Gül emekliliğe razı olacak mı?

CUMHURBAŞ-KANI Abdullah Gül, yeniden aday olmayacağını açıkladı ve aslına bakarsanız malumu ilan etmiş oldu.

Haberin Devamı

Açıklamasına göre zaten yerel seçimlerden önce Başbakan Erdoğan’a yeniden aday olmayacağını söylemiş.
Bunu biz “milli iradeden” bugüne kadar neden sakladığını anlayabilmiş değilim.
Bu soru Cumhurbaşkanı’na belki on kere soruldu ve her seferinde yanıt olarak “Zamanı gelince öğrenirsiniz” türünden yanıtlar verdi, mesela Uşak’ta “Bakalım” demişti.
Elbette Cumhurbaşkanı’nın bu son açıklamasının Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi “Ben zaten inecektim” türünden bir açıklama olduğunu iddia edecek değilim.
Öyle diyorsa, öyledir!
Ancak ortada yanıtsız kalmış bir soru hâlâ var.
Cumhurbaşkanı Gül, görev süresinin bitiminden sonra aktif siyaset içinde kalacak mı, yoksa bir köşeye çekilip, emekliliğinin tadını sürecek, babasının bağına gidip pekmez mi kaynatacak?
Ancak, ikinci seçeneğin Gül’ü çok mutlu edeceğini zannetmem.
Bir süre önce “Bu şartlarda aktif siyasete devam etmem” dediğini de hatırlayacak olursak, hafiften bir kalp kırıklığı yaşayacak gibi geliyor bana.
Çünkü “bu şartlar” dediği, Erdoğan’ın “emanetçi Başbakan” isteğinden başka bir şey de değil.
Aslında Gül’ün de aktif siyasetin içinde olmayı ve kurucusu olduğu partinin başına geçmeyi hayal ettiğini söyleyebiliriz. AKP içinde de bu yönde çok talep olduğu biliniyor.
Sorun, Başbakan’ın, Köşk’e çıkmayı başarırsa “başka tarz bir Başbakan ile çalışma isteği içinde olması”.
Gül’ün siyasi geleceğini belirleyecek şey, gelecek genel seçimlere kadar Erdoğan’ın kafasında planladıklarının gerçek hayat ile uyuşup uyuşmayacağını görmesiyle ilgili.
Erdoğan, düşündüğünü yapabildiğini görürse, Gül’e de emeklilikten başka çare kalmıyor gibi.

Haberin Devamı


İftarda siyasi nutuk olur mu?


RAMAZANIN başlamasıyla birlikte, “toplu iftarlar” da başladı. Başta Başbakan olmak üzere, önemli siyasetçiler bu toplu iftarları dolaşıp, tatlı ve çaydan sonra bir de nutuk atıyorlar!
Sindirime yararlı olacağını söyleyemeyiz çünkü o iftarlara katılanlar gerçekten oruç tutuyorlarsa, iftar sonrası şekerleri de yükseldiğinden bu nutukları dinlerken uyukluyorlardır. Yemekten hemen sonra uyuklamak sağlık için iyi bir şey değildir, katılımcıları ben uyarmış olayım.
Siyasetçiler bu iftarlarda konuşurken ramazan ayının önemi, orucun değeri gibi konulara değinmiyorlar tabii.
Bir ibadeti yerine getirdikleri için huzur içinde olmaları gerekirken tam tersi davranıyorlar, olanca sinirleri ile verip veriştiriyorlar ki bu konuda da birinciliği yine Başbakan’a veriyorum.
Paralel yapıdan giriyor, faiz lobisinden çıkıyor, Sisi’ye uğrayıp, muhalefete çakıyor.
Bize kitaplarda anlatılan, büyüklerimizden dinlediğimiz ramazan ile ilgisi hiç olmayan bir durum bu.
Siyasi nutuk atmak istiyorlarsa, zaten bütün gün bunu yapabilirler, kimse de onlara zaten karışmıyor.
Ama bari iftarları bu işe alet etmeyin, hiç olmazsa iftar konuşmalarınızda birleştirici, huzur verici konuşmalar yapın.
Diyanet İşleri Başkanlığı, iftarlarda atılan siyasi nutuklar konusuna bir el atsa iyi olur diyorum.

Haberin Devamı

Tek adam yönetimine doğru


HER şey Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bir tür “tek adam–tek parti” yönetimine geçilecek şekilde yeniden dizayn ediliyor.
En son olarak 105 maddelik bir yargı paketi Meclis’ten geçirildi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bunu ikiletmeden imzalayarak yürürlüğe koydu.
Buna göre Yargıtay ve idari yargı yeniden dizayn edilecek. Soruşturmalarda yetkili olacak 900 yeni hâkim tayin edilecek, bu atamaları HSYK’nın Adalet Bakanı tarafından “tayin edilen” dairesi yapacak.
Bu hâkimler, istedikleri soruşurmayı kapatabilecek, istediklerini yürütebilecek ve bu kararları tek başlarına verecekler.
Hâkim atamalarının nasıl yapılacağı da HSYK’nın son tayinleri ile aşağı yukarı belli olmuş durumda.
Hükümete sadakatle bağlı bir yargı yaratılmak isteniyor.
Cumhurbaşkanı’nın imzaladığı son kanun paketi ile birlikte, hükümetin bağımsız yargıya karşı yaptığı darbe önemli ölçüde tamamlanmış oluyor.
Artık yargının bağımsızlığından söz etmek, yargının idarenin eylem ve işlemlerini denetleyebilmesini beklemek de mümkün değil.
Güçler ayrılığının bir ayağı daha kırılmış bulunuyor. Yürütme ayağını da Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilince kıracak, her fırsatta bunu söylüyor.
Türkiye doludizgin bir tek adam yönetimine doğru sürükleniyor!

Yazarın Tüm Yazıları