G.Saray’ın Tottenham’dan Davinson Sanchez ile birlikte transfer ettiği Tanguy Ndombele, futbola Paris banliyölerinin tozlu ve sert sahalarında başladı. Çocukluktan gelen oyun aşkı, doğal yeteneği ve alışılmışın dışındaki teknik becerisi onu futbol dünyasında bambaşka bir yolculuğa taşıdı. Amatör sahalardan kurtulup daha yukarılara tırmanması çok uzun sürmedi. Pek çok yıldızın çıktığı Guingamp Akademisi ile istediği noktaya bir adım daha yaklaştı. Akademiye katıldığında hem oradaki yaşıtlarından hem sahadaki rakiplerinden 2 yaş küçüktü. Ancak gücü ve hızı onu diğerlerinden daha üstün gösteriyordu.
8 KiLO FAZLASI VARDI BU BAŞINA DERT OLDU
Guingamp’ta yetiştikten sonra Amiens’e geçen Ndombele, kilo problemi nedeniyle teknik ekibin gözüne bir türlü giremedi. O dönem kulübün direktörü John Williams, kendisiyle konuşarak vücudundaki 8 kiloluk fazlalıktan kurtulmasını istedi.
O günden sonra kendisine bir kişisel antrenör ve beslenme uzmanı tutan Ndombele 1,5 ayda tüm fazla kilolarından kurtularak takıma geri döndü.
O dönem birlikte çalıştığı veya oynadığı kişiler yeteneklerine rağmen onun bu kadar hızla ilerleyeceğini düşünmüyordu. Amiens takımını Ligue 1’e çıkaran oyuncu oldu ve Fransa’da dev kulüplerinin 1 numaralı hedefi haline geldi.
OLYMPiQUE LYON’DA YILDIZI iYiCE PARLADI
Birbiri ardına gelen transfer tekliflerine rağmen Amiens’te kalıp kendini daha da geliştirmek isteyen Ndombele sezona o kadar iyi başladı ki, Lyon onu önce 2 milyon Euro’ya kiraladı ardından 8 milyon Euro daha ödeyerek satın aldı.
Lyon ile ikinci sezonunda özellikle UEFA Şampiyonlar Ligi performansı son derece etkileyiciydi. İngiliz devi Tottenham da bu performansa kayıtsız kalamadı ve 2019’da tam 62 milyon Euro ödeyerek onu kadrosuna kattı.
Galatasaray’ın yeni transferlerinden Davinson Sanchez küçük yaşlardan itibaren büyük bir futbol sevgisine sahipti. O zamanlar America de Cali ile antrenmana katılmak için günde 4 saat seyahat ediyordu. Bu sürekli seyahatler onun için büyük bir zorluk yaratıyordu ve takım arkadaşlarıyla olan ilişkilerine bile zarar veriyordu. Hem okul hem futbol onun birlikte yürütemeyeceği kadar zor bir yüktü. Sanchez, uyuşturucu çeteleri, çatışmalar ve sokağa çıkma yasakları dünyasında büyüdü ve bazen parası yetmediğinde antrenmana gitmek için bir kamyonun arkasına biniyordu.
3 OTOBÜSLE EVE DÖNÜYORDU
O günleri The Sun gazetesine verdiği bir röportajda şöyle anlatıyor:
“6 yaşımdayken futbol oynamaya başladım. Babam beni antrenmana götürürdü ve bu her zaman kolay değildi. Çünkü eve de bakmak zorundaydı. Her gün okuldan sonra 15.30’dan 17.30’a kadar antrenman yapardım. Eve gitmek için üç otobüse binmem gerekiyordu, bu da en az iki saat sürerdi. Bazen akşam 8 veya 9’a kadar eve dönemezdim. O saatlerde okul ödevimi yapmam gerekiyordu. Çoğu zaman masada uyuyakalırdım. Babamla antrenmana gitmek aileye çok fazla paraya mal oluyordu. Bir gün, ona dedim ki; ‘Yolları ve otobüslerin nerede durduğunu biliyorum, bu yüzden artık kendi başıma seyahat edecek kadar büyüğüm.’ Kolay yoldan ilerlemek benim için asla bir seçenek değildi.”
ORTA SAHADAN STOPERE DÖNÜŞTÜ
Ailesinin Kolombiya’nın en büyük 2. şehri Medellin’den iş teklifi alması futbol hayatını pozitif yönde etkiledi. Atletico Nacional ile antrenmanlara başlayan Sanchez, eski futbolcu ve teknik direktör Carlos Osorio’nun dikkatini çekti. Sanchez çok yönlü oyuncuydu ancak dezavantajı agresifliğiydi. Kendisine inanan Osorio’nun istediği her şeyi eksiksiz yerine getirip, orta saha oyuncusundan iyi bir stopere dönüştü. Tüm alt yaş kategorilerinde oynadıktan sonra 17 yaşında A takıma yükseldi. O dönemler Milan’ın efsane stoperi Baresi’nin videolarını izleyerek pozisyon hakkında kendini eğitmeye devam etti.
B TAKIMA iSTEYiNCE BARCELONA’NIN YAPTIĞI TRANSFER TEKLiFi REDDETTi
Gösterdiği performansla kısa sürede Barcelona’nın dikkatini çeken Davinson Sanchez, Katalan ekibinin kendisine yaptığı teklifi reddetti. Sebebi ise Barcelona’nın kendisini A takım yerine B takım için istemesiydi. Sonrasında farklı kulüplerden gelen teklifleri de reddederek tamamen takımı Atletico Nacional’a konsantre olan Sanchez, 2016’da Copa Libertadores’i kaldırdı. Bu başarının ardından Ajax’tan gelen teklifi kabul eden oyuncu takımın topa sahip olma temelli stiline hızla adapte oldu. Ve bir yıl sonra 40 milyon Euro karşılığında Tottenham’a transfer oldu. Bu o dönem İngiliz ekibinin bir futbolcuya ödediği en yüksek bonservis bedeliydi. Sürekli hareket halinde ve atletik bir stoper olması ona Tottenham yolunu açtı.
Galatasaray’ın da katıldığı UEFA Şampiyonlar Ligi grup kuraları çekiminde sahneye çıkan isimlerden biri de Eric Abidal’di. Eski Fransız futbolcunun böylesine önemli ve prestijli bir organizasyonda ön plana çıkması pek çok eleştiriyi beraberinde getirdi. Haksız da sayılmazlar zira Abidal, futbolculuğundan çok skandallarıyla konuşulan bir isim ve UEFA bir kez daha böyle bir ismi kura çekimine çıkararak şimşekler üstüne çekti. Peki Eric Abidal 2011’den günümüze kadar hangi skandallarla medyada yer aldı. Ufak bir hatırlatma yapalım...
ORGAN MAFYASIYLA iŞBiRLiĞi YAPTI
2011 yılında Barcelona’da forma giydiği dönemde karaciğerinde tümör tespit edilen Eric Abidal, bir sene sonra nakil yoluyla sağlığına kavuşmuştu. Karaciğerin kuzeninden alındığı açıklansa da Barcelona Kulübü’nün o dönemki başkanı Sandro Rosell’in, İspanya polisi tarafından yürütülen bir soruşturmada Abidal için yasa dışı yollarla (organ mafyası) karaciğer satın aldığına dair dört ayrı telefon konuşması tespit edildi.
BAŞKAN ROSELL iLE KARANLIK iLiŞKiLER
Eric Abidal özellikle Sandro Rosell döneminde Barcelona Kulübü’nde yapılan bazı işler ve transferlerle de sıkça gündeme geldi. Sportif direktör olarak görev yaptığı 2018-2021 yılları arasında Barcelona’ya alınan futbolcular ve gidenler hep soru işaretleri bıraktı. 2015’te futbolu bırakan Abidal’in, yöneticilik anlamında hiçbir deneyimi olmadan Barcelona gibi bir kulübün sportif direktörlüğüne getirilmesi de bir başka tartışılan nokta oldu.
EŞiNi PSG’Li KADIN FUTBOLCUYLA ALDATTI
Yaklaşık iki yıl önce Paris Saint-Germain’in kadın futbol takımında forma giyen Kheira Hamraoui saldırıya uğramış, polis olayla ilgisi tespit edilen bir telefon sim kartının Eric Abidal üzerine kayıtlı olduğunu ortaya çıkarmıştı. Bu sim kart ikili arasındaki gizli ilişkiyi de ortaya çıkarırken Abidal’in eşi Hayet Abidal, aldatıldığını öne sürerek boşanma davası açtı. Eric Abidal’den yüksek miktarda nafaka talep eden Hayet de, Kheira Hamraoui’nin ciddi şekilde yaralanmasına yol açan bir saldırının azmettirici olarak şüpheliler arasında yer aldı. Paris Saint-Germain’li kadın futbolcular da bu olayda evli bir erkekle ilişki yaşadığı gerekçesiyle Kheira Hamraoui’nin karşısında tavır aldı.
MESSi iLE YILDIZI HiÇ BARIŞMADI
En büyük eksiklik Cherif Ndiaye’nin son vuruşlardaki etkisizliği oldu. Sezon başından bu yana attığından fazlasını kaçıran Cherif penaltıda da kaleciden dönen topu tamamlayarak Adana Demirspor’u yeniden tura ortak etti.
70 SONRASI ENERJİ KAYBOLDU
İlk maçın getirdiği dezavantaj yüzünden hücumda yüksek enerji ve konsantrasyonla oynayan Adana Demirspor 1-0’ı bulduktan sonra ikinci bölümde beklentilerin çok çok altında kaldı. 70’e kadar Genk’e tek bir isabetli şut bile attırmayan temsilcmiz bu dakikadan sonra rakibin sonradan oyuna giren atlet oyuncuları karşısında büyük sıkıntılar yaşadı. Özellikle Semih Güler’in sakatlanıp çıkmasının ardından savunmadaki sıkıntılar daha da arttı. Düşen takımı bu dakikalarda ayakta tutan isim kaleci Karacic oldu. Belçika’daki maçta Genk’in akıcılığına akılcılıkla karşılık veren Adana Demirspor maalesef bu akılcılığı ikinci bölümde gösteremedi. Atletizm yönü güçlü olan Genk farkını daha belirgin bir şekilde ortaya koydu. Önce uzatmalara sonra penaltılara giden maçta en çok güvenilen isimlerden biri Belhanda’nın vuruşu kaçırmasıyla Avrupa hayaline veda etmiş oldu. Gerçekten çok yazık oldu.
Sarı lacivertlilerin bu sezon oynadığı kurguya baktığımızda sahada yer alacak forvetin özellikle bağlantı oyununa uygun olması gerekiyordu. Batshuayi oyun planı çerçevesinde buna uygun değildi ve Fenerbahçe bu işi çok iyi yapabilen Morelos’a yöneldi.
PREMIER LİG'İN KAPISINDAN DÖNDÜ
Nitekim patlayıcı bir hızı olmasa da dripling yönü son derece iyi olan ve iyi bir ceza alanı golcüsü olan Morelos güçlü fiziği sayesinde sırtı dönük oyunda da çok önemli bir isim. Morelos’u yetenek bakımından eleştirmek pek mümkün değil ancak mental olarak aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Rakip oyuncularla fiziksel temasa girmeyi ve hakemlerle uğraşmayı fazlasıyla seviyor. Disiplinsiz tavırları onu Premier Lig kapısından döndürdü.
FARKLI TAKTİKLERE ADAPTE OLABİLİYOR
Rakamsal olarak baktığımızda da Rangers formasıyla çıktığı 269 maçta 66 sarı kart ve 8 kez kırmızı kart görmesi endişe verici. Bu özelliğinden kurtulmayı başarır ve tamamen sahaya odaklanırsa Fenerbahçe için önemli bir kazanım olur.
Çok yönlü bir forvet olan Morelos, farklı taktiklere adapte olma konusunda da sıkıntı çekmiyor. Rangers’ta daha derinde oynamasına rağmen her zaman önemli işler yapmayı başardı. Nitekim İskoç ekibinde hep çift haneli sayılara ulaştı.
BÜYÜK ZORLUKLAR ONU FUTBOL OYNAMAYA İTTİ
Kolombiya doğumlu oyuncu pek çok meslektaşı gibi zor bir hayattan geliyor. Babası sokaklarda meyve satarak ailesini geçindirmeye çalışırken oğlunun futbol oynayarak kurtulmasını istiyordu. Bu sebeple onu Fumigadores de Cerete kulübüne götürdü. Böylece Morelos’un futbol kariyeri başladı. Morelos 14 yaşına geldiğinde, antrenörlerinin izni olmadan Independiente Medellín kulübünde denemelere gittiği için takımdan uzaklaştırıldı.
Liverpool, sokağın ruhunu yaratmak ve hücum oyunlarını geliştirmek için eğitim merkezinde “Melwood Arena” ismini verdikleri bir kafes futbol sahası inşa etti. Bu projenin yaratıcı ise Jürgen Klopp’un yardımcısı Pep Lijnders. Porto’da çatıştığı dönemlerde Portekiz sokak futbolundaki kafeslerden son derece etkilenen Lijnders yeni projeyi nasıl hayata geçirdiklerini ve detaylarını şu sözlerle açıklıyor; “Klopp’a geçen yıl bütçenin ne olduğunu sordum ve bir sokak sahası inşa etmeyi çok istediğimi söyledim. O da bu isteğime harika bir tepki verdi. 100 egzersiz geliştirebiliriz, ancak en iyisi sokağı yaratırsak olur. İnşa etmesi biraz zaman aldı, çok paraya mal oldu ama iyi bir bütçemiz vardı”
TAM ANLAMIYLA KÜÇÜK ANFiELD
Tamamen kendi tasarımları olan kafesteki özellikler Anfield ile birebir aynı. 20x40 metre olan kafesin çimleri Anfield’da kullanılanla aynı ve kendi fıskiyeleri ile sulanıyor. Top sürekli oyunda ve dışarı çıkmıyor. 5’e 5 maçlar oynanıyor ve kazanan devam ediyor.
KAZANAN TARAFIN AYAKTA KALDIĞI YERLER
Ve Lijnders şöyle devam ediyor; “Oyuncunun sahada sahip olduğu her şeyle birlikte olması gerektiğine inanıyorum. Sadece bacaklar sadece akciğerler değil. Beyin ve kalple de. Bu yüzden eski günlere geri dönmeyi seviyorum özellikle kazananın ayakta kaldığı sokaklara.” Lijnders’in ayrıca Liverpool’da ‘kimlik oyunu’ adını verdiği bir projesi daha var. Hem Melwood Arena hem de kimlik oyunu ona göre aynı amaca hizmet ediyor; “rekabeti teşvik etmek ve oyuncuların onurlarını korumalarını sağlamak...”
DiŞLERiNiN ARASINDA BIÇAKLA ÇALIŞIYORLAR!
Lijnders bu projeyi de bakın nasıl özetliyor; “Futbolun onurla ilgili olduğuna inanıyorum. Orada olabileceğinin en iyisi olmak istiyorsun. Salah’a daha nasıl ilham verebilirim? Ama Salah’ı kimlik oyununa koyuyorum ve 6 oyuncu seç diyorum. Alexander-Arnold ve Van Dijk’a da 6 oyuncu seç diyorum. Ve 7’ye 7 kimlik oyununu oynuyorum. Neler oluyor biliyor musunuz? Dişlerinin arasında bıçakla antrenman yapıyorlar! Bu yüzden oyuncuların onuruna ulaşmaya çalışıyorum. Bilmiyorlar ama yapmaya çalıştığım şey bu çünkü gelişmenin tek yolu. Bu ihtiyacın olan bir şey, bu açlık, bu tutku. Bir şeyi teşvik etmelisin.”
RODRYGO’NUN RÖPORTAJINI MUTLAKA OKUYUN
Genk ile eşleştiğimizde hemen kadro değeri üzerinden Adana Demirspor’u eleyenler bile oldu. 125 milyon Euro’luk Genk ile 35 milyon Euro’luk Adana Demirspor... Ama futbolun böyle bir şey olmadığını dün gece bir kez daha gördük.
Yaş ortalaması 23 olan oldukça atletik bir takım Genk. Dün akşam pek çok kez 2-3 pasla kendi yarı alanlarından çıkışlar yaptılar. Ancak akıcılıkla sonuca gitmek isteyen Genk karşısında Adana Demirspor akılcılıkla karşılık verince ortaya son derece Avrupai bir oyun çıktı. Evet sonucunda 2-1 kazanan Genk oldu ancak tur adına söyleyebileceğim tek şey var Adana Demirspor’un rövanşta çok daha avantajlı olduğu. Maçta tempoyu sürekli artırmak isteyen Genk’e karşı soğukkanlı ve doğru hamleler yapan Adana Demir karşı ataklarda da etkili oldu. Özellikle ilk yarı bulduğu bir pozisyon vardı ki bunlardan birinde Cherif Ndiaye golü atamadı. Ndiaye istasyon olma, sırtı dönük top tutma ve karşı prese katılımda iyi olsa da bitiricilik konusunda hala beklentilerin uzağında. Adana Demir’in yediği gollerde ise futbolun anlar oyunu olduğunu ve en ufak konsantrasyon eksikliğine bile gelmeyeceğini bir kez daha hatırladık. Temsilcimiz Belçika’da istediğini alamadı ama rövanş adına önemli derslerle döndü.
KLUIVERT REÇETELERİ ÇIKARDI
Önceki yazımda Kluivert’ın cebindeki reçeteleri artık hayata geçirmesi lazım demiştim. Dün akşam bunlardan biri Emre Akbaba’yı 8 numara olarak oynatmasıydı. Günümüz futbolunda 6 ve 8 numaraların ceza sahasına ekstra koşuları fark yaratan etkenlerin başında geliyor. Emre’nin golü de bunun en güzel örneklerden biri oldu.
Dünya Kupası ile birlikte hayatımıza giren Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi, Trendyol Süper Lig’de 2. yarı ile birlikte kullanılmaya başlanacak. Özellikle Dünya Kupası’nda kullanıldığı her an başarısıyla dikkat çeken sistem uzun süren VAR beklemelerini de ortadan kaldırıyor.
İNCELEMELER YARIM DAKİKANIN ALTINA İNDİ
Sistem ilk olarak 2022 FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nda denendi ve El Cezire-AS Pirae mücadelesinde kullanıldı. Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi o karşılaşmada devreye girdi. 2022 FIFA Kulüpler Dünya Kupası’ndaki ilk ağlara giden top Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi’nin incelemesi sonrası geçerli sayılmadı. Bu inceleme yarım dakikanın altında sürdü. Öte yandan Türkiye’de ikinci yarıda sezonda devreye girecek sistemin 4 yıllık maliyetinin 8 milyon Euro olacağı açıklandı. Peki Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi nasıl çalışıyor?
12 KAMERA SANİYEDE 50 KAYIT YAPIYOR
1- Yarı Otomatik Ofsayt Teknolojisi için stadyumlara özel bir kamera sistemi kuruluyor.
2- Statların farklı noktalarına yerleştirilen 12 kamera saniyede 50 hareketi kayıt yapma özelliğine sahip.
3- Bu 12 kamera sahadaki oyuncuların 29 farklı bölgesindeki hareketleri takip ediyor.
4- Tartışmalı bir ofsayt kararında devreye giren sistem 20 saniye içinde ofsayt kararını saha içindeki ve (VAR) odasındaki hakemlere bildiriyor.