlik eksilir, bahçe 'kontrol altına alınmış' olurdu.
O yıllarda kendi beğendiğim gibi 'vahşi' bir halde bırakacağım, gelecekteki bahçemin hayalini kurardım. Kendi beğendiğim gibi bir bahçeyi Emine Turan'ın Accenturc'te bana sunduğu alana kuruyorum." Tel. (0212) 260 91 18.
Yatağım Pirelli
Kaliteli bir dinlenme ancak sağlıklı ve keyifli bir uyku ile mümkün. Kendi adına patentli Dualcomfort Physiosystem teknolojisiyle tek blok lateks olarak üretilen Pirelli yatakları, insan vücudunun baştan ayağa 7 ayrı ağırlık bölgesine, farklı ölçülerde destek veriyor. Böylece uyurken vücut dengeniz korunuyor, doğru pozisyonda uyuyor ve güne daha dinamik başlıyorsunuz. Pirelli yataklarını tüm Cinisli mağazalarında bulabilirsiniz.
Şaşırtıcı tasarımlar
Francesco Binfare’nin Edra için tasarladığı Corbeille, 5 farklı parçanın bir araya gelmesiyle oluşan ve zevkinize göre şekillendirebileceğiniz On The Rocks, oturulduğunda bulutların üstündeymiş hissi uyandırıyor. Humberto & Fernando Campana kardeşler tarafından tasarlanan Boa, sizi saran kolları ile oturduğunuzda kalkmak istemeyeceğiniz bir forma sahip. Birbirinden farklı eski kumaş ve giysilerden oluşan Tejo Remy tasarımı Rag Chair ise, vintage düşkünlerinin vazgeçilmezi olmaya şimdiden aday. Hepsi tasarım üssü Haaz’da. Tel: (0212) 285 03 00.