Paylaş
FIFA Başkanı Blatter ve 25 kişilik İcra Kurulu, Türkiye’de yaşamadıkları için ne kadar da şanssızlar.
Türkiye’de yaşıyor olsalardı, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan gibi saati zevkle kullanmaya devam ederler, kendilerini kimseye de hesap vermek zorunda hissetmezlerdi.
Zafer Çağlayan, hakkında verilen soruşturma önergesi TBMM’de konuşulurken, kürsüye çıkmış, “Saati Zarrab aldı ama parasını ben ödedim, garantisi benim üzerimde” diye bağırırken, bir yandan da bir kâğıt parçasını elinde sallamıştı.
O zaman zannetmiştim ki Çağlayan saatin parasını Reza Zarrab’a ödediğini gösteren banka dekontunu sallıyor!
Meğerse salladığı kâğıt, saatin Zarrab’ın bir adamı adına kesilmiş faturasından başka bir şey değilmiş!
O günden beri de saatin parasını ödediğine ilişkin herhangi bir kanıt ortaya koyabilmiş değil.
Bir banka dekontu olsun, gümrük vergisinin kendisi tarafından ödendiğini gösteren olsun, bir kâğıt gösteremedi.
Ama milleti enayi yerine koyduğunu gösterircesine, kürsüden kâğıt sallamayı ihmal etmemişti!
Güzel sözler söylemek kolaydır
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, gelecekte “Türkiye’ye evrensel demokrasiyi getiren adam” olarak hatırlanmak istediğini söylemişti.
Dün de yazdım, tekrarlayayım, bunun adımlarını attığı gün oyum kendisinindir!
Ancak bizim memlekette güzel sözler her zaman eylemlerle desteklenmez.
Hatta güzel ve hepimizin katılacağı bir söz söyleyen insanların, eylemleriyle bunun tam tersinin peşinde olduğunu düşündürecek çok örnek de görmüşlüğümüz var.
Başbakan Davutoğlu’nun hükümetinin güvenoyu almasından sonra TBMM’de bir torba yasa kabul edildi.
Madencilerin haklarını korumak için tasarlanmıştı, ama içinde madencilerin haklarından başka her şey olan bir torba kanun!
Bu torbanın içinde şöyle bir kanun var mesela:
Üst düzey bürokratlar, denetim elemanları ve Emniyet personeli, görevden haksız yere alındıkları için mahkemece göreve iade hakkı kazansalar bile bu mahkeme kararı 2 yıl boyunca uygulanmayacak!
Başbakan’a sormak isterim: Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, kanun çıkararak bir mahkeme kararının uygulanmasının ertelenmesi mümkün olabiliyor?
Evrensel demokrasiden söz ederken bu bir çelişki değil mi?
Yine torbadan çıkan bir başka kanun: 5 imtiyazlı özelleştirme ile ilgili yargı kararları uygulanmayacak.
Buyurun, bir “evrensel demokratik örnek” rica ediyorum bununla ilgili.
TİB Başkanı, herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duymadan, internet sitelerine erişimi engelleyebilecek.
Ayrıca vatandaşların internet trafik bilgileri, TİB tarafından saklanacak.
Var mı “evrensel demokratik” bir örneği?
Güzel sözler söylemek kolaydır.
Ama söyleyip geçmek, adının önünde Başbakan yazan bir politikacıya yakışmaz.
Kahve muhabbeti yapmıyor, kamuoyunun önünde söz veriyor, bu sözünü tutmak zorundadır.
Başbakan’ın şimdi yapması gereken bu kanunlar ile söylediği sözlerin neden çelişmediğini açıklamak, örnekler ile kamuoyunu tatmin etmektir.
Bunların örneklerini bulamıyorsa yapması gereken şey TBMM’de bu kanunları düzeltmektir.
Darbe yalanı ortaya çıkmasın diye
AKP, TBMM’de dört bakan hakkında kurulan soruşturma komisyonunun çalışmalarını engelliyor.
Komisyonun AKP’li başkanı önce soruşturma ile ilgili savcılık fezlekelerini “İndeksi yok” diye savcılığa iade etti, şimdi de fezlekeleri Meclis’te bir odaya kilitledi.
Komisyon üyesi milletvekilleri, savcılık fezlekelerini TBMM’de bu özel oda dışında inceleyemiyorlar, soruşturmayı layıkıyla yürütmeleri engelleniyor.
Yani beklediğim gibi oldu, AKP bir komisyon kurdurarak sanki iddiaları soruşturuyormuş gibi yapıyor ama belli ki komisyonun gerçek amacı yolsuzluk iddialarını örtbas etmek!
Bunu yapmak zorundalar çünkü olay ortaya çıktığından beri bu soruşturma ile ilgili faaliyetleri “hükümete karşı darbe girişimi” gibi sunmak yolunda bir hayli yol aldılar.
Eğer dosya adam gibi soruşturulacak olursa, bu iddialarının yolsuzlukları örtmek için uydurulmuş büyük bir palavra olduğu da ortaya çıkacak.
Fezlekelerde, rüşvet almakla soruşturulan bakanlar ile ilgili belgeler var.
Parayı nasıl aldıkları telefon konuşmalarıyla, görüntülerle tespit edilmiş durumda.
Bunlar ortalığa saçıldığında, darbe iddialarının da iskambilden bir şato gibi yıkılmasını önleyemeyeceklerini biliyorlar.
Paylaş