Paylaş
İlk bakışta sevimli ve kibar. Hemen aç kollarını boynuna atla. Oysa, madalyonun öteki yüzünde bambaşka bir Rijkaard saklı...
Kızdı mı, lafla ısırır insanı!
1990 Dünya Kupası’nda Alman golcü Rudi Völler’in suratına tükürecek kadar cüretkar. Ve antrenörlük döneminde sahada siyahlar oynuyor ama onları beyazlar yönetiyor diyecekkadar bir laf ebesi...
Teknik direktörlük yaşamı tam bir macera. 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda her teknik adamı imrendiren bir performans sergiledi Rijkaard.
Hollanda yarı finale kadar geldi ve İtalya ile eşleşti. Herkesin favorisiydi. Uzatmalar dahil 10 kişioynayan Rijkaard’ın ekibi, iki de penaltı kaçırdı. Olacak iş miydi!
Rijkaard saçını başını yoldu. İş penaltı atışlarına kaldı. Penaltıyı kullanan her Hollandalı futbolcunun ayağına sanki pranga vurulmuştu. İşler yine ters gitti, Hollanda elendi ve Rijkaard bastı istifayı.
Sonra bir hayal kırıklığı daha yaşadı. 2001-2002 sezonunda. Gitti, Sparta Rotterdam’ın başına geçti.
114 yıllık tarihinde hiç küme düşmeyen Sparta, Rijkaard ile lige veda etti. Ve Rijkaard yine bastı istifayı.
Bu iki olaydan bir hayli etkilendi. Hele, Sparta faciası...Yine de talih kuşu 2003-2004 sezonunda dönüp dolaşıp Rijkaard’ın kafasına kondu.
HOLLANDA’nın en büyük futbol efsanesi Johan Cruyff’un İspanya’daki avukatı Laporta Barcelona başkanlığına seçilince, bir teknik adam aramaya başladı.
Elbette, danışacağı ilk kişi de Cruyff idi... Cruyff hiç düşünmeden tek isim verdi başkana...
Frank Rijkaard!
Ama o az daha başkanın da başını yiyordu... Bir ara düşme potasına girdi Barcelona. Ancak, Rijkaard taviz vermiyordu. 4-3-3 sistemi ile ileride basan ve atak futbolu yeğleyen Rijkaard İspanya Ligi’nde 15. sıralara kadar indi.
Başkan Laporta her gün yüzlerce, binlerce tehdit mektubu ve telefonu alıyordu. Her şeye karşın direndi. Başkan direndikçe, Rijkaard da sisteminde israr etti.
Ve La Liga’nın ikinci yarısında Barcelona müthiş bir finiş yaptı. 14 maçlık galibiyet serisi İspanya’yı ayağa kaldırdı.
Barcelona ligi ikinci sırada bitirirken, Rijkaard’ın tükenmeye yüz tutan kredisi de tavan yaptı.
***
RIJKAARD, 4-3-3 sisteminden hiç geri adım atmadı. Ve La Liga’da şampiyonluğu yakaladı. Bir sezon sonra yeni bir şampiyonluğun yanısıra, bir de Şampiyonlar Ligi’ni kazandı Rijkaard.
İspanya’da tartışılan ve hırpalanan Rijkaard şimdi övgülerin adamıydı. Ve 2006’da büyük bir sıfatla ödüllendirildi...
Dünyada yılın teknik adamı!
Bu ödülden sonra bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan Rijkaard şöyle konuşur...
Ben bu ödülü çoktan hak ettim. Ama beni geç anlayanlar ufak bir rötar yaptılar!
İşte futbolculuk döneminde kadife ayaklı futbolcu diye anılan... Yine aynı dönemde Völler’in suratına tükürdüğü için lama diye çağrılan Rijkaard, en büyük ödülü sahiplendiği gece böyle konuşuyordu...
YILLAR Rijkaard’ın huyunu hiç değiştirmedi. Kafasına ters düşen her konuda sürtüşmekten kaçmadı. Bir maçın 89. dakikasında oyuna girmeye nazlanan Eto’o’yu basına ve taraftarlara şikayet etti.
Daha sonraki haftalarda Eto’o ile yıldızı hiç barışmadı. Söylentilere göre, Eto’o’yu gözden çıkarmıştı. Ancak, yönetim baskısı onun elini kolunu bağlıyordu.Ve bir ara ünlü yıldız Ronaldinho’ya kafayı taktı!
Ronaldinho’nun disipline aykırı davranışlarını hiç hoş karşılamıyordu Rijkaard. Karakteri de kabullenmesine uygun değildi.
Sonunda lastik patladı ve kavga başladı. Uzun bir süre dünyaca ünlü yıldızı kenarda tuttu. Oynatmadı...
Bu çıkışlar ve sürtüşmeler Rijkaard’ı da hırpaladı. Barcelona’nın iki sezon üst üsteşampiyonluğu Real Madrid’e kaptırması... Hele hele, son sezonunda bitime doğru ezeli rakibi Real Madrid’e 4-1 gibi farklı bir skorla yenilmesi Rijkaard’ın ipini çekti.
***
BARCELONA’dan ayrılması önemli bir olaydı. Epey konuşuldu. Ancak, ayrılışının ardından hemen bir gündem yarattı Rijkaard.
19 yıllık eşini bir kalemde silip attı!
Ve çocuklarının bakıcısıyla tatlı hayata daldı. Hatta evinin terasında bakıcısı ile sarmaş-dolaş verdiği görüntü, kamuoyunda bir hayli tartışıldı...
Yine bir gazeteci Barcelona’nın şampiyonluğa ulaşmasının ardından Rijkaard ile yaptığı söyleşide şöyle bir soru yöneltir...
Sizi en mutlu kılan bir olayı anlatır mısınız?
Ünlü teknik adam bir süre düşünür ve yanıtlar...
Ben, mutlu olmak için büyük olaylar beklemem. Böyle bir kompleksim yoktur. Ancak, Milan’da Gullit ve Marco Van Basten ile birlikte oynadığımız maçlardan müthiş keyif aldım. Her maç benim için ayrı bir mutluluktu.
Bilin ki başı DERTTE
RIJKAARD‘ın bir özelliği de futbolcularlakurduğu iyi ilişkilerdir. Sıkıntısı olan futbolcu hemen ona koşar. Böyle bir ortam yaratmıştır. İletişim konusunda ustadır.
Buraya kısa bir not düşmek istiyorum. Rijkaard, kafasına uyan yıldızı sonuna dek savunur. Üstelik primlerde ayrıcalık da tanır. Yeter ki, Rijkaard’a uysun.
Adı-sanı ne olursa olsun Rijkaard kurallarına tersbir davranış o futbolcunun sonudur.
Rijkaard’ın çevresindekiler, ünlü teknik adamın komplekslerden arınmış bir kişi olduğunu vurguluyorlar. Daha iyi tanıyanların söyledikleri ise çok ilginç... Günde bir paket sigara içen bir adam zaman zaman bunu iki pakete çıkartır.
Sigaraları ardı ardına yaktığını görürseniz anlayın ki, Rijkaard’ın başı derttedir.
Dilerim, G.Saray’da sigarasız günler yaşar!
Paylaş