CÜNEYD Zapsu’nun "Başbakan’ı kullanın" şeklindeki sözleri AKP’de de tartışmalara yol açmış.
Bunun üzerine konuşmanın İngilizcesi bant kaydından dinlenmiş, sonra da parti yetkililerinin yaptırdığı tercüme okunmuş.
VeBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan kararını vermiş: Sözler hatalı çevrilmiş!
Başbakan’ın İngilizcesinin zaman içinde bu kadar gelişmiş olması alkışlanacak bir durum!
İngilizce’yi hallettiğine göre şimdi Fransızca ya da Almanca’ya geçmesinin de zamanıdır diyorum.
Öte yandan Milliyet Washington Muhabiri Yasemin Çongar da söz konusu konuşmanın bant kayıtlarını çözmüş.
Zapsu konuşmasının bir yerinde "Başbakan’ın sömürülmesini" öneriyor; ama sonra bunun kötü bir kelime olduğunu belirterek Türkçe ile karışık "kullanmak" fiilini sarf ediyor.
İşte konuşmanın o bölümü şöyle.
"Please try to... I’d say ’exploit’ is a bad word, but kullanmak or use... (Zapsu burada Türkçe ’kullanmak’ sözcüğünü telaffuz ediyor ve İngilizce nasıl denir anlamında dinleyicilere bakıyor ve bir Türk dinleyicinin hatırlatması üzerine sözlerine devam ediyor) take advantage of this man."
Konuşmanın "devirmeye çalışmak" ve "delikten aşağıya itmek" kısmında da gazeteciler tarafından "çarpıtılan bir durum" görünmüyor.
Belli ki Zapsu, başta Başbakan ve Dışişleri Bakanı olmak üzere AKP’li yöneticilerin çok sık yaptığı gibi "amacını aşan" ifadeler kullanmış.
Şimdi ortaya çıkıp bunu söylemek ve özür dilemek yerine "konuşmam çarpıtıldı" demek, ne kadar dürüst bir tavır?
İki ay gecikmeli adalet
YARGIYI etki altında bıraktıkları iddiasıyla yargılanan gazetecilerle ilgili dava düşürüldü. Önceki gün yapılan duruşmada yargıç, "Dava iddianamesinin mahkemece kabul edilmesi için iki aylık süre var. Bu süre geçtiği için yargılama yapamayız" dedi ve davayı düşürdü.
Bu dava nedeniyle ilginç günler yaşamıştık. Polis, adliye koridorlarında ve adliye dışında yargılanan gazetecileri ve onlara destek için orada bulunanları korumak için hiçbir şey yapmadı.
İtiş kakışlar yaşandı, ortaya çıkan görüntüler Türkiye aleyhindeki televizyon yayınlarında kullanıldı.
İşin ilginç yönü, yargıcın davayı düşürme gerekçesinin daha ilk duruşmada sanık avukatlarınca dile getirilmiş ama dikkate alınmamış olmasıydı.
Bu kararın verilmesi için aradan iki ay geçmesi mi gerekiyordu?
Kemal Ağabey Nasreddin Hoca kılığında
MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, Galatasaray’ın Seyrantepe sorununu çözmüş!
Çözüm Nasreddin Hoca’nın "gelip geçen koyunlardan dikenlere takılacak yünleri toplayıp, iplik yapma ve pazarda satma" öyküsüne benziyor gibi geldi bana; ama ziyanı yok.
Böylece memleketin çözülmemiş binlerce derdinden bir tanesi çözülmüş oluyor ki, bunu da küçümsememek gerek.
Ancak çözümü anlayabilmek için Kemal Unakıtan kadar "mali bilgi"ye sahip olmak lazım.
Sorun şöyle çözülüyor:
Devlet, Galatasaray’a 49 yıl süreyle kullanması için bedava olarak tahsis ettiği Ali Sami YenStadı’nı alacak. Buraya iş merkezleri vs. yapılacak. Buradan kazanılan paradan Galatasaray’a bir pay ayrılacak. Bu pay, Seyrantepe’de Galatasaray’a bir stadyum yapmakta kullanılacak. Galatasaray da bunun karşılığında devletten bedava olarak aldığı Seyrantepe üst kullanım hakkının bir bölümünden vazgeçerek stadını yaptırmış olacak!
Hesap ilginç. Devlete, zaten devletin malı olan bir şeyi veriyorsunuz. Devlet oraya yatırım yapıp para kazanıyor, sonra o kazandığı paranın bir bölümünü sizin için harcıyor. Siz de yine devlete ait bir malın bir bölümü üzerinde hak iddia etmekten vazgeçiyorsunuz, geri kalana da para ödemeden sahip oluyorsunuz!
Şimdi biliyordum ki yine bir sürü küfür işiteceğim. Hepsini şimdiden sahiplerine iade ettiğimi belirteyim önce.
Aynısı Fenerbahçe’ye yapılsa ona da karşı çıkardım, bunu da söyleyeyim.
Ve şu soruları da sorayım: Toplu Konut İdaresi’nin bu iş için gerekli finansman ihtiyacı nasıl karşılanacak?
Önce Seyrantepe’deki stadyum yapılacaksa, ciddi bir finansman ihtiyacı olmalı.
Ya da önce Ali Sami Yen yıkılacaksa, yatırılacak para kaç yılda geri dönmeye başlayacak ki, yeni stadyum ne zaman yapılabilsin?
Ve nihayet TOKİ’nin kuruluş kanunu bütün bu Alicengiz oyunlarını yapmaya izin veriyor mu?