Orman el atmazsa Özen gitti gider

BEŞİKTAŞ Başkanı Fikret Orman, sokağa çıkıp taraftarlarına “Sizce benim en iyi icraatım hangisidir” diye sorsa ağırlıkla alacağı cevap şu olur: İnönü ve Önder Özen... İnönü’de sular durulmuşken Özen’de ise kabardı!..

Fenerliler üzgün

Futbol şubesini profesyonellere terk etme ve Avrupa’da kupa kaldırma hedefiyle ortaya konulan üç yıllık yol haritası kamuoyundan büyük bir destek aldı. İmza töreni ve sonrasında bir kez medya karşısına geçen Önder Özen, çizdiği profille taraftarın güvenini kazandı.
Çalıştığı eski kulübü Fenerbahçe’nin taraftarları dahi “Biz bu adamı niye kaçırdık” diye serzenişte bulundu. Üç yıllık imza atan Özen, “Ama ben kendime 18 ay ömür biçtim. Baktım olmuyor üç yılı beklemeden bırakırım” dedi en baştan. Özen’in projesinin tutması topyekün bir kararlılık gerektiriyor. Özen, istese vaziyete göre şerbet verip üç yıllık kontratını doldurmaya bakabilir. Ancak hayır, o da Beşiktaş ile birlikte başarmak istiyor. Çünkü bu proje onun da ‘var olup olmama’ savaşıdır...

Umutları kırıldı

Geçen hafta kendisiyle yaptığım söyleşinin yankıları büyük oldu. Özen’in söyledikleri bir bütün olarak okunduğunda aslında şunu diyor: Böyle giderse 18 ayı bile beklemeye gerek yok! Yani üç aylık gidişat bile umutlarını kırmış gibi görünüyor. Bu nedenle bir ‘gözden geçirme’ ihtiyacı duyuyor. Çünkü;

ÇIKIŞ MODELİ ÖRNEĞİ PORTO OLDU

1-Kulüpte günlük hayatı idame ettirecek nakit bile bulmakta zorlanılıyor. Personel maaşlarını Ahmet Nur Çebi’nin cebinden ödediğini daha yeni okuduk gazetelerden. Bunun dışında Kayserispor bile Prosinecki’nin siyah beyazlılara gelmesini önlerken bu ‘mali sıkıntı’yı koz olarak kullandı. Özen’in çıkış modeli Porto’dur: Oyuncu satarak büyüme. Satılacak kişi Fernandes ise Fernandes!...
2-A takımın muhatab sorunu var. Orman, “Futbol takımıyla ilgili tüm sorular Özen’e” demişti fakat başta kendisi olmak üzere, son üç ayda hep yöneticiler kameraların karşısına geçti.
3-Transferlerde mutabakat sıkıntısı yaşandı. Sezer Öztürk ve Eneramo transferlerinin yansımaları çok açık ki Özen’in otoritesinin zaafiyete uğramasına neden oldu.
4-Ümraniye’de bir direnç var. ‘Eski köye yeni adet’ getirmek isteyen Özen için bu sürpriz olmamıştır. Sürpriz, bu direncin kırılması konusunda yönetimin ona destek vermemesi olacaktır. Yönetimin, çok daha radikal olup Ümraniye’de Özen’in ekibini oluşturmasına olanak tanıması kaçınılmazdır.
5-Medya ile ilişkilerde sıkıntı var. Özen, kulübün her noktasından medyaya haber uçurulduğunu söylüyor. O, elbette bu ‘haber olukları’nı kapatmak isteyecektir. Diğer yandan medya da her taşın altından haber çıkarmak için uğraşacaktır. Medya ile yeni bir ilişki biçimi oluşturmak isteyen Özen’in yumuşak değil de sert bir geçiş yaptığı anlaşılıyor ki siyah beyazlıları takip eden muhabirlerin bazıları bu yüzden kendisinden şikayet etmeye başladı. Özen’in önyargılı davranmak yerine, kurmak istediği yapıyı anlatıp medya ile sağlıklı bir başlangıç yapması daha iyi olurdu. Geç kalmış da değil.

SEÇİM KAZANDIRAN ÜÇ HAMLEYDİ AMA...

ORMAN, geçen kongrede Adalı’yı yenerken Önder Özen hamlesi, Vodafone ile ön anlaşma ve üst üste başkanlığı iki dönemle sınırlandıran tüzük değişikliği ona en çok puan kazandıran ataklar olmuştu. Ama iki dönem sınırı kongreden üç olarak çıktı. Vodafone anlaşmasında henüz ıslak imzalar atılmış değil. Başkan, Özen’in de arkasında durmazsa büyük bir yara alır. Ve elbette en büyük yarayı boşa çekilmiş küreklerden ötürü Beşiktaş yaşayacaktır.
Zaten son 10 yılda epey bir zaman kaybeden takımın peşinden koşan taraftarlar da bir kez daha hayalkırıklığına uğrayacaktır. Yazı bile kışa dönen Olimpiyat günlerinde taraftar sırtını dönerse Kara Kartal’ın konacak tek bir dalı bile kalmayabilir... Bu nedenle Orman, iki şeye sıkı sıkı sarılmalıdır: İnönü ve Önder Özen projesi...
Ya Özen’e Ümraniye’nin anahtarını verecek ya da bavullar hazırlanacak!..

BEYAZ: Pedro Franco ve Atiba Hutchinson’ın umut veren başlangıçları.

SİYAH: Hugo Almeida’nın hakikaten taraftarı fıtık eden sakatlıkları.