Paylaş
Yaşananları takip ettikçe hiçbirinin tesadüf olmadığını da anlıyoruz.
Büyükelçilerin bildirisiyle dünya gündemine getirilen Türkiye’deki yargının bağımsızlığının tartışmaya açılmasını hedefleyenler daha sonra geri adım atarak süreci geçiştirdiler...
Türkiye’nin hiçbir büyükelçisinin bugüne kadar bulunduğu ülkenin kamuoyuna yönelik ve içişlerine müdahale edecek bir açıklaması veya bildirisi olmamıştır...
Olmamalıdır da...
*
“Elçiye zeval olmaz” kuralını elbette herkes biliyor ama elçiler ait olduğu ülke yönetimlerinin mesajını resmi kanallardan ilettikleri zaman zeval yani sorumlu tutulmaz...
Böyle akıllarına estiği gibi bir ülkenin içişlerine, yargısına karışırsa elbette sorumludurlar...
Biliyoruz ki elçilerin hiçbiri ülkelerinin yönetimlerinden onay almadan bu bildiriye imza atmaz...
Atıyorlarsa demek ki yönetimlerinin onayı var...
Onaysız yapmış olsalardı tüm büyükelçilerin değiştirilmesi gerekiyordu...
Değiştirilmediğine ve özür açıklaması gelmediğine göre diplomatik bir oyunla karşı karşıyayız demektir...
*
İspanya’nın Katalan Parlamentosu, terör örgütü PKK’nın Suriye’nin kuzeydoğusundaki uzantısı diye bilinen Demokratik Suriye Güçleri’nin kurduğu yönetimi tanıma kararı almış...
Ve ilişkilerini geliştirmeye yönelik açıklamalar yapmış...
İspanya bu skandala karşı bir şey yaptı mı?
Hayır...
Türkiye bir ülkenin içindeki bu tarz ayrımcılık yapanlara yönelik tanıma kararı alıyor mu?
Hayır...
Çünkü, Türkiye’nin muhatabı İspanya’dır...
İki ülke arasındaki dostluk duruşuna aykırı eylemlerin hep uzağında kalan Türkiye, hiçbir ülkeyi arkadan veya içeriden hançerlemiyor...
Ve içlerine de karışmıyor, karıştırmıyor...
*
Atina’da geçtiğimiz hafta düzenlenen 9. Liderler Zirvesi’nin ardından Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi liderleri ortak bir deklarasyon yayınlandı. Bildiride, üç taraf arasındaki işbirliğinin devam etmesine karar verdiklerini, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemlerini ise kınadıklarını açıkladılar.
Darbeci General Sisi, demokrasi havarisi kesilen AB’de kabul görmüş...
Atina, Kahire ve Lefkoşa üçgeninde bir şeyler çevriliyor...
Telaviv de üçgenin içindeki oyunları planlıyor...
*
Türkiye’yi provokasyonla suçlayan Güney Kıbrıs Rum Kesimi Lideri Anastasiadis demiş ki:
- Ege’ye, Libya, Suriye, Irak ve Ermenistan’ın egemenliğine kadar uzandı...
*
Yani, kendilerinin uzanmasında bir sorun yok...
AB ülkeleri Mısır’a ‘hava’ gazı veriyor...
Mısır ise AB’ye doğalgaz satabilme derdinde...
Karşılıklı çıkar ilişkileriyle etrafımızdaki komşu ülkeleri Türkiye aleyhine kışkırtanlar için hiçbir büyükelçi bildiri yayınlamıyor...
Yetmiyormuş gibi Ermenistan’ı da kışkırtmaya devam ediyorlar...
Kısacası, Türkiye üzerine yığınla pis oyun yazılmış ve her biri farklı bir ülkenin tiyatrosunda sahneleniyor...
Yüz yıl önce de yedi düvel böyle birleşmiş ve aynı tehlikeli oyunu oynamışlardı...
Karşılığını 98 yıl önce almalarına rağmen yine de bıkıp usanmıyorlar...
Paylaş