Paylaş
- Bir yanda nükleer silahların kullanılması diğer yanda olası bir savaş durumunda nükleer santrallara yapılacak saldırıların daha büyük bir felakete yol açabileceği gerçeğiyle yüzleşiyorlar...
Özellikle, Ukrayna’da bulunan 15 nükleer santralın maruz kalacağı olası bir saldırıyla dünyanın büyük bir felakete sürükleneceği korkusunu yaşıyorlar...
***
Fransız düşünürlerinden Prof. Jean Baudrillard demişti ki:
- İnsanın, tırmanışa geçen bu nükleer tehlike ve silahlanma yarışının sürüp gitmesini dileyesi geliyor!
- Kontrolsüz bir güç durumunda olan nükleer silahlar ve nükleer santrallarla ilgili bugün yaşananlara baktığımızda, başka güçlerin saldırılarına ya da ele geçirilmesi durumunda anlıyoruz ki olacakları kimse önceden tahmin edemiyor...
Ukrayna’da yaşanan belirsizlik bunun belirgin örneği...
***
Prof. Baudrillard bugünleri görmediği için nükleer silahlanmayı savunuyor ve diyordu ki:
* Bir biçimden ibaret anlamsız, hiper gerçek ve sonsuza dek caydırıcı bir biçime sahip olacak bir savaş için ödenmesi gereken karşılık budur.
***
- Bugün görüyoruz ki hiper gerçekler bir günde yalan olabiliyormuş...
- Ve öyle “caydırıcı” bir yanı da yokmuş...
- Olsaydı, Rusya Ukrayna’ya saldırmazdı...
- AB ülkeleri Rusya’ya tavır alamazdı...
- ABD ise Rusya’ya böylesine açık güç gösterisinde bulunamazdı...
Daha da ötesi Çin geriliminden de uzak dururdu...
Kim dinliyor?
Hiç kimse...
***
- Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un’u kim ciddiye alıyor?
Hiç kimse...
- Herkes nükleer silahların düğmesine basma iradesine sahip ülkenin Çin olduğunu biliyor...
Tımarhaneden kaçmış deliler gibi sürekli okyanuslara füze atarak deneme yapıyor...
Neden?
Birileri korksun diye...
***
Prof. Baudrillard:
- Eski Yugoslavya’daki Müslümanların maruz kaldığı soykırım, ‘yeni Avrupa düzeni’nin evrim sürecinde bir aşamadır.
- ‘Etnik temizliğin’ infazcısı olan Sırplar, yeni biçimlenen bir Avrupa’nın öncülüğünü yapıyorlar.
***
- Hiper gerçeklerin dağına çıkıldığında yeni Avrupa düzeninin nasıl olacağını kimse bilmiyor ama herkes bugünden daha iyi olacağını sanıyordu...
İki büyük dünya savaşından önce de öyle deniliyordu ama bugün böyle olmadığını yaşayarak öğreniyoruz...
Çünkü kimse ‘hiper gerçeklerden’ dahi ders almıyor!
Paylaş