Koray Durkal

Fenerbahçe'de kendini evinde gibi hissedeceği bir kurgu yaratılırsa neden olmasın...

Yazdığım bu ifade hepinize biraz abartılı gelebilir ama çocukluğunu onu izleyerek geçirmiş, Internacional forması giydiği dönemde ona karşı ilk kez oynayacağı maça tüm ailesini bir minibüs kiralayarak götürmüş, sahada kimi zaman prime Ronaldinho hareketleriyle tribünleri ayağa kaldıran bir oyuncudan bahsediyorum.

Peki, Fred gibi bir yetenek United döneminde aradığını neden bulamadı? Çünkü tipik Brezilyalı oyuncuların aksine Fred üst düzey bir takım oyuncusu. Her zaman üç kişilik orta saha formasyonlarında gelişen bir oyuncu oldu. Arkasında daha konumsal oynayacak sağlam bir defansif orta saha oyuncusuna ihtiyacı var. Böylece sahada yüksek bir top yüzdesiyle daha etkili olabiliyor.

Top ayağındayken sadeliği tercih ettiği ve topa sahip olma girişimlerine katkıda bulunduğu anlarda ise oyun kalitesi de bir o kadar artıyor. İşin püf noktası onun zayıflıklarını örtbas etmeniz gerekiyor. Yapmazsanız, zayıflıkları onu herkesin eleştirisi için bir paratoner haline getirebiliyor. Tıpkı Solskjaer döneminde olduğu gibi..

CASEMIRO İLE KUSURSUZDU

Brezilya Milli Takımı’nda Casemiro ile beraber orta sahada oynadıkları dönemde 20 maçta sadece 1 mağlubiyet aldılar. Takım 41 gol atarken sadece 5 gol yedi. Ve 15 maçta kalesinde hiç gol görmedi. Casemiro’nun United’a transferi sonrası herkes Erik ten Hag’ın Brezilya teknik direktörü Tite’den esinlendiğini ve orta sahada Fred ile birlikte benzer bir kurguya yöneleceğini düşündü. Ancak ikili birlikte sadece 42 maç oynayabildi (bunların 6’sında 90 dakika birlikte oynadılar). Kısacası ikiliye istenen zaman tanınmadı. F.Bahçe ve İsmail Kartal uygulayacağı sistemle kendini evindeymiş gibi hissedeceği bu kurguyu sağlarsa Fred, Kadıköy’de büyük bir Ronaldinho etkisi yaratabilir...

BRIGHTON'IN TRANSFER BAŞARISI GÖZ KAMAŞTIRIYOR

Son yıllarda Premier Lig’in en istikrarlı takımlarından biri kuşkusuz Brighton. Organizasyon yapısı her kulübe örnek olacak cinsten. Geçen sezonu De Zerbi yönetiminde 6. bitirerek tarihlerinde ilk kez Avrupa kupalarında mücadele etme şansını yakaladılar.

Sahadaki kadar transfer süreçlerindeki başarıları da dikkat çekici. Sadece son 2 yılda 70 milyon Euro harcadıkları 8 oyuncunun satışından 320 milyon Euro gibi önemli bir kâr elde ettiler. Son olarak Caicedo’yu 126 milyon Euro’ya satmaları kulüp tarihinin en büyük transfer başarısı oldu.

İlk maçta alınan 5-1’lik galibiyetin rahatlığı fazlasıyla hissedilse de Adana Demirsporlu oyuncular özellikle orta alandaki etkinlikleriyle maçı kazanabilecek net pozisyonlar buldular.

Hücum hattındaki isimlerin henüz tam anlamıyla hazır olmaması orta sahadaki oyuncuların yükünü fazlasıyla artırıyor. Genel tabloya baktığımızda sezonun klasiği Belhanda-Yusuf Sarı olacak diyebiliriz.

Özellikle Belhanda’nın oyun zekasının ne kadar farklı bir seviyede olduğunu anlamak için Yusuf’a attırdığı golü izlemek yeterli. Belhanda gibi oyuna akıl katan bir oyuncuyla oynamak her futbolcu için ayrı bir keyif unsuru. Maçın ilk 55 dakikalık bölümünde 4 anahtar pas atması bile onun Konferans Ligi’nde nasıl bir fark yarattığını anlatmaya yetiyor. Oyundan çıkana kadar da oyunu tutan en önemli isimdi.

KLUIVERT CEBİNDEKİ REÇETELERİ HAYATA GEÇİRMELİ

Cluj maçlarında Adana Demirspor’un ekstra paslar ve şutlardaki eksikliğinden bahsetmiştim. İlk Osijek maçında bunlardan arınmış bir Adana Demirspor vardı. Hem Kluivert hem de takımın geleceği adına önemli işaretlerdi ama ikinci maçta yine bu yanlış tercihler bir kez daha gün yüzüne çıktı. İlk maçın rahatlığıyla bu tur geçildi ancak Avrupa’da devamlılık adına Kluivert’ın bir an önce cebindeki reçeteleri hayata geçirmesi lazım. Turu geçmenin sevinci aynı zamanda güzel bir uyarı oldu.

UEFA Şampiyonlar Ligi deyince peri masalları olmazsa olmaz.

Bu yazın en güzel hikayelerinden birini Galatasaray’ın bir sonraki turdaki muhtemel rakiplerinden Faroe Adaları temsilcisi Klaksvik yazıyor. 5 bin nüfuslu Klaksvik kasabasının takımı, önce Macaristan’ın Ferencvaros ardından İsveç’in Haken takımlarını eleyerek adını Şampiyonlar Ligi 3. eleme turuna yazdırdı. Bu bile ülke futbolu adına bir ilkti. Ancak onlar yetinmedi ve Norveç temsilcisi Molde’yi ilk maçta 2-1 yenerek şaşırtmaya devam ettiler. Ve şimdi turu geçerlerse rakipleri Galatasaray olacak. Ama bu takımın hikayesi bunlarla da sınırlı değil...

KALECiLERi 2021’DE EMEKLi OLUP ELEKTRiKÇiLiĞE BAŞLADI

Takımın en çarpıcı hikayesi kaleci Jonathan Johansson‘a ait. 2021 yılında motivasyon kaybı nedeniyle futbolu bırakan ve elektrikçiliğe başlayan Johansson, 2023’te amatör bir takımda nostalji olsun diye savunma oyuncusu olarak oynamaya başladı. Bir süre sonra Klavsvik kalecisi sakatlanınca teknik direktör Magne Hoseth, Johansson’u takıma davet etti. Johansson iki yıldır kaleci olarak oynamadığı konusunda Hoseth’i uyarmasına rağmen Norveçli teknik adam ısrarında haklı çıktı ve iki ön elemenin kilit ismi olmayı başardı.

AVRUPA’DAKi 8 GOLÜN 6’SINI BiR ŞiRKETiN CEO’SU OLAN ARNi FREDERiKSBERG ATTI

Klaksvik takımının bir diğer öne çıkan ismi de Arni Frederiksberg oldu. Takımın şimdiye kadar kaydettiği 8 golün 6’sını atan ve gıda satan bir şirketin CEO’su olan 31 yaşındaki futbolcu, yaşadıklarını “Yaptıklarımızı özümsemek hala zor. Bu inanılmaz bir şey. Avrupa sahnesinde oynayabileceğimi hiç düşünmemiştim. İlk turda Ferencvaros’u elediğimizde bu çocuklarıma anlatmak için iyi bir anı olacak diye düşündüm, ama sonrasında olacakları hiç hayal etmemiştim” sözleriyle anlattı. Galatasaray’a rakip olur ya da olmaz bilinmez ancak bu mütevazı takım yaptıklarıyla Avrupa futbolunda daha şimdiden güzel ve unutulmaz bir tat bıraktı.

<iframe width="760" height="450" src="https://www.youtube.com/embed/oPcWJj-CF_w" title="FB &amp; GS: Transfer savaşları | Tete çalım mı, değil mi? | Türk futbolunu menajerler mi yönetiyor?" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" allowfullscreen></iframe>

Adana Demirspor, CFR Cluj maçlarının aksine daha ofansif ve ekstra paslarla oyunu daha da açan bir yapıyla sahadaydı.

Henüz 3.dakikada gelen Svensson golü mavi lacivertlilerin keyifli oyununun ilk meyvesi oldu. Buna Belhanda’nın oyuna ağırlığını koyması da eklenince, temsilcimiz 15’te iki farklı üstünlüğe ulaştı. Adana Demirspor oyunun ilk bölümünde uyguladığı şok presin yanı sıra kontralarla da tehlikeli oldu. Ama son vuruş noktasındaki eksikler farkın daha da açılmasına engel oldu. İkinci yarıya da erken bir golle başladı temsilcimiz.

Cluj maçında turu getiren Cherif Ndiaye yine sahneye çıktı ve bugüne kadar pek çok kez karşı karşıya geldiği Osijek’e biri penaltıdan olmak üzere iki gol attı.

Adana Demirspor ilk maçta turu hem harika bir oyun hem de farklı bir skorla geçti diyebiliriz. Bir parantez de Belhanda’ya açmak lazım. Tamamen sahaya konsantre olduğunda herkesi kendine hayran bıraktırıyor. Bu performansını sürdürürse sadece Avrupa’da değil, ligde de Adana’yı daha üst seviyelere taşıyabilir.

DAMAKLARDA LEZZET BIRAKTI

Açıkçası Kluivert’ın oyun yelpazesindeki çeşitliliğin bu kadar olacağını beklemiyordum. Daha santrfor odaklı bir oyun oynatmak isteyen Kluivert yeni gelen Niang ile ilerleyen haftalarda eksiklerini daha da giderecektir. Montella’dan kalan takıma Hollanda esintileri aşılayan Kluivert dün akşam damaklarda büyük bir futbol lezzeti bıraktı. Adana tribünlerinde açılan pankartta yazdığı gibi “Bizi izlemeye devam edin” dedi Kluivert ve oyuncuları.

Son 3 yılda yetiştirdikleri futbolcuların satışından tam 303 milyon Euro kazandı.

1901 yılında kurulan Fransa’nın köklü kulüplerinden Rennes oyuncu yetiştirme konusunda herkesi imrendirecek bir tablo çizmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde 19 yaşındaki Lesley Ugochukwu’yu 27 milyon Euro karşılığında Chelsea’ye satan kulüp, son 3 yılda oyuncu satışından 303 milyon Euro gelir elde etti.

Aguerd, Camavinga, Sulemana, Edouard Mendy, Sarr, Tel, Raphinha ve Ugochukwu... Bunlar sadece 2020 yılından bu yana sattıkları oyuncular.

2016-17’de Ousmane Dembele’yi 35 milyon Euro karşılığında Dortmund’a satmaları hâlâ akıllarda. Sadece onlar mı? Geçmişte Sylvain Wiltord, Yoann Gourcuff, Yann M’Vila, Yacine Brahimi, Stephane Mbia, Tiemoue Bakayoko, Anthony Reveillere gibi unutulmaz pek çok isim de Rennes akademisinden çıktı. Bunu nasıl başarıyorlar? · Rennes’in özel bir sırrı yok. Politikaları son derece açık; gençleri A takıma kazandırmak. Gerçek şu ki, hastalık derecesinde araştırmayı seven bir organizasyon yapısına sahipler. Dünyadaki tüm maçları takip etmelerini sağlayan özel bir yazılım kullanıyorlar.

Transfer sorumlusu ve izleme ekibi olmak üzere 5 kişilik bir departman bu işe kafa yoruyor. Ayrıca bir video ve bir de veri analistine sahipler.

Avrupa ve Güney Amerika’da oyuncular hakkında ihtiyaç duydukları tüm verileri sağlayan ekiplerle de çalışıyorlar.

GENÇLERE BÜYÜK YATIRIM YAPIYORLAR

Tüm bunlar güçlendirmek istedikleri pozisyon için ideal bir oyuncu taslağı oluşturmalarını sağlıyor. Rennes genç yeteneklerden para kazanırken yatırım yapmaktan da kaçmıyor. Son yıllarda Amine Gouiri, Enzo Le Fee, Arnaud Kalimuendo, Arthur Theate ve Ludovic Blas gibi genç oyunculara 80 milyon Euro yatırım yaptılar. Ve bu yatırımların karşılığını hem sahada hem maddi olarak almaya devam ediyorlar.

RENNES’iN SON YILLARDAKi TRANSFER KAZANÇLARI

Lionel Messi, İnter Miami’de daha şimdiden büyük bir ekonomi yarattı. İnter Miami yıllık gelirlerinin birinci yılda 2’ye katlanmasını ve kulübün değerinin 1 milyar doların üstüne çıkmasını bekliyor.

Messi’ye Suudi Arabistan’dan 1 milyar doları aşan bir teklif geldi. Ancak MLS bu tür bir parayı ödeyemeyeceği için devreye Apple ve Adidas’ı soktu. Apple 10 yıllık 2.5 milyar dolarlık bir anlaşmayla MLS’in özel küresel yayın haklarını satın aldı. Apple firması da benzeri görülmemiş bir şey yapmaya karar verdi ve Messi’ye her yeni MLS kaydından bir pay teklif etti. Daha şimdiden Apple TV abonelikleri uçuşa geçmiş durumda.

ŞİMDİDEN 500 BİN FORMA SATILDI

Forma satışlarında da Messi etkisi kendini fazlasıyla gösteriyor. Barcelona’da iken yılda yaklaşık 2 milyon forması satılan Messi’nin daha şimdiden 500 bine yakın İnter Miami forması satıldığı konuşuluyor. Bu da 100 milyon dolarlık bir gelir anlamına geliyor.

Adidas da satılan her forma için telif hakkı vererek Messi’nin kazancının artmasına yardımcı oldu. Apple ve Adidas ile gelir paylaşımı anlaşmalarına ek olarak Arjantinli futbolcu, İnter Miami’den hisse alarak yaratacağı her türlü finansal avantajdan faydalanmaya devam edecek.

Messi için oluşturulan bu kapsamlı paket futbolda sahanın içinden dışına kadar pek çok faktörün doğru kullanıldığında ne kadar büyük kazançlara dönüştürülebileceğinin en önemli örneklerinden biri oldu.

SUUDİ ARABİSTAN, ÇİN GİBİ Mİ OLACAK?

Suudi Arabistan futbol dünyasına adeta bir fırtına getirdi. Cristiano Ronaldo, Benzma, Mane, Mahrez, Milinkovic-Savic, Koulibaly ve pek çok yıldız oyuncu artık bu ligde forma giyecek. Bu durumdan rahatsız olan Klopp ve Tuchel yaşananlara hem tepkili hem temkinli yaklaşıyor. Klopp, “En kötü şeylerden biri, yanılmıyorsam, Suudi Arabistan transfer pazarının üç hafta daha sürmesi. UEFA veya FIFA bunu düzeltmek zorunda” derken, “Bu tamamen yeni bir durum ve bir fikre sahip olmak için henüz çok erken. Ben sadece şaşırmış bir gözlemciyim” ifadelerini kullandı. Tuchel ise, “Bana Çin ligini hatırlatıyor. Bir altına hücum durumu gibi! Hem oyuncular hem de antrenörler arasında büyük yetenekleri çeken bir popülerlik yarışması” dedi.

HAİN EVLAT OSKARSSON!

Adana Demirspor’da yeni teknik direktör Kluivert, Montella’dan devraldığı görevi onun bıraktığı felsefeyle devam ettireceğinin sinyalini ilk maçta vermişti.

 Hollandalı çalıştırıcı, Montella’nın bıraktığından farklı olarak, tempoyu sürekli artırmak yerine orta alanı kalabalık tutarak oyuncularının kondisyonunu daha uzun dakikalara yaymak istiyor. Bunun da beraberinde aynı akıcılığı ve keyfi vermediği bir gerçek. Cluj’un ilk maçtaki 1-1’i korumak için sürekli savunmada kalarak alanları çok iyi kapatan sert bir anlayış sergilediği bir 45 dakika izledik. Hücumda sadece temsilcimizin hata yapmasını beklediler. Adana Demirspor uzun süre bu kurguyu bozacak pozisyonları üretemedi ancak ilk yarının sonlarında kornerden gelen gol oyunda kartların yeniden dağıtılmasını sağladı.

KIRMIZI KARTA RAĞMEN KOPMADILAR

ikinci bölümde de Adana Demirspor baskın oyununu sürdürdü. Ta ki 65. dakikaya kadar. Semih’in alamayacağı hava topuna çıkması ve Gravillon’un gereksiz müdahale arzusu hatalar zincirini de beraberinde getirerek penaltıya sebep oldu. Buna bir de Kluivert’ın oyunu okumadaki eksikleri eklenince elde ettiğimiz avantajı tamamen rakibe kaptırdık. Adana Demirspor’un eksik kaldığı dakikalarda disiplinden kopmayıp oyununu sürdürmesi son dakikada gelen Ndiaye golüyle taçlandı ve turu getirdi. Yine de şunu söylemek lazım Kluivert ihtiyacı olan zamanı bir üst tura çıkarak kazandı.

Altı sezondur zirvede yer alan Manchester City ikinci sıraya indi.

İngiltere Premier Lig şampiyonluğunu Manchester City’e kaptıran Arsenal, yaptığı son transferlerle dünyanın en değerli takımı unvanının sahibi oldu. Son 6 sezondur listenin zirvesinde yer alan Manchester City, Londra ekibinin son üç transfere harcadığı 231 milyon Euro sonrası ikinci sıraya düştü. Dünyanın en değerli kadrolarına sahip kulüpler sıralamasının ilk 11’inde 7 İngiliz ekibi yer alırken sadece 3 takım 1 milyar Euro ve üstünde bir değere ulaştı. Paris Saint-Germain ile hâlâ sözleşme yenilemeyen ve Real Madrid’e imza atması beklenen Kylian Mbappe’nin durumu listeyi yeniden şekillendirecek en büyük unsur olarak görülüyor. Şu anda 991 milyon Euro değere sahip olan İspanyol kulübü, Fransız futbolcuyu transfer etmesi halinde listenin zirvesine yerleşebilir.

DÜNYANIN EN DEĞERLi KADROLARINA SAHiP KULÜPLER (milyon Euro)

1. Arsenal 1.21
2. Manchester City 1.19
3. PSG 1.02
4. Real Madrid 991
5. Bayern Münih 954,5