Özal-Demirel olmuş ya da Sezer-Erdoğan olmuş ne fark eder ki?

Eğer yaşınız ilerlediyse ve belleğiniz de güçlüyse, Türk siyasetindeki gelişmeleri izlerken, sürekli “Ben bu filmi daha önce de görmüştüm” dememeniz mümkün değildir.

Haberin Devamı

Son örnek, Karadeniz Ekonomik İşbirliği zirvesi dolayısıyla İstanbul’da 8 devlet başkanı ve 3 başbakan ağırlanırken, Cumhurbaşkanı Sezer ile Başbakan Erdoğan’ın, birbirlerinin yemek davetlerine katılmamalarından verilebilir.
Önceki gün Erdoğan’ın Çırağan Sarayı Enderun Salonu’nda verdiği yemek sırasında Sezer, otelden ayrılarak, Cumhurbaşkanlığı’na ait Tarabya’daki Huber Köşkü’ne gitmiş. Aynı akşam Erdoğan da,  Sezer’in Dolmabahçe Sarayı’nda verdiği akşam yemeğine bir başka programı olduğu gerekçesiyle gitmemiş.
Gelin hep birlikte 15 yıl öncesine, 24 Haziran 1992’ye dönelim. O gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Başbakan da Süleyman Demirel’dir. Ve o gün, Büyükelçi Şükrü Elekdağ’ın fikir babası olduğu ve Özal’ın benimseyip gerçekleştirdiği “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi”nin ilk zirvesi, İstanbul’da yine Çırağan’da toplanmaktadır.

Haberin Devamı

Marmaris yolcusu

Cumhurbaşkanı Özal, zirveye katılmak üzere Marmaris’ten İstanbul’a gelir. 23 Haziran’da MGK toplantısına başkanlık eder. Ertesi gün 24 Haziran’da ise Özal, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bölgesi Anlaşması'na kimin imza koyacağı konusunda öğleye kadar kendisine bilgi verilmediği nedeniyle bütün angajmanlarını Başbakan'a devrettiğini belirterek, zirveye katılmak üzere geldiği Çırağan’ın kapısından öfkeyle ayrılır ve Marmaris'e geri döner.
Bu şekilde Azerbaycan Cumhurbaşkanı Elçibey, Rusya Devlet Başkanı Yeltsin, Ermenistan Devlet Başkanı Ter Petrosyan, Gürcistan Devlet Başkanı Şevardnadze, Yunanistan Başbakanı Mitsotakis, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Jelev, Romanya Cumhurbaşkanı Iliescu, Moldava Cumhurbaşkanı Snegur, Ukrayna Cumhurbaşkanı Kravçuk ve  Arnavutluk Cumhurbaşkanı Berişa’nın katıldıkları zirvede, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Özal bulunmaz.
 
Özal’ı çıldırtmak

Özal’ın projesi onun elinden alınmıştır. Sonra da KEİB uzun yıllar sahipsizliğe terk edilir zaten.
Yıllar sonra bu olayın içyüzünü öğrenmiştim. O sabah Devlet Bakanı Cavit Çağlar, Başbakan Demirel’e gider ve “Özal’ı çıldırtalım mı?” diye sorar. Demirel “Nasıl yapacaksın?” diye zımni onay verince, Cavit Çağlar zirveye katılmak üzere olan Cumhurbaşkanı Özal’ın yanına gider ve “Sayın Cumhurbaşkanı. Bu zirveye şeklen katılıyorsunuz. Sizin imza yetkiniz yok” der. Özal da gerçekten çıldırır ve zirveye katılmaz, Marmaris’e geri döner.
Hani bazıları “Hem cumhurbaşkanı hem başbakan aynı partiden olursa olmaz” diyor ya. İşte bunlar farklı partilerden olunca da böyle oluyor. Nitekim Özal’la Demirel gibi, Sezer ile Erdoğan da farklı partilerden değiller mi?
 
ŞAKA
Gül fasulyesi
Domatesin genleri ile oynayıp, limon ve gül kokulu domates üreten Japon bilginleri bütün dünya konuşuyor.
Zamanında buna benzer bir proje, “gül kokulu fasulye” üretilmesi için gündeme getirilmişti. Bu şekilde gaz üreten hassas midelerin sahipleri, saçtıkları kokudan kaynaklanan mahcubiyetten kurtarılacaktı.
Ama nedense, bu proje hala gerçekleşmedi.

Haberin Devamı

Seçilmemiş politikacılar nasıl geçinir?
15 Temmuz'dan ileriye dönük 3 aylık maaşın, geçen dönemin milletvekillerine ödenmesi, doğal olarak kamuoyunda tartışılıyor. Hatta bu konuda dava açanlar bile var.
Koltuğunu yitirmiş politikacıların mali durumları, her demokraside ilgiyi çeker.
BBC’nin internet sitesinde, Başbakanlığı Gordon Brown’a devredecek olan Tony Blair’in, her yıl 64 bin sterlin maaş alacağı, ayrıca ofis masrafları için de kendisine yılda 84 bin sterlin ödeneceği, bir otomobil ve korumalar tahsis edileceği yazılıydı.

Ama bunlar ayrıntıymış. Yayıncılar, Blair’in hatıraları için 5 milyon sterlin kazanabileceğini ve ABD’deki her konuşması için 150 bin dolar alabileceğini söylemişler.
Oysa 2’nci Dünya Savaşı’nın muzaffer Başbakanı Churchill, öylesine müflis düşmüş ki, seçimi kaybettiği 1945’te 11 arkadaşı 5’er bin sterlin toplayıp, ona Chartwell’deki evi satın almışlar.
Eski Başbakan Bayan Thatcher da, özel yaşamında en büyük sıkıntıyı musluk tamircisi ararken yaşamış.

Yazarın Tüm Yazıları