Paylaş
Kredi kartlarına uygulanan faizlerin yüksekliği nedeniyle oluşan büyük bir borç yığınağı var. Bu da giderek büyüyen bir sorun yaratıyor. Çeşitli yayın organları bu konuyu uzun uzun işlediler.Şimdi de, TBMM’ nin AB uyum komisyonu bu borçların affedilmesi yolunda bir yasa taslağı hazırladı. Böylece, çöple samanın birbirine karıştırılması gibi tehlikeli bir durum yaratıldı.
Önce doğruları alt alta yazalım.
Ortaya çıkan borç yumağı, hem kart kullanıcılar, hem de bankalar açısından çözüm gerektiren bir sorun.
Doğrudur.
Bu borç yumağının nedeni, Kredi kartı borçlarına uygulanan aşırı yüksek faizlerdir.
Bu da doğru.
Ancak çözüm, yasayla borçların silinmesi olmamalı.
Unutmamak gerekir ki, bu borç bankalar ile kişiler arasındaki bir alış verişten kaynaklanıyor. Faizlerin bu kadar yüksek olacağı da kimseden gizlenmemiş. İnsanlarımız, imkanlarını zorlayarak borçlanmışlar ve sonunda taşıyamaz duruma girmişler.
Şimdi yasa çıkararak “borç silme” yöntemi, neresinden bakılırsa bakılsın, tüm sisteme ters düşer. Kredi kartlarını bilinçli kullananlar ve borç takmayanların cezalandırılması anlamına gelir.
Meclis araya gireceğine, bu soruna asıl bankalar bir çözüm bulmalılar. Türkiye’de artık yasayla borç silme dönemi kapanmalı.
* * *
301’İN KALDIRILMASINA BEN DE İMZA VERDİM
Gazetelerde okumuşsunuzdur. 169 yazar, gazeteci, sanatçı ve akademisyen bir bildiri yayınlayarak,Aşkın ve Pamuk davalarında yaşananların demokrasiye aykırı olduğunu ve T.CK’ nın 301 ile 305 inci maddelerinin değiştirilmesi gerektiğini belirttiler.
Bu bildiriye imza koyanlar arasında ben de varım.
Bildiriyi imzalamamın nedeni, bu konuda şimdiye kadar tüm yazılarımda belirttiğim görüşlerle uyuşmasıdır.
301 ve 305’in bugünkü haliyle, hakaret ve eleştiri arasındaki çizgiyi somut biçimde çizmediğine inanıyorum. Bugünkü haliyle kaldığı taktirde, ülkemize yarardan çok zarar vereceği görüşündeyim.
Kişilerin, terörü teşvik etmediği sürece, görüşlerini hiçbir kısıtlama olmadan açıklamalarına izin verilmesi gerektiğine inanıyorum.
Ülkemizin, kısıtlamalarla değil, demokrasiyi en geniş biçimde uygulayarak aydınlığa çıkacağı konusunda da hiçbir kuşkum yok.
Bir bölümümüz, düşünce özgürlüğünün sınırları olması gerektiğini belirtiyor. Oysa dünyamız artık özgürlükler çağına girmiştir. Kısıtlamalar değil, özgürlükler bizi ileri götürecektir.
Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve Laik- Demokratik sistemini, özgürlükler genişledikçe daha iyi koruyacağımıza inanıyorum.
Bu bildiriyi işte bu anlayışla imzaladım.
* * *
“HARİKA ÇOCUK” YENİ BİR PROJEYLE KARŞIMIZDA…
Kim ne derse desin, Oğuz Özerden benim için, bu toplumun ürettiği “harika çocuklardan ” biridir.Harikalığını önce Bilgi Üniversitesinde gösterdi. Başka işlerden kazandığı parayı Üniversiteye yatırdı. Ona inanan diğer ortaklarıyla birlikte, Türkiye’nin en liberal üniversitesini oluşturdular. Bilgi’nin faaliyetlerine baktığınız zaman, Türkiyemize oksijen veren bilim merkezlerinin başında geldiğini hemen anlarsınız. Öğretim üyelerinin seçimi, verilen konferanslar ve bu durumda da doğal olarak öğrencilerinin yaklaşımı bambaşkadır. Zenginlik açısındanBilgi’den önde gidenler vardır, ancak hiçbiri Bilgi’ nin liberal yaklaşımıyla yarışamaz.
Bu sonucun alınmasındaki en önemli etken Oğuz Özerden’in yaklaşımıdır.
Bundan dolayı da ona “ Harika çocuk” adını taktım
Özerden’ in şimdi bir yeni projesi daha var ki, İstanbul’u tam anlamıyla uçuracak.
1984 yılından bu yana bomboş duran, Tarihi Silahtarağa Elektrik Santralini müze ve kültür merkezine dönüştürüyor. Haliç kıyısındaki bu koskoca toprak parçası ve üzerindeki okocaman hangarlar, Çağdaş Sanat Müzesi ve Enerji Müzesi’ ne dönüşecek.
Bundan daha güzel, İstanbul’a yakışacak başka bir proje düşünebilir misiniz ?
Genelde lümpen yaklaşımların egemen olduğu, magandalığı kol dolaştığı İstanbul’a bundan güzel bir hediye verilebilir mi ?
Oğuz Özerden’in en büyük başarısı, bu bölgeyi keşfetmesi ve orada neler yapılabileğini görmesidir. Daha da önemli olan, bu projeyi organize edebilmek, bürokrasi denilen canavarın elinden bu toprak parçasını koparabilmek ve etrafına prestijli ortaklar bulabilmesidir.
CİNER ve DOĞUŞ grupları projenin arkasında duran önemli iki isim.
Hepsini gönülden tebrik ediyoruz.
Tüm desteğimizde onlarla birlikte olacak.
Paylaş