Paylaş
Geçen hafta internet ortamında Bedelli Askerlik ile ilgili bir yazım yayınlandı ve birden bire mail yağmuruna tutuldum. Bu konunun ne kadar önemli ve canı yanan insan sayısının ne kadar çok olduğu da ortada. Kesin rakamı yok, ancak şu veya bu şekilde askerlik görevini yerine getirememiş ve çıkış yolu arayan sayısının 250 binin üstünde olduğu ileri sürülüyor. Ne kadar doğrudur, bilemiyorum, ancak rakamın çok büyük olduğu besbelli.
Genelkurmay Başkanlığı Bedelli Askerlik konusunu duymak dahi istemiyor. Bundan önceki uygulamalarda öylesine çarpıklıklar ve tepkilerle karşılaşılmış ki, bir daha tekrarlanması istenmiyor. Askerlik Vatan görevi olarak görüldüğünden dolayı, para karşılığında bu görevi yerine getirmeyenlerin affedilmesine karşı çıkılıyor.
Bedelli Asker sisteminin getirilmesi durumunda, Güneydoğu’da teröre karşı şehit ve gazi olan askerlere büyük bir haksızlık yapılmış olacağı eleştirisi önemli. Kaldı ki bu “hak”tan yararlanamayacak olan dar gelirli çok büyük bir çoğunluğun olduğu gerçeği de hakkaniyet duygusunu rencide eden bir başka olgu.
Genelkurmay’ın gerekçelerini dinlediğinizde hak veriyorsunuz, ancak bu haklılık ortadaki sorunu çözemeye yetmiyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, zamanı geliyor, milyar dolarlık vergi borcu olanları affediyor.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, zamanı geliyor, en ünlü katilleri affediyor.
Şu veya bu nedenle Askerlik görevini yerine getirememiş olanların sorunlarını böylesine askıda bırakmanın mantığı yok. Eğer doğruysa 250 bin kişinin hayatını zehir etmiş olmuyor muyuz?
Tekrar edeyim, Genelkurmay’ın buna karşı çıkması doğaldır. Genelkurmay, asker kaçaklarının “günün birinde nasıl olsa bizi de affederler” demelerini kabul edemez. Bu öyle bir yol olur ki, gerçekten bugünkü 250 bin yarın 500 bini bulur.
İşte bundan dolayı, konunun hemen her açısını ele alacak, her yönünü inceleyip bir formül bulmak için bir çalışma yapılmalıdır. Sonra günün birinde, bu rakam milyonları bulursa, kimse altından kalkamaz.
Bir dokun bin ah işit...
Aşağıda, bana gelen binlerce mail’den sadece birkaçını vermek istiyorum. Bu insanları vatan hainliği ile suçlayamayız. Belki içlerinde gerçekten askerden kaytarmak isteyenler de vardır. Ancak büyük çoğunluğun, zorunluluktan kaynaklandığını da hesaba katmalıyız:
Paylaş