Paylaş
Şöyle keyifle, gönül rahatlığı ile ağız tadıyla yemek yiyecek lokanta bulma konusunda zorlandım. Yıllar boyu Fransız, İngiliz, İtalyan, Amerikan gezginlerini kıskanıp durdum. Bu ülkelere yaptığım gezilerde, en küçük köy de bile, beyaz örtülü masaları olan, beyaz önlüklü garsonların servis yaptığı, porselen tabaklarda çok lezzetli yemeklerin sunulduğu lokantalar buldum. Her seferinde “neden bizde yok” sorusunu sordum, yanıtını bulamadım.
Geçen hafta New York Times gazetesindeki bir yazı, yine kıskançlık duygularımın kabarmasına neden oldu. Yazıda, ‘nüfusu az ama yıldızı bol’ köy, kasaba ve kentlerden bahsediyordu. Haritada bile yeri zor bulunan yerleşim yerlerindeki Michelin yıldızlı restoranların çokluğu, beni hem şaşırtıyor hem de kıskandırıyordu. Geçmiş gezilerimi hatırladım. Yazının kahramanı kasabalarda ve kentlerde olan ve sözü edilen restoranların bazılarında yemek yemiştim.Bu yazımda sizinle yolculuk anılarımı paylaşacağım.
Rüya şehir: COLMAR
Michelin yıldızlı restoran sayısı: 7
Toplam yıldız: 10
Geçen yıl, Fransa’nın Alsace Bölgesi’nde şarap ve yemek turuna çıkmıştım. 170 kilometre uzunluğundaki ‘Şarap Yolu’ üzerinde uğramadığım köy bırakmamıştım.
Ara sokakları gezerken, kendimi bir çocuk masalının içinde dolaşıyormuş gibi hissettim. 200-300 yıllık rengârenk evler, parke taşı döşeli yollar, kanallara doğru sarkan rengârenk çiçekler... Colmar, “keşke burada yaşasam” dedirtecek türden bir kentti. Her yıl düzenlenen şarap fuarında kent tam bir şenlik yerine dönüyordu. Topu topu 63 bin kişinin yaşadığı kentte tam yedi tane Michelin yıldızlı restoran vardı: Ben, eski bir Alsace evinde müşterilerini ağırlayan Nouvelle Auberge’e gittim. Tek yıldızlı şef beni kapıda karşıladı. Önden kazciğeri pate yedim. Ana yemek olarak taze bezelyeli, havuç püreli ve özel soslu bir kuzu pirzola istedim. Lezzetli ve fiyatı uygun bir lokantaydı.
En lezzetli kent: SAN SEBASTIAN
Michelin yıldızlı restoran sayısı: 9
Toplam yıldız: 17
Kuzey İspanya’da, Fransa sınırına 20 kilometre uzaklıktaki bu kenti ilk kez eski kalenin bulunduğu tepeden görmüş ve âşık olmuştum. Küçük bir koy, sapsarı kumla kaplı Concha kumsalı, tekneler, kahveler, restoranlar. Büyüleyici bir kentti, canım hiç ayrılmak istememişti.
San Sebastian bence Avrupa’nın en lezzetli kentiydi. Bunun nedenini kimisi Fransız mutfağının etkisine, kimi de malzemenin tazeliğine ve bolluğuna bağlıyordu. Bence lezzetin nedeni Txoko geleneği. Bu gelenek sayesinde San Sebastianlıların damakları gelişmişti. Bu geleneğe göre, yılın belli günlerinde erkekler bir araya geliyor, ikişerli takımlar halinde yemek yapıyorlardı. Bu sırada deneyimlerini, tariflerini değiş tokuş ediyorlardı.
Kentte tam 9 tane Michelin yıldızlı restoran bulunuyordu: Alameda, Arzak, Miramon Arbelaitz, Martin Berasategui, Mirador de Ulia, Kokatxa, Akelare, Mugaritz, Zubera. San Sebastian’da üç Michelin yıldızlı Arzak Restoran’a gittim. Dört katlı binanın giriş katında yer alan restoranı bana şef Juan Mari ile kızı şef Elena Arzak gezdirdi. Kocaman mutfakta aşçılar ve yamaklar karınca gibi çalışıyorlardı. 100 bin şişe şarap bulunan mahzen aklımı başımdan aldı. Yedi yemeklik tadım mönüsünü ısmarladım. Yemekler bittiğinde restoranın üç yıldızı bileğinin hakkıyla aldığını anladım.
Şarabın kalbindeki kasaba: YOUNTVILLE
Michelin yıldızlı restoran sayısı: 3
Toplam yıldız: 5
Amerika’nın ünlü şarap bölgesi Napa’da gezinirken, yolum tesadüfen Yountville’e düşmüştü. Şarap satan dükkânlar öylesine tahrik ediciydi ki, içinden çıkmak istemiyordum. Napa Nehri ile Mayacamas Dağları arasındaki kasaba adeta lezzet başkentiydi. İki kez dünyanın en iyi restoranı seçilen French Laundry’nin doğum yeri bu kasabaydı.
Yountville’de üç tane yıldızlı restoran vardı: Bouchon, The French Laundry, Redd. Kasabada bir gün kalacaktım. Önceden rezervasyon yaptırmadığım için maalesef bu restoranların lezzetli yemeklerini yiyemedim.
Lezzetli yazlıkçı: KNOKKE-HEIST
Michelin yıldızlı restoran sayısı: 8
Toplam yıldız: 12
Belçika’nın bu sahil kasabasını ilk gördüğümde biraz Selanik’i, biraz da İzmir Kordon’u hatırlamıştım. Bu küçük kasabada 8 tane Michelin yıldızlı restoran vardı: Oud Sluis, Danny Horseele, Pure C, La Trinite, Sel Gris, De Oosthoek, Jardin, Cuisines 33. Bu lokantaların toplam yıldız sayısının 12 olduğunu öğrenince şaşırmıştım. Sel Gris’te yer buldum; yemekten önce dünyanın en ünlü 10 tuzunun tadına baktım. Daha sonra mönünün yıldızı olan istakoz ve ıspanakla doldurulmuş dev ravyoliyi ısmarladım. Üstüne dökülen limonlu tereyağı, lezzeti daha da yukarılara tırmandırdı.
Dünyanın gurme mabedi: BRAY
Michelin yıldızlı restoran sayısı: 8
Toplam yıldız: 12
Londra yakınlarındaki küçük kasaba Bray, damağına düşkün herkesin bildiği bir yer. İlk Michelin yıldızını, Waterside Inn adlı restoran almıştı. Bir Bray gezim sırasında, dünyanın en iyi restoranlarından biri olan Fat Duck’ta yemek yemek istedim. Rezervasyon yaptırmadım, lokantanın baş somaliyesi İsa Bal’a güvendim. Bu başarılı Türk, o tarihlerde dünya şampiyonasına katılmak için Japonya’daydı, yardım edemedi. Diğer Michelin yıldızlı restoranlar The Hind’s Head, Royal Oak ve Waterside Inn’de yer yoktu, kös kös geri dönmüştüm.
Paylaş