Taksim Meydanı Müzikali

Talimhane Tiyatrosu ilginç ve önemli bir işe imza attı. Gezi olayları sürecini bir müzikale dönüştürdü.

Haberin Devamı

Oyunun prömiyeri 17 Ağustos’ta Berlin’de gerçekleştirildi. Berlin’in gayet önemli bir tiyatrosu var, ‘Neuköllner Oper’. Bu büyük tiyatro, kültürler arası etkileşimi önemseyen, özellikle çağdaş müzikal anlatımı gündemine alan saygın bir kurum. Mehmet Ergen’in yazıp yönettiği bu prodüksiyona ev sahipliği yapması, şüphesiz önemsenmesi gereken bir şey.
Müzikal, sezon başında İstanbul’da da sergilenmeye başlayacak. Oyun, bağımsız epizodlardan oluşuyor. Gezi olayları sırasında yaşananlara trajikomik bir pencereden bakıyor. Çeşitli insan portreleri sunuyor. Özgürlükçü bir bakışa sahip ve haksızlıklara karşı duruyor. Eleştiri sınırları dikkatlice çizilmiş. Tabii ki hakaret içermiyor ama taşı da gediğine koyuyor. Cesur ve net bir iş. Müzikler, şarkılar gayet başarılı. Yalın ama etkileyici bir görselliğe sahip. Dinamik bir ekip ve usta oyuncular var. Özetle Talimhane Tiyatrosu’nun incelikli çizgisini yansıtıyor. Provalarını izlediğim oyunu beğendim. Anlatım tarzını dağınık ve esnek bulmakla birlikte sevdim. Sonuçta Mehmet Ergen’in seçimi ve bunu da tutarlı biçimde aktarıyor her zamanki gibi.
Talimhane Tiyatrosu, Şişli’de Blackout sahnesini kullanıyor. Bu yıl aynı yerde ikinci bir salon daha açıyorlar. Londra’da olağanüstü başarılar kazanan, Avrupa kültür haritasında önemli bir yer işgal etmeyi beceren Arcola Tiyatrosu, Talimhane’nin kardeş kumpanyası. Bilindiği gibi Arcola’yı da Mehmet kurdu. Bu bağın da yardımıyla tiyatromuza büyük katkılar yaptı. Özellikle yeni oyun yazarlarının yetişmesine önayak oldu. Dünya tiyatrosunun çağdaş akım ve anlayışlarını Türkiye’ye taşıyan önder isimlerden biri. Taksim Meydanı Müzikali, ‘verbatim’ tiyatrosu diye bilinen özgür bir akımdan büyük ilham almış. Verbatim (ben ‘dendiğigibi’ diyorum), gerçek insanların röportajlarda ya da diğer yayın kaynaklarında ağızlarından dökülmüş sözleri neredeyse virgülüne dokunmadan kurgulamaya dayanan, gerçekçi ve belgesel yönü ağır basan dinamik bir anlayış. Tarihe hakiki bir şerh koymanın en çok da tiyatroyla mümkün olduğunu savlayan keskin bir yaklaşım. Yazarlık ve yönetmenlik tekniğine ferahlatıcı açılımlar getiriyor. Bu ekolün tiyatromuzda yaygınlaşmasını diliyorum.
Üzücü bir haber geldi. Devlet tiyatrosunun emekli sanatçısı Erdinç Dinçer vefat etmiş. Birlikte çalışma fırsatı bulmuş, engin bilgisinden yararlanmıştım. Türkiye’de mim sanatını tiyatroya taşımış, mimi geniş kitlelere sevdirmiş, değerli biri insandı. Nur içinde yatsın.

Yazarın Tüm Yazıları