Paylaş
BEŞİKTAŞ ve Fenerbahçe, Avrupa’dan men edilmemek için UEFA Disiplin Kurulu önünde sırayla ter döktüler. İki kulübün şike yapmadıkları konusunda disiplin kurulunu ikna edip edemediklerini pazartesi, en geç salı göreceğiz. Ancak, asırlık kulüplerimizin bu sürece çok iyi hazırlandıklarını söyleyemeyiz.
Öncelikle iki kulüp de savunma ekiplerini tabir caizse yumurta kapıya dayanınca apar topar oluşturdu. Avukatlar arasında ‘uluslararası’ isimler geçince belki taraftarlar ferahlıyordur ama bu isimlerin ne zaman tercih edildikleri de önemli. Beşiktaş, daha önce kendisini Del Bosque davasında 8 milyon Euro mahkum eden Javier Ferrero Munoz, ‘kaptan’ tayin etti. Bu seçim, 1987’de çizgiden çıkardığı topla Beşiktaş’ı şampiyonluktan eden Malatyasporlu Bünyamin Süral’ın ertesi sezon edilmesine benziyor!. Bu mantıkla Beşiktaş, Ferrari’nin avukatı Fabrizio Bergamaschi’yi de seçebilirdi. Zira o da 7.2 (Feda edilmiş rakam!) milyon Euroluk bir tazminat kopartmıştı Kartal’dan!..
HAZIRLIKLAR ÇOK GEÇ BAŞLADI
F.Bahçe’yi savunan ekibin başındaki Dirk Reiner Martens’in yetkinliğine de diyecek laf yok. 2005’teki olaylı Türkiye-İsviçre maçında ay-yıldızlı ekibi savunan Alman avukat, özellikle UEFA Tahkim Kurulu’na giden davalarda başarılı sonuçlar alan bir isim. Zaten mesele avukatların kalitesi değil ne zaman bu işle görevli kılındıkları. İki kulüp de bugün gelinen süreci aylar öncesinden öngörüp çalışmalara başlamadı.
Apar topar kurulan bu ekibin son bir savunmayla disiplini etkileme ihtimali biraz daha zayıf. Neden geç kalındığının da yanıtı verilmelidir zira iki kulübün de disiplin kuruluna sevkedileceğine dair haberleri vardı! Evet, UEFA ve CAS çevrelerine yakın bir avukat her iki kulübe de yaklaşık iki ay önce UEFA Müfettişi’nin hangi taleplerle disipline sevk isteyeceğini söyledi ve bunun için çalışmalara bir an önce başlanmasını tavsiye etti. Sonuç, kulak arkası!.
SORU SORULMADIYSA VAZİYET İYİ DEĞİL
Peki UEFA Disiplin Kurulu’ndan nasıl bir karar çıkar? Eğer kurul üyeleri çok soru sormuşsa bu iyiye dalalet sayılıyor. Aksi halde vaziyet pek parlak olmuyor. Çok fazla soru sorulmadığını biliyoruz. Ayrıca F.Bahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu’nun dün “Bu bir iki günlük bir süreç değildir” demesi de bir karamsarlık işaretiydi. Bir nokta daha var: Yöneticilerin, ceza alırlarsa ömür boyu futboldan men edilecekleri için, savunmalarını bireysel hak ve özgürlükler üzerinden götürmelerinde de fayda vardı. Disiplin kurulundan ceza çıkarsa sonraki basamak UEFA Tahkim Kurulu olacak. Buradan da negatif bir karar çıkarsa CAS’a gidilebilecek. Bu noktada Fenerbahçe’nin durumu açıklığa kavuşturulmalı zira daha önce CAS davasından feragat ettiğinden 3 Temmuz ile ilgili hiç bir şekilde CAS’a gidemeyeceğini söylenmişti.
Kulüpler için bir başka kapı da Sion gibi İsviçre yerel mahkemelerinde dava açmak. Hukukçular da bu opsiyonu salık veriyor. Ama bakarsınız tüm önyargıları kıran bir karar çıkar UEFA’dan..
Paylaş