New York’un tadı damağımda kaldı

Yolum bir kez daha New York’a düştü.

Haberin Devamı

Yine caddelerinde ve sokaklarında dolaştım durdum, anılarımı tazeledim. Dünyanın başkenti olan bu kalabalık kent hiç değişmiyor. 40 yıl önce nasılsa yine öyle. Her şey yerli yerinde. Onun için yazacak yeni bir şey bulamadım. Ben de gördüklerimi bir kenara bırakıp, yediklerimi, içtiklerimi sizlerle paylaşmak istedim.

 

 

Balthazar-New York’taki Paris
New York’un en işlek yerinde, 19. yüzyıl Paris’ini çağrıştıran bir bar-restoran. Özellikle öğle yemeklerinde yer bulmak çok zor. Çünkü çevrede çalışanlar, alışverişten bunalanlar, nefeslenmek için burada mola veriyorlar. Ben gittiğimde de aynı kalabalık yer bulma telaşındaydı. Aslında benim niyetim yemek yemekten çok, barın bir kenarına ilişip, etrafı seyretmekti. Bu tür seyirlere bayılırım. Film seyrediyormuşum gibi gelir bana. Balthazar’ın mutfağında lezzetli yemeklerin piştiğini bilirim. Özellikle cuma günleri hazırlanan balık çorbasının tadı
tariflerin ötesindedir. Öğlen, verdiğim kısa molada taze baget ekmeği arasına yapılmış sandviçle bir bardak beyaz şarap içtim.

 

Haberin Devamı

Pilav üstü tavuk
Seyyar pilavcıların sadece Türkiye’de olduğunu sanırdım, yanılmışım. New York sokaklarındaki yemek arabaları da artık pilav üstü tavuk satıyorlar. Bu yemek şimdilerde oldukça moda. İnsanlar tavuklu pilav yiyebilmek için gündüz-gece uzun
kuyruklarda bekliyorlar.
Yemek üç katmandan oluşuyor. En altta safranlı pilav. Onun üstünde beyaz pilav. En üstte ise didiklenmiş tavuk eti. Yemek bir dilim pide ve turşu ile sunuluyor. Acı sevenler için ise paket içinde özel sos veriliyor. Dolu dolu tabağın fiyatı 7 dolar. Bu seyyar pilavcılara birçok sokakta rastlayabilirsiniz ama benim önerim 5. Bulvar ile 56. Sokak’ın kesiştiği köşedeki pilavcı olacak.

 

Xian: Parlayan yıldız
New York’ta, Çin Mahallesi’nde yüzlerce Çin lokantası bulmak mümkün. Her birinde Çin’in değişik yöresinden yemekler tadabilirsiniz. ‘Xian Famous Foods’, bunların arasında çok özel bir yere sahip. Bu küçücük lokanta şu sıralar New York’luların favori mekânlarından biri. Günün her saatinde önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Kızımın önerisi üzerine ben de o kuyrukta bekledim. Sıram geldiğinde, bir porsiyon acı soslu mantı ile içinde bol kimyonlu kuzu tandır bulunan pide aldım. Mantının içinde de bol baharatlı kuzu eti vardı. İçeride yer olmadığı için, sokakta, bir yangın çeşmesinin üstüne oturup, aldıklarımı afiyetle yedim.

 

Haberin Devamı

Hem kruvasan hem de donat
Uyanık bir fırıncının buluşu şimdi New York’ta çok moda. Bu, Fransızların ünlü çöreği kruvasan ile Amerikalıların ünlü donatının birleşimi bir tatlı. Adı da bu iki çöreğin adlarından oluşmuş: Cronat. Soho’da, Thompson ile Spring caddelerinin kesiştiği yerdeki küçük bir pastanede yapılıyor. Özellikle pazar günleri, bu özel çöreğe ulaşabilmek için kuyrukta beklemek gerekiyor. Dışı kruvasan, içi donattan oluşmuş bu ikilinin içinde bol miktarda vişne marmelatı var. Yanında koyu bir kahveyle oldukça lezzetliydi.

 

Asırlar boyu aynı lezzet
New York’a gidip de, Katz’s Şarküteri’de pastırmalı sandviç yemeden dönerseniz gezinizi tamamlamamış olursunuz. Burası, 1888 yılından beri hep aynı sandviçi satıyor. Pastırma, mısırla beslenen danaların etinden yapılıyor. Burada da kuyrukta beklemek zorundasınız. Eğer içeride bir masa bulabilirseniz kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Bulamazsanız, ısırmakta zorlanacağınız kadar kalın sandviçi, benim gibi bir duvarın üstüne oturup yersiniz. Nerede yerseniz yiyin, sandviçin tadı değişmiyor.

 

Haberin Devamı

Uğramadan dönmek olmaz
New York’ta et yemek için oldukça fazla seçeneğiniz var. Bunlar arasında bence bir numara Peter Luger. Buraya daha önce gittiğim için, bu kez ete olan hasretimi Smith and Wollensky ve Wolfgang’da
gidermeye çalıştım. İkisinde de çok lezzetli etler yedim.
Eğer lezzetli bir İtalyan yemeği yemek istiyorsanız, Gramercy Park Oteli’nin içindeki Maialino’yu öneririm. Özellikle makarnaları aşırı lezzetli.
Eğer pizza yemek istiyorsanız, Brooklyn Köprüsü’nün Brooklyn tarafındaki ayağının altındaki Grimaldi’ye gitmelisiniz. İncecik bir hamurun üstünde bol peynirli, özel salçalı margarita’yı yemeye doyamadım. Tabii ki bir akşam, The Modern’in mermer barında içkimi yudumlamayı ihmal etmedim. Bu bar beni her zaman mutlu etmiştir.

Yazarın Tüm Yazıları