Yaşadığınız bu tatlı krizleri önlenemez değil. Yediklerinize dikkat ederseniz sizi iki haftada bu tatlı krizlerinden kurtarabilirim
Her öğünde, protein ve sağlıklı yağlarla birlikte yavaş sindirilen karbonhidratlar tüketin. Bu üçlü, şekerinizin birden yükselmesine engel olarak tatlı krizlerinizin kesilmesine yardımcı oluyor. Beyne tok olduğunuz sinyalleri yollayarak şekere yönelmenizi engelliyor. Bu kombinasyonu her üç saatte bir tüketin. Tabağınızın yarısına yavaş karbonhidratlar koyun. Yavaş sindirilen karbonhidratlar yüksek oranda lif ve düşük glisemik indeksine sahip olduğundan kan şekerinizin birden yükselmesine neden olmaz. En iyi yavaş karbonhidrat kaynağı besinler şunlar:
-Brokoli ve kuşkonmaz gibi, nişasta içermeyen sebzeler
-Elma, greyfurt ve kuru kayısı gibi şekeri az meyveler
-Mercimek ve nohut gibi baklagiller
-Yulaf ezmesi ve kinoa gibi lif zengini tahıllar
Boğaz ağrısı, sinüs dolması, burun akması gibi soğuk algınlığıyla alakalı semptomlar kimse için hoş değildir. Ancak bu, başınıza gelebileceklerin en kötüsü değil. Soğuk algınlığı dediğiniz basit hastalık sizi ölümcül süper enfeksiyonlardan birine sürükleyebilir. Üstelik soğuk algınlığı sadece 3-7 gün arası sürerken süper enfeksiyonlar haftalar, hatta aylarca sürüp; bazı durumlarda ölümcül bile olabilirler.
Süper enfeksiyon nedir?
Vücudunda enfeksiyon olan bir kişide aynı mikroorganizmanın ikinci bir enfeksiyona daha yol açmasıdır. Vücudunuza girebilecek en az 200 farklı nezle virüsü vardır. Savunma olarak, vücudunuza giren virüsleri zapt edebilmek için bağışıklık sisteminiz B ve T hücrelerini de içeren bir akyuvar ordusu yollar. Ancak bu ordular nispeten zararsız nezle virüsleriyle savaşmakla meşgulken, süper enfeksiyona dönüşen daha güçlü ve tehlikeli mikroplara karşı savunmasız hale gelirsiniz.
Soğuk algınlığı ve süper enfeksiyon
Bu doğal bağışıklık güçlendiriciler sayesinde hastalıklardan nasıl korunacağınızı öğrenin.
10 ninja gücünde Japon mantarı
İster enoki, ister şitaki veya istiridye mantarı olsun, hangi çeşidini seçerseniz seçin Japon mantarları muhteşem bir bağışıklık güçlendiricidir. Bu mantarlar aynı zamanda pişirme sırasında yok olmayan, güçlü ergotionein antioksidanları bakımından oldukça zengindir.
Toksinleri döven turpgil çetesi
Karaciğerinizin mümkün olduğu kadar toksinleri vücuttan ayırması ve orada yaşayan bağışıklık hücrelerine sağlıklı bir ortam oluşturabilmesi için ona iyi bakmanız gerek
Roka, brokoli, marul ve lahana gibi turpgillere ait yeşil yapraklı sebzeler karaciğerin toksinleri dışarı atma becerisini artırarak hem karaciğerinizi hem de bağışıklık fonksiyonlarınızı destekler.
Böbreküstü bezlerinin koruyucusu avokado
Avokadoyu hayatınız dahil etmek hem böbreküstü fonksiyonlarınızı ve sağlığınızı desteklemenin hem de bağışıklık sisteminizi korumanın kolay yollarından biridir. Avokado ihtiyacımız olan amino asitler, antioksidanlar ve hormon üretimini dengelemeye yardımcı bazı sağlıklı yağları içeren bir besindir. Böbreküstü bezlerinize iyi bakmak için günde 30 gram avokado tüketmeniz yeterli!
Krem, serum gibi güzellik ürünlerine gereksiz para harcamak yerine tükettiğiniz besinlere özen göstermeye başlayın
Guava Kırışıklarla savaş
Kırışan cilt, cildin üst katmanındaki kolajen bozulmasına bağlı olarak yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçasıdır. Zamanla vücuttaki kolajen üretimi daha da azalarak cildin çökmesine ve kırışıklara neden olur. İşte guava da tam burada devreye giriyor. Hem lezzetli hem de C vitamini zengini olan bu meyve cildinizde doğal dolgu maddesi görevi görür. Kolajen onarımı ve üretimini sağlayarak cildinizin daha sıkı ve pürüzsüz görünmesine yardımcı olabilir.
Haftada iki porsiyon.
DomatesGüneşe selam
UV ışınlarına fazla maruz kalmak cildin doğal renginin yavaş yavaş ve geri dönüşü olmayacak şekilde koyulaşmasına neden olur. Bunun gibi sorunlar için düzenli olarak koruma faktörlü güneş kremi kullanmanız önerilir. Ancak cildi dışardan olduğu kadar içerden beslemek de çok önemlidir. Güneşe dayanıklılığınızı artıran en iyi yiyeceklerden biri domatestir. Çünkü yüksek oranda likopen içerir. Likopen, cildin UV ışınlarının negatif etkilerine karşı koyabilme kabiliyetini destekleyen bir besindir ve moleküllerin birbirine yakın kalmasını sağlar.
Bol tereyağlı, cevizli baklavaları reddetmek hiç de kolay değil. Üstelik asidik yiyecekler sadece kilo aldırmakla kalmıyor, çok tüketilmesi durumunda karaciğer ve böbreklere de zarar veriyor. Ama çaresi kolay: Alkali besinler. Bu yiyecekler, vücuda alınan bazı besinlerin oluşturduğu potansiyel toksik olan asitleri dengelemeye yardımcı oluyor. Böylelikle organ sağlığını destekleyip vücut ağırlığının dengesini sağlıyor.
Genel beslenme tarzı, kandaki asit derecesini arttırmaya meyilli olan et ve süt ürünleri gibi besinlerden oluşur. Son zamanlarda yapılan bir araştırma asit oranını arttıran besinleri çok fazla tüketmenin böbrek ve karaciğerinize zarar verebileceğini, hatta diyabet riskinizi arttırabileceğini öne sürüyor. Fakat vücudun alkali dengesini destekleyecek besinler tüketerek asidin vücuttaki negatif etkilerini azaltabilirsiniz. Genel olarak meyve ve sebzeler alkali, et ve süt ürünleri gibi proteinler ise asidiktir. Yani aldığınız asidik besinlere karşı, sebze-meyve ağırlıklı alkali besinler tüketerek sağlığınızı korursunuz.
Aşağıdaki besinlerden ne kadar çok tüketirseniz organ sağlığı ve vücut ağırlığınızı o kadar desteklemiş olursunuz.
-Kuşkonmaz
-Brokoli
-Maden suyu
-Karpuz
Nefes kokusu
Yanınızda diş fırçası, diş macunu veya nefes tazeleyici sakız taşımak hoş olmayan nefes kokularıyla başa çıkmanın kolay bir yoludur. Eğer bunlar mevcut değilse daha kolay bir yol deneyebilirsiniz: Su içmek. Nefes kokusu çoğu zaman ağızdaki kokuya neden olan veya kokuya neden olmayan bakterilerin oranının çok fazla artmasıyla meydana gelir. Su içmek sadece bu bakterileri yerinden etmekle kalmaz aynı zamanda ağızdaki bakterilerin büyümesini durduran ve ölü hücreleri temizleyen tükürük salgısını aktive eder. Sarmısak, soğan, kahve ve alkol gibi nefes kokusunu tetikleyen gıdalardan uzak durmak da yardımcı olacaktır.
Denge kaybıİnsanlar vertigo, sersemlik, bitkinlik veya ayakla ilgili problemler gibi birçok nedenden dolayı denge kaybı yaşayabilir. Baş dönmesi çoğu zaman vücudun susuz veya aç kalmasıyla tetiklendiğinden biraz su içerek veya doğal şeker içeren bir şeyler yiyerek duyularınızı tazelemeyi deneyebilirsiniz. Derin nefes almak ve dikkatinizi belirli bir noktaya odaklamak da yardımcı olabilir.
Karın guruldamasıSizin veya yakınlarınızın mizah anlayışı ne kadar gelişmiş olursa olsun karın guruldaması tuhaf ve utanç verici anlar yaşamanıza sebep olabilir. Karnınız guruldamaya başladı mı yapacağınız tek şey midenizin senfonisini bitirmesini beklemektir. Yine de alabileceğiniz bazı önleyici tedbirler mevcut. Karın guruldaması laktoz intoleransı gibi gıda intoleransı, gazlı içecekler içme, yapay tatlandırıcılı besinler tüketme ve çok hızlı yiyerek ya da sakız çiğneyerek çok fazla hava yutmak gibi nedenlerden dolayı tetiklenebilir. Ayrıca bedeninizin mevcut pozisyonunu değiştirmek veya vücudunuzu gevşetmek de sindirim sisteminizin işini daha rahat görmesini sağlayacaktır.
HıçkırıkÇocukken, hıçkıran birini korkutmanın hıçkırığı keseceğine dair söylentileri duymuşsunuzdur. Neyse ki bundan daha önce deneyebileceğiniz şeyler de mevcut. Hıçkırık diyaframdaki sinir spazmlarından kaynaklandığı için vücudun bu bölümünü rahatlatmak bu mahcup edici durumun önlenmesine yardımcı olabilir. Burnunuzu ve ağzınızı elinizle kapamak vücuda ekstra karbondioksit dolmasını sağlayacağından işe yarayabilir. Nefesinizi tutarak karbondioksiti ciğerlerinizde tutmak da aynı etkiyi yaratır.
Yol tutmasıİster araba yolculuğu ister gemi yolculuğu olsun yol tutması her türlü yolculuğunuzun tadını kaçırabilir. İç kulakta meydana gelen bir bozukluk veya duyulardaki bir karışıklık sebebiyle meydana geldiği düşünülen bu problem için birkaç çözüm önerisi de mevcut. Arabada önünüze bakmak veya denizde ufuk çizgisine bakmak gibi dikkatinizi bir yere odaklamak da hassasiyetin azalmasına yardımcı olabilir. Bir diğer yol da yağsız tuzlu kraker veya gazlı içecek içerek mide bulantısıyla savaşmak.
Kıyafetten belli olacak derecede terlemekTerlemenin önüne geçmek için, hava alabilen kıyafetler giymek, çok acı/baharatlı yemekler ve kafeinden uzak durmak, reçetesiz satılan terleme önleyici ilaçlar kullanmak gibi çeşitli önlemler mevcut olsa da ter lekesi bir kez gözükmeye ve yayılmaya başladı mı bu çözümler de pek işe yaramayabilir. Bir kere terlemeye başladınız mı yapılabilecek en iyi şey doğru nefes egzersizleri ve kısa bir meditasyon veya durumunuz müsaitse, bir yoga duruşuyla vücudunuzu rahatlatmaktır. Terlemek çoğu zaman anksiyete sonucu olur ve leke oluşacak stresine girmek problemi daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramaz.
UYKUSUZ HER GECE! YATAK ODANIZ
Uykuyla ruh haliniz arasındaki ilişki zaten bilinen bir şey. Ancak ne kadar erken yatmış olursanız olun yine de kendinizi yorgun ve asabi hissedebilirsiniz. Araştırmalara göre yatak odasındaki loş bir ışık bile (TV ışığı, okuma lambası veya dijital çalar saatinizin ışığı bile olabilir) depresyona neden olabiliyor. Işık, melatonin hormonu üretimini azaltıyor. Yeterli seviyede melatonin olmayınca da uyku düzenimiz bozuluyor. Bir dahaki sefere yatağın ters tarafından kalktığınızı düşündüğünüzde aklınıza bu gelsin.
Çözümü var: Uyumadan önce ışık kontrolü yapın. Bütün ışıkları kapatın ve uyumanıza yardımcı oluyorsa televizyonunuza zaman ayarlı otomatik kapama kurun. Dijital çalar saatinizi de uzağa koyun.
YEDİKÇE KÖPÜRÜYORUM YUTTUKÇA ÇILDIRIYORUM KÖTÜ BESLENME
Rahatlamak için atıştırdığınız şeyler aslında kötü ruh halinizin asıl sebebi olabilir. Trans ve doymuş yağ yükü fazla bir beslenme şeklinin depresyonu artırdığı biliniyor. Bu tür beslenme, kavrama yeteneğini olumsuz etkiliyor. Abur cubur ve fast food tüketimi beyin hücreleri arasındaki bağlantıları zayıflatıyor.
Çözümü var:
Veya kimyagerlerin üzerinizde deney yapmasına neden olacak kadar çabuk mu köpürüyorsunuz? Yalnız değilsiniz. Herkes zaman zaman aksileşebilir, bu ayrı bir şey. Ama çevreniz, aileniz veya iş arkadaşlarınız üzerinde sürekli dolaşan bir kara bulut haline geldiyseniz durumunuzu gözden geçirmenin zamanı. Hayat böyle geçmek zorunda değil tabii. Neyse ki bilimin bazı açıklamaları ve çözümleri var. Bugün size fevri tavırlarımızın 6 yaygın nedenini açıklayacağım. Mizacınızı değiştirmek o kadar da zor olmayabilir. Yapmanız gerekenleri öğrenirseniz hayatın güneşli ve sakin tarafının tadını çıkarabilirsiniz
Uykusuz her gece!
YATAK ODANIZ
Uykuyla ruh haliniz arasındaki ilişki zaten bilinen bir şey. Ancak ne kadar erken yatmış olursanız olun yine de kendinizi yorgun ve asabi hissedebilirsiniz. Araştırmalara göre yatak odasındaki loş bir ışık bile (TV ışığı, okuma lambası veya dijital çalar saatinizin ışığı bile olabilir) depresyona neden olabiliyor. Işık, melatonin hormonu üretimini azaltıyor. Yeterli seviyede melatonin olmayınca da uyku düzenimiz bozuluyor. Bir dahaki sefere yatağın ters tarafından kalktığınızı düşündüğünüzde aklınıza bu gelsin.
Çözümü var: Uyumadan önce ışık kontrolü yapın. Bütün ışıkları kapatın ve uyumanıza yardımcı oluyorsa televizyonunuza zaman ayarlı otomatik kapama kurun. Dijital çalar saatinizi de uzağa koyun.
Yedikçe köpürüyorum yuttukça çıldırıyorum
KÖTÜ BESLENME
Rahatlamak için atıştırdığınız şeyler aslında kötü ruh halinizin asıl sebebi olabilir. Trans ve doymuş yağ yükü fazla bir beslenme şeklinin depresyonu artırdığı biliniyor. Bu tür beslenme, kavrama yeteneğini olumsuz etkiliyor. Abur cubur ve fast food tüketimi beyin hücreleri arasındaki bağlantıları zayıflatıyor.