Paris Moda Haftası’na dahi savaşın gölgesi düşmüş ve “yanlış bir vurgu yapma korkusuyla” sosyal etkinliklerin birçoğu da iptal edilmiş...
Dün geldiğimiz Paris’te, savaşın perde arkasında yaşanan krizin çok farklı boyutlarını da öğreniyoruz...
Ünlü moda markalarının birçoğu Ukrayna’dan yana açıkça tavır alırken Rusya’daki zengin müşterilerini ve firmalarını kaybediyor...
Moda sektörü büyük maddi kayıpları göze alıyor ve savaş yüzünden yaşadıkları olağandışı dönem için kendilerini de yeniden yapılandırıyor...
*
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, ekonomide tektonik kaymaların da yaşanmasına neden oluyor...
Alman ekonomist Henrik Müller, bu kaymaların, ABD destekli küresel enstitülerin yerini alan yeni blokların oluşmasından ve güçlü sermayesinden kaynaklandığını belirtiyor...
*
Gıda, petrol ve gaz krizleriyle birçok ülkenin daha çok zor günler yaşayacağını biliyoruz...
Ülkemizdeki gaz, petrol ve gıda zamları da savaştan ne kadar etkilendiğimizi gösteriyor...
Savaşın faturasını ödeyen bizler, iki ülke arasındaki görüşmelerin de bir an önce barışla sonuçlanmasını istiyoruz...
*
İçimizdeki muhalifler ise rakamlarla krizi anlatıp siyasi iradeye mesaj veriyor ama iktidara gelmeleri halinde nasıl çözebileceklerine dair hiçbir şey söylemiyor oluşları da gelinen noktayı özetliyor...
ABD dahil birçok AB ülkesi Rusya’nın açtığı savaşın etkilerini ağır yaşıyor...
Alman ekonomist Henrik Müller ise savaşın etkileriyle ilgili diyor ki:
- Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, enflasyon ve piyasalardaki değişiklikler, doların piyasalardaki egemenliğinin sona ermekte olduğunun işaretleri olabilir...
Yani sabır...
Ve duaya sarılma günleri ...
*
Allah’ın bizim açlığımıza ihtiyacı yok.
Oruç aç kalmak değil aç kalındığında nelerin olabileceğini anlayabilmektir...
Aç kalanların sofralarına bir şeyler götürebilmektir...
Kendimizi muhasebeye çekmek, başkalarının değil kendi günahlarımızla yüzleşip tövbe edebilmektir.
Mesele olası tehlikelere karşı uyarılmak ve tedbir almaktır...
Rusya’nın Ukrayna’ya bir gece gireceğini ve savaşı başlatacağını kimse söylemedi...
Söyleyenler de pek ciddiye alınmadı...
- Davos’taki toplantıları takip edenler Rusya’nın bir gün saldıracağını biliyordu...
- Çünkü, Rusya açıkça söylüyordu...
- Ukrayna’nın NATO’ya alınması ve NATO’nun genişlemesi projelerini ileri süren yetkililere karşı dönemin Rusya Genelkurmay Başkanı diyordu ki:
- NATO’nun sınırlarımıza kadar gelip güç gösterisinde bulunmasını ve tehdit etmesini kabullenemeyiz.
- Gerekirse nükleer savaşı başlatabiliriz!
- Rusya’da 500 milyar doları aşan Batılı şirketlerin yatırımları var...
*
Batılı şirketlerin yatırımlarını hatırlatan stratejistler ise, savaşın bitmesiyle masanın yeniden kurulacağını ve AB ile Rusya’nın anlaşmak zorunda kalacağını iddia ediyor...
Kısacası, bir yandan savaş sürüyor...
Binlerce insan öldürülüyor...
Ve şehirler boşaltılıyor... Milyonlarca insan yollara düşüp ülkelerini terk ediyor...
Diğer yandan ise perde arkasında yeni dünya düzeninin ekonomik geleceğine yönelik gizli hesaplar yapılıyor...
*
Bilmiyorlar ki yeni bir dünya düzeni kuruluyor ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak...
Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu toplantılarında bugün yaşadığımız savaşın olası senaryolarının hepsi yıllarca konuşuldu...
Evdeki hesapların dünya çarşısında ne kadar tutacağını henüz kimse bilmiyor...
*
Güvenlik öncelikli politikalar dünyanın yeniden birinci öncelik sırasına şimdiden yerleşmiş durumda...
Ve kutuplaşmanın daha büyük boyutuyla karşı karşıya kalınacak...
Soğuk savaşlar geri dönüyor gibi...
*
Çünkü gelecek yıllara yönelik planların senaryoları pazarlanıyor...
Ve adeta deneme çekimleri yapılıyor...
Olası savaşların ilk sinyali de Davos’taki toplantılarda alınıyor...
*
“Resetleniyor muyuz?” başlıklı yazımızda Dünya Ekonomik Forum Başkanı Dr. Klaus Schwab’ın “Dünyayı yeniden resetlemeliyiz” teklifini yazmıştık...
Dr. Schwab başka neler demişti?
Bir dağ kasabasındaki Davos Vadisi’nde aslında her yıl dünyayı yöneten ve pastanın büyüğünü yiyen kurtlar buluşuyor ve geleceğe yönelik planlarını da toplantıya katılan ve kendilerince “koyun” gördüklerine anlatılıyor...
*
- Kontrol organizasyonunu kaybedenler sürekli karışıklıktan istifade ediyor...
Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu eski Başkanı Dr. Klaus Schwab demişti ki:
- Dünyaya reset atma zamanı geldi!
*
Dr. Schwab’ın sözlerine gülüp geçenler şimdi düşünüyor...
Hiç kimse ne demek istediğini merak etmemişti...
- Büyük kalabalıklar dahil herkes şirketlerin ve bireylerin eski bilgisayar sistemlerinin değişimini kastettiğini anlıyordu...
Lakin hiç de öyle değildi!