Biliyorsunuz, yazılarım Cumartesi günleri yayınlanıyor. Ancak bu sene 8 Mart, Perşembe gününe denk geldi diye Dünya Kadınlar Günü’nü hemcinslerimle dertleşmeden geçiştirmek istemedim.
Bu günün şerefine birçok güzellik merkezi, kuaför salonu, dekorasyon ve tekstil mağazası kadın müşterileri için indirim uyguladı, sokaklarda kadınlara çiçekler dağıtıldı. İndirimlerin ve çiçeklerin kadın ruhuna hitap ettiği bir gerçek… Ama kadın ruhunun daha büyük bir ihtiyacı var ki o da anlaşılmak... Bu sene de geçmiş yıllardaki gibi, kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekebilmek amacıyla ‘Kanatlandılar’, ‘Her Ses Bir Nefes’, ‘Runtalya Yüksek Topuk Koşusu’ gibi birbirinden kıymetli sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirildi. Benim en çok hoşuma gidense Polisan Boya’nın katkılarıyla hazırlanan ‘Her Ses Bir Nefes’ projesi oldu. 58 ünlü kadın bir araya geldi ve kadınların kendi hayatlarında attıkları veya atamadıkları ‘çığlıkları’ attılar. Tacizin, tecavüzün, şiddetin çığlıkları... Eşya gibi alınıp, satılmanın çığlıkları... Namus adına dayak yiyen, öldürülenlerin çığlıkları... Eğitim hakkı elinden alınmışların, çocuk yaşta anne olmuşların çığlıkları... Kariyeri ve ailesi arasında sıkışanların, aynı anda annelerin, eşlerin, ev kadınlarının, ofis çalışanlarının en iyisi olabilmek için canla başla uğraşanların çığlıkları... Ama hep mutsuz değil çığlıklarımız... Üniversite sınavında istediği bölümü kazanan bir genç kızın çığlığı... Bebeği olacağını öğrenen bir kadının çığlığı... Evlenme teklifi alan bir genç kızın çığlığı... İşinde terfi alan bir kadının çığlığı... Oğlu askerden izne, kızı şehir dışından ziyarete gelmiş bir annenin çığlığı... Ve hatta beğendiği ayakkabının indirimde numarası kaldığını gören bir kadının çığlığı... Onların attıkları çığlıklar dünyanın en mutlu çığlıkları, en güzel sevinçleri... Bütün zorluklarına rağmen, kadın olmak harika. Aşk Dolu Çantalar İspanyol ressam Salvador Dali ve O’nun ölümsüz aşkı Gala... Dali Gala’yla tanışmadan önce bile O’nu rüyalarında görüyor ve tanıştıklarında Gala için ilk söylediği söz ‘İşte onu hiç görmeden, tanımadan önce bile hayalini kurduğum ve resimlerimde yer alan kadın.’ oluyor. Tanışır tanışmaz birbirlerine aşık oluyorlar. Fakat tanıştıkları sırada Gala evli ve Dali, Gala’yla gizlice haberleşebilmek için yalnızca ikisinin bildiği o alfabeyi yaratıyor: ‘Daligramme’. Yıllar sonra evlendiklerinde Dali, Gala’ya bir çanta armağan etmek istiyor. Lancel markasının yardımıyla üzerinde Daligramme harfleri yer alan ve sapı Dali’nin bisikletinin zinciri olan çanta tasarlanıyor. Gala, bu çantayı ölene kadar kullanıyor, ölümünden sonraysa çanta Lancel’in arşivine kaldırılıyor. Lancel bu aşk mektubunu arşivlerden çıkardı ve yeniden yorumladı. Bu tılsımlı ve aşk dolu çantaları Vakko mağazalarında bulabilirsiniz.