Paylaş
Bu toplantıya katılan gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülkenin başkan ile başbakanları, krize çözüm arayacaklar. Toplantının sonuçlarını izlemişsinizdir. Ben toplantıya katılan ülkelerin durumuyla ilgili ilginç bir çalışmayı paylaşmak istiyorum.
Araştırmayı hazırlayanlar, toplantıya katılanları ‘krizden muzdarip’ olma durumlarına göre sıralamış, 5 üzerinden yıldız vermişler. 5 yıldız, en fazla darbe yiyenleri ifade ediyor. Tabloyu görüyorsunuz… Listenin başında ABD, İngiltere, Arjantin ile birlikte Türkiye de yer alıyor.
Kötüler neden kötü?
Guardian gazetesindeki araştırmayı hazırlananlar ‘kötüleri’ 5 yıldızlı hale getiren gerekçeleri şöyle ortaya koyuyorlar:
Arjantin: 150 milyar dolar kamu borcu var. 10 büyük emeklilik fonunu kamulaştırarak eleştirileri üzerine çekti.
ABD: 8.5 trilyon dolarlık kamu borcuna sahip. Mortgage krizinin yaratıcısı…
İngiltere: Resesyonun eşiğinde. Kamu borcu miktarı 1.2 trilyon dolara ulaştı. FTSE Endeksi geçen yazdan bu yana yüzde 40 değer kaybetti.
Türkiye: Kamu borcu 257 milyar dolar düzeyinde. S&P notunu düşürdü. Sadece bir ayda parasının değeri üçte bir oranında düştü.
1-2 yıldızlıların sırrı
Hindistan: Geçen yıl yüzde 9 oranında büyümüştü, 2008’i yüzde 7.5 ile tamamlayacak. Büyümesine devam ediyor.
G. Afrika: 88 milyar dolar kamu borcuna rağmen krizden çok fazla etkilenmedi. Kazananlardan biri olacak gibi görünüyor.
Endonezya: Geçen ay borsa ve para biriminin üzerindeki baskıyı önlemek için bir paket açıkladı. 147 milyar dolarlık kamu borcuna sahip.
OTO KİRALAMAYA NEDEN BÜYÜK İLGİ VAR?
Onca olumsuz haberin yanında geçen hafta Türkiye’ye bir yabancı girişi yaşandı. Belki dikkatinizi çekmiştir, Intercity adlı otomobil kiralama şirketinin yüzde 45’ini Japon Mitsubishi aldı. Şirket, 4 yıl içinde de Türkiye’ye 3 milyar dolar yatıracağını açıkladı.
Böyle bir dönemde bile yabancı sermaye çeken otomobil kiralama sektörünün yıldızı son 5 yıldır yükselişte… Doğrudan ya da şirket hissesi satın almayla gelen çok sayıda yabancı oldu. Öğrendiğim kadarıyla piyasa koşullarındaki olumsuz havaya rağmen Amerikalı, İngiliz ve Körfez ülkelerinden şirketlerin arayışları, ortaklık görüşmeleri devam ediyor.
Peki ilginin arkasında ne var?
Bir risk sermayesi şirketini yöneten arkadaşımdan dinlemiştim. Baktıkları sektörlerin ilk sırasında otomobil kiralama işi olduğunu anlatmıştı. Geçen hafta bu konuyu Derindere Filo Kiralama’nın yöneticilerine de sordum. Derindere Yönetim Kurulu Üyesi Aytekinhan Yıldırıcı, sektöre yerli ve yabancı ilgisinin arkasındaki etkenleri çok açık bir şekilde ortaya koydu. Şöyle özetlemek mümkün:
1. Sektör son yıllarda yüzde 40 ortalama hızla büyüyor. Araç sayısı 130 bin, ciro ise 1 milyar dolar düzeyine yaklaştı. Büyüme, Derindere gibi şirketlerde yüzde 70’e ulaşmıştı.
2. Türkiye, bu yolun henüz başında… General Electric ve LeasePlan’da araç sayısı 3 milyona ulaşıyor. Yunanistan’da 100 bin araçlık filoya sahip şirketler bile var.
3. Türkiye, otomobil sahipliğinde düşük oranlara sahip. Romanya’da 1000 kişiye 350, Türkiye’de 98 araç düşüyor. Alınacak mesafe çok büyük.
4. Şirketlerin filo için aldıkları araçlar, kiralama için potansiyel anlamına geliyor. Bu rakam yılda 300 bin düzeyinde. Hesaplar, bunların gelecekte filo kiralamaya dönüşeceği yönünde.
5. Bir başka potansiyel göstergesi ise ‘taşıt tanıma sistemi” aracılığıyla yakıt alınıyor olması… Bu rakamın da1.5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Hedef, gelecekte bu araçları filo kiralamaya dahil etmek.
6. Sektörün 2013 yılında 500 bin, 2020 yılında ise 1 milyon araca ulaşması öngörülüyor. Bugüne göre müthiş büyüme…
Bütün bunlar da doğal olarak yatırımcıyı çekiyor. Derindere gibi geleceği önceden görüp yola çıkanlar, sektörde belli bir yere geliyorlar. Kiralama işine sadece 10 yıl önce giren Derindere, 200 araçla başladığı sektörde 16 bin araca ulaşmış. Ömer Derindere’nin kurduğu, oğlu Özkan Derindere ve damatı Murat Tuksal’ın yönettiği şirket, krize rağmen büyümesine devam ediyor.
Bu arada Ömer Derindere’nin hikayesi çok ilginç… Onu da başka bir yazıda anlatmayı planlıyorum.
TEKSTİLİN MERKEZİNDEN KÖTÜ HABERLER GELİYOR
Geçen hafta Denizli’deydik. Çok sayıda işadamı ve sanayici ile görüşme şansım oldu. Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, TUGİK Başkanı Hazım Sesli, Uşak Organize Sanayi Bölgesi ve Egefed yöneticileri, bölgelerindeki gelişmeleri aktardılar.
Türkiye’nin önemli sanayi merkezlerinde yaşananları ortaya koyması açısından ana başlıklar halinde durumu özetlemek istiyorum:
Tekstilin merkezinde durum
-Denizli’de işler yılın başından bu yana kötü gidiyormuş. Krizle birlikte sallanan bazı tesisler kapanmış. Müjdat Keçeci, ‘Üzerine gitsen 10 fabrika daha kapanır’ diye anlatıyor.
-Denizli’de kapanan tesisler arasında Denteks, Densu, Atak, Atakan, Dempa gibi tekstil kuruluşları ile bazı haddehaneler var. Anlatılana göre, bunların ihracatı 40 milyon dolar, çalışan sayısı ise 3 bine ulaşıyor.
Bölgenin en büyük otomobil bayi ağına sahip Oktay Mersinli’den dinledim. Satışlar yarıya düşmüş. Geçen yıl ayda 300 araç satıyorken, şimdi 150’yi zor gördüklerini söylüyor.
Tablo illere göre değişiyor
-Buna karşılık Uşak’ta durumun daha iyi olduğunu geçen hafta yazmıştım. Hazım Sesli, ‘istesen bile şu anda battaniye alacak tesis bulamazsın. Hepsi dolu’ diye durumu ortaya koyuyor.
-Eskişehir’den o kadar da kötü haberler gelmiyor. Savaş Özaydemir, kapanan tesis olmadığını belirtiyor. Ancak, durumun giderek kötüleştiğinin altını çiziyor.
-Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil de benzer bir tablo çiziyor. Şimdilik işlerin yolunda gittiğini belirtiyor. Ama yakın gelecek için iyimser değil.
Paylaş