Paylaş
Hamam kültüründen küvete ve hızlı şehir yaşamının zorunluluğu duş kabinine kadar uzanan banyo yolculuğunda, yatak odası-banyo yakınlaşmasından doğan “kişisel rahatlama ve arınma” işlevi geçmişe dönüş yaşatıyor, “duş al-çık” mantığı yerine “uzun uzun suda kal-gevşe-şımar” felsefesine dayalı spa-banyolar yaygınlaşıyor.
Yeni dönemin banyoları, kişisel bakım, rahatlama, dinlenme gibi işlevlere cevap verir biçimde tasarlanıyor. Evin diğer alanlarıyla da yakın ilişkiler kuran bu jenerasyonun atmosferleri, adeta bir salon-spa.
Mobilya sayısı artıyor, yeni banyolara oturma ünitesi, aromatik köşeler, hatta okuma bölümleri yapılıyor. Heykelimsi üniteler, ayaklı küvetler, doğadan ilham alan organik formlu lavabo ve klozet tasarımları, aynalar ve aksesuvarlar bu estetik devrimin tamamlayıcıları. Tasarımcılar, paslanmaz çelikten cama, ahşaptan pleksiye kadar pek çok malzemeyi aynı model üzerinde değerlendiriyorlar.
Banyo sektörünün tüm oyuncularının ortak noktası ise, hem tasarımcı, hem endüstri hem de tüketicilerin artık dünyanın ömrünü uzatmak konusunda kendi üzerlerine düşen sorumlulukları iyi bilmeleri. Özellikle beyaz eşya, vitrifiye ve armatür tasarımlarında çevreye, kaynak kullanımına duyarlı “yeşil” sistemler üzerinde yoğun çalışmalar var.
Neler moda
Bir yanda gösterişli formlar ve parlak yüzeyler, diğer yandan minimal boşluklar ve sadelik. Yeni dönemin yeni sentezi bu!
Neo-lüks kavramı, 2009’da da banyolara sıçramış durumda. Su ile temasını aralıksız sürdüren vitrifiyeler ve armatürler, formlarının yanı sıra malzemeleriyle de tasarım teknolojisinin sınırlarını zorluyor. Evde yenilenme keyfini yaşamak, kişisel bakım için zaman ayırmak ve stresten arınmak için tasarlanan dinlendirici tapınaklarda, yani yeni nesil banyolarda masaj ve aromaterapi kavramları da ön plana çıkıyor.
Banyodaki organizasyonun ve depolamanın merkezi mobilyalar, hem işlev yetenekleri hem de çağdaş estetik parametrelere uygun formları ile diğer yaşam alanlarındaki benzerleriyle yarışıyor.
Tarzınıza karar verirken
Düş kurmaktan kaçınmayın! Dergi ve kataloglarda göz gezdirerek beğendiğiniz modelleri işaretleyin. Seçtiğiniz ürünlerin aynını alamasanız bile, tarzınızın ne olacağına ana hatlarıyla karar vermiş olursunuz. Hoşunuza giden tarzı belirledikten sonra, avantaj ve dezavantajlarını not ederek, bu tarzla rahat edip edemeyeceğinizi ölçmeye çalışın.
Örneğin zemin kaplaması için mermer kullanmak gösterişli olabilir, ancak sabah kalktığınızda çıplak ayakla ilk bastığınız yerin buz gibi bir taş olmasına dayanabilir misiniz?
Oluşturduğunuz tarza en yakın showroom’ları gezmeye başlayın. Bir showroom’a girip her şeyi tamamen konusunda uzman iç mimarlara bırakabilirsiniz. Ama eğer onlara bir çıkış noktası vermek istiyorsanız, aklınızdakileri, bir eskiz de olsa, kâğıda çizin. Boyutlarını çizdikten sonra, vitrifiye ürünlerine ve mobilyalara uygun şekiller keserek sonuçtan memnun kalıncaya kadar çeşitli deneme ve düzenlemeler yapın.
Kapının açılma mesafesini hesaplamayı, banyoyu paylaşıyorsanız (ve alan uygunsa) tek lavabo yerine çift lavabo almayı düşünün.
50 bin kişinin gezdiği fuar: UNICERA
UNICERA Uluslararası Seramik ve Banyo Fuarı, Türk seramik sektörünün yılda bir kere toplu halde buluştuğu, sektörün en yeni ürünlerini ve en yeni teknolojilerini tanıttığı uluslararası bir fuar. 1988 yılından bu yana her yıl nisan ayında, İstanbul’da gerçekleştirilen UNICERA, bu sene 1-5 Nisan tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenleniyor. Yedi salonda 40 bin metrekarelik alan üzerinde ziyaretçilerin çağdaş yaşam tarzına uygun tasarımlarla teknolojiyi buluşturan yeni ürünleri görme şansına sahip olduğu fuar, tasarımcı, üretici firma, tüketici, dış alımcı, ürün ve ustaların bir araya gelmesiyle yalnızca ticari anlamda değil, aynı zamanda bir iletişim, bilgi ve kültür aktarım platformu olarak da büyük önem taşıyor. 2008 yılında ise fuarı ABD, Almanya, Çin, İspanya, Singapur gibi ülkelerden gelen ziyaretçilerle 47 bin kişi gezmişti.
Küçük mekanlara çözüm bulmak gerek
1989 yılından bu yana Boffi için çalışan, şu anda Boffi’nin tasarımcısı, art direktörü ve tüm dünyadaki fabrikalarının ve showroom’larının mimarı olan ünlü İtalyan tasarımcı Pierro Lissoni, yeni banyo tasarımlarıyla ilgili şu bilgileri veriyor: “Günümüzde evin bu bölümü herkes için, kadın veya erkek, evli veya bekar fark etmez insanın konfor ihtiyacını giderdiği bir alan olarak konumlanıyor. Son zamanlarda ise XXL ölçülerinde ve büyük boşluklardaki rahatlığı ve çözümü küçük mekânlara uyarlamanın yolunu arıyorum. Banyo artık insana refah ve huzur verdiği ölçüde değer kazanıyor. Su bizim için çok önemli, hayatta her şey bu elemente bağlı.”
Paylaş