Paylaş
Ulaşım durdu, insanlar evine varamadı. Kar yağışının olanca olumsuzluğunu bolca yaşadık. Ama ben konunun olumlu sayılabilecek yönlerine bakacağım.
Eski kışlardan bahsetme fırsatı çıktı. Biz kendi yakın çevremizde uzun uzun arabaların Barbaros Bulvarı üzerinde terk edildiği, Boğaz Köprüsü’nün halatlarından birinin koptuğu 2004 kar bombardımanını konuştuk. Yaşı tutanlar, onun yanında yalandan yağış gibi kaldığı, okulların iki hafta açılamadığı 1987 kışına kadar uzandı nostaljide.
Mahalle ruhunda bir canlanma yakalandı. Bütün yokuşlarda çeşitli aparatlarla kayma yarışları yapıldı. Muhitin en büyük kardan adamını yapma konusunda da çok güzel bir koordinasyon sergilendi.
Gecenin 1.00’inde bir aile reisinin “Çocuklarla köpekleri birbirleriyle organize etsek, işleri bitince birbirlerini evlere bıraksalar, biz gitsek” cümlesi tatlı olduğu kadar haklıydı. Gerçekten bahsi geçen iki ekip de aralıksız çılgın atıyor ve eve falan dönmeye hiç niyeti yok gibi görünüyordu. Ben en başta aralarında alan sorunu çıkar; “Köpeğiniz bu tarafa gelmese”, “Hayır efendim, bilakis siz çocuğunuza mukayyet olun” gibi tartışmalara mahal veren sıkıntılar çıkar diye endişelenmiştim. Aksine hayvan gibi kar topu atan çocuklarla, ergen gibi koşturan köpekler birbirlerine rahatsızlık vermeden eğlenmeyi başardı.
Ergen demişken, çeşitli aşırı genç kardeşlerimizin yüksek alkollü içeceklerini alıp güzel bir romans havası yakaladığını da gördüm bol bol. Gençlerimizi çok darlıyoruz; biraz gevşemeye, eğlenmeye ihtiyaçları var. Ortalık böyle karışıkken gelip onlara ‘Öyle yapmayın, böyle etmeyin’ diyecek insan da olmuyor. Olanlar da kara saplanmış muhtemelen.
Araç trafiğinin durması çok kaliteli bir sessizlik yarattı. Gecenin ilerleyen saatlerinde bile kornasını çalmaktan imtina etmeyenlerin, yüksek sesli müziği eşliğinde ara sokaklarda gezinmekten ne olduğu bilinmez bir haz alanların ortalıkta olmadığı bir güne herkesin biraz ihtiyacı varmış.
İnsanlara ekstra bir yardımseverlik, bir dayanışma hali geliyor böyle zamanlarda. Normalde herkesin birbirine gıcık olduğu bir yerde yaşamamızdan kaynaklı üşüyen sokak köpeklerini apartmanlarına alanları, karda yürümekte zorlananlara yardım edenleri, düşenleri kaldıranları falan görmek iyi geldi. Kar eriyince bu sevimliliğimizin bir kısmı da erir muhtemelen.
Kuryelerin halinden anlama durumu da şıktı. Normalde yemeğin 5 dakika geç kalmasına bile toleransı olmayan halkımız, dışarıdan sipariş vermeden 2 gün geçirmeyi başardı.
Bir de insan akşam saatlerini kar topuyla falan geçirince, geceleri sıkıntıdan açılan sosyal medya dehlizine de düşmüyor. Kavgadan, gürültüden, süfli ağız dalaşı takip etmekten sıyrılıyor. Tuzmuş, balıkmış konusuna geri dönene kadar birkaç saat es vermiş olduk.
Uzun zamandır hava almaya çıktığıma bu kadar değmemişti valla.
Paylaş