Paylaş
Tehdit, darp, bıçaklı saldırı, kurşunlama şeklinde dramatik bir ivme kazanarak şiddet boyutu da kazanan “Uber” tepkilerinde dünkü durak Adliye Sarayı idi.
“İstanbul Taksiciler Esnaf Odası Uber’e Karşı” davası için Çağlayan’da toplanan şoförler ve plaka sahipleri adına başkanlık makamındaki Eyüp Aksu konuştu.
Taksicilerle bunca yıllık hukukumuz var, zaman içinde ahbap olduklarımız var, kalpleri kırılsın istemem ama Aksu’yu dinlerken “Olayı hiç anlamamışsınız” dedim içimden.
Tehdidin bini bir para...
Yargıya, siyasete, iç güvenliğe ve hatta “uluslararası güç odakları”na tehditler havada uçuşuyor:
“Avrupa ülkelerinde taksicilerin eylem yaptığı sağı solu yakıp yıktığı gibi eylem yapmak istemiyoruz. Eğer Meclisimiz bu konuda çalışmazsa, adalet farklı bir karar verirse taksi esnafının sabrı taşar. Taksi esnafı ekmeği için her şeyi yapar...”
ZEYTİN DALI NE ALAKA?
Bu arada “Yayınlı (yanlı) haber yapmayın, yayınlı (yanlı) haber yapmaya devam ederseniz, taksiciler de gereğini yapacaktır” diye medyayı da tehdit etti ama o artık “âdettendir”, canı sağ olsun...
Bugüne kadar “ortalığı yakıp yıkmamalarının” sebebinin “Zeytin Dalı/Afrin Operasyonu” olduğunu belirterek sempati kotarabileceklerini düşünmüş olmalılar.
“Özellikle Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız gereğini yapacaktır” çıkışıyla da “Cam filmi işi halloldu, belki bizimki de olur” mesajını vermişler herhalde...
Daha önce “FETÖ’cü” demişlerdi, bu kez “Yahudi lobisi”ni adres gösterdiler. Benden bir dost tavsiyesi, acilen bir halkla ilişkiler şirketiyle anlaşsınlar. Yoksa kalan imajları da yerle yeksan olacak.
TAKSİCİ DEĞİL MİKİ YAPTI
Tehdit kısmı böyle; hazin...
Problemin büyüğü ise “inkâr” kısmında...
Yok, “O saldırıları Uber kendi kendine yapıyor, taksiciler yapmıyor” diye açıklama yapıyorlar, olayın videosu yayınlanıyor; bariz “sarı taksici” saldırıyor, bıçak, küfür, kıyamet...
Taksicilerle ilgili şikâyet üzerine şikâyet yağıyor. “Katil, hırsız, istismarcı, yankesici adamlara taksi emanet ediliyor” diye isyan ediliyor.
Taksim’den aldığı Arap turisti üç kere köprüden geçirip havaalanına götüren var; müşteriyi arabadan atıp eşini kaçırmaya kalkan var, kazıkçı var, uğursuz var, var oğlu var...
Bu olaylar sorulduğunda “300 taksici böyle” diye cevap geliyor Taksiciler Esnaf Odası’ndan.
300 Spartalı mı bunlar mübarek?
Çoğunluk olmadıklarını biliyoruz, işini hakkıyla yapanlar elbette ezici çoğunluktadır ama 300 kişi bu kadar rezalet çıkarıyorsa da bravo demek gerekir.
Bu 300 kişiyi veya benzerlerini ayıklarsın olur biter...
Biter mi, bitmez?
Müşterinin niye “sarı taksi”den kaçtığı, niye Uber gibi hizmetleri tercih ettiği tane tane, defalarca anlatıldı.
Para üstünden yol tarifine, araç temizliğinden konforuna uzun uzun “aradaki fark” listeleri yazıldı, çizildi, anlatıldı.
“Kurs açıyoruz, yabancı dil öğreteceğiz” dışında gerçekçi, hissedilebilir bir “hizmet mücadelesi” vermeyi tercih etmedi taksiciler.
TEK TAKSİMETRE TEK YÜREK
Niye etsinler ki?
Mesele hizmet yarışı mı sanıyorsunuz?
Mesele “dış mihrak”a karşı “tek taksimetre, tek millet” kavgası mı sanıyorsunuz?
Bir taksi plakası 1.8 milyon TL olmuş, siz ne diyorsunuz?
İstanbul’da gezen taksilerin plaka değeri 30 milyar TL olmuş, siz ne diyorsunuz?
Yıllık 5 milyar TL’lik bir ciro var paylaşılacak, siz ne diyorsunuz?
Uber veya benzeri uygulamaları yasaklamanın, “tehdit ve inkar” ile savuşturmaya çalıştıkları problemleri halletmeyeceğini önce taksici esnafının görmesi gerekiyor.
Kamuoyunu kazanmanın yolu günlük siyasetin geçerli enstrüman (tehdit vb) ve klişelerine (yerli ve milli taksicilik vb) abanarak atılan nutuklardan geçmiyor.
Müşteri göreceğini gördü, o bakımsız arabalarda, o kabalıkla seyahat etmek istemiyor.
Müşteri her zaman haklıdır hatırlatmasını yapıyor, iyi yolculuklar diliyorum...
Paylaş