Paylaş
Fener, bol pas ve set oyunlarıyla atak kurgularken, Beşiktaş hızlı ve uzun toplarla rakip kalede soluklanıyor. Fener, genelde maçlarda geri düşüyor ama sonra çeviriyor. Beşiktaş ise öne geçtiği maçların önemli kısmında puan veriyor... Kabaca böyle tasvir edeceğimiz ezelilerin ‘son derbi’sine (pek emin değilim) sahne oldu İnönü...
Mecburi hükümdarlık
İlk 25 dakika boyunca Fenerbahçe, Beşiktaş’a top göstermedi. Sow’un golüne kadar topa sahiplik oranları yüzde 30’a 70 Fenerbahçe lehineydi. Bu kadarı da fazlaydı hani. Golden sonra Kartal, mecburen topa daha çok hükmetmeye başladı ama yine de poizsyon üretmede kabızdı. Fernandes, atak girişimlerinde belli ki Oğuzhan’ı arıyordu. Olcay, Holosko ve Niang’ın katkısı ilk 45’te sıfırdı.
Siyah-Beyazlıların tek çaresi malum duran toptu ve beraberlik de öyle geldi. Fenerbahçe, maç öncesi beklenildiği gibi Beşiktaş’ı solundan zorladı. Kartal’ın da buna sağ kanadıyla cevap vermesi lazımdı fakat Hilbert-Holosko, Sow tehdidine yenik düştü. Bu arada Webo’nun sayılmayan golünün de ofsayt olmadığını söyleyelim.
Oyunu tutamadı ama
İkinci yarının ilk 15 dakikası tempo çok yükseldi. Roller de değişmiş; uzun toplara meyleden konuk ekip olmuştu. Bu bölümden gol çıkacağı aşikârdı ama kim atacaktı? Eski Kanarya Niang... Beşiktaş’ın oyunu soğutması gerekiyordu ama gol yiyerek değil! Tribünler coşmuşken 2 dakika sonra beraberlik golünün yenilmesi açıklanır değildi. Üstelik golün geldiği kanada tedbir diye de Süzen’i çıkartıp Emre Özkan’ı almıştı Aybaba. Evet, Beşiktaş, oyunu yine tutamamıştı!..
2-2’den sonra tempo tekrar düştü. Beşiktaş’ı ateşleyecek tek hamle Oğuzhan olabilirdi ve Aybaba o kozu da oynadı. Maçın berabere bitmesi beklenirken son saniyelerde Olcay’la gelen galibiyet golü, eğer bu İnönü’deki son debiydiyse, şampiyonluk kadar kıymetliydi. Ve galibiyet, bu sezonki ilk derbi kazancıydı da. Fernandes’in dün gece çok büyük oynadığını da eklemeli...
Paylaş