İSTANBUL’da, Yeşilköy-Eminönü istikametinde bir taksi içinde milim milim ilerlemeye çalışıyorum.
Durumum nargileden hallice; burundan buhar halinde hava çekip, ağızdan buhar halinde atmosfere iade ediyorum.
Çok fena, küresel boyutta ısınmışım.
Sanırsın akciğer yerine buharlı ütü monte etmişim bünyeye, öylesine vurdu mu bayıltan bir sıcak, öylesine yapışkan bir nem.
Sahil yolu boyunca piknikçiler dizilmiş.
Yılın piknik modasını yakından incelememe imkan sağlıyor yoğun trafik.
Koşan çocuğu durdurup ağzına ekmeğin kenarını/köşesini tıkmak, bebeleri iki ağaç arasına gerilmiş çarşafta beyin loblarını çırpılmış yumurta kıvamına getirecek şekilde sallayarak uyutmak, ismiyle müsemma piknik tüpte çaydanlık fokurdatmak yerli yerinde durmakta.
Erkeklerde fanila hâlâ gündemde fakat ‘cızgılı picama’ yerini Arap Kadri model şorta bırakmış. Kadınlar ise genetik olarak edinilmiş bağdaş pozisyonunda; trend yine boyundan topuğa uzanan tiril tiril basma veya pazen elbise.
Beyaz minibüs hakimiyeti dikkat çekiyor; yılın modası arka cama yaldızlı tuğra çıkartması ekleştirmek. Konjonktürel fayda sağlıyor herhalde kontrollerde.
Sıcak havada bir kangal sucuk kapıp mangala abanmak ve mücadeleyi sahil boyuna taşımak ne derece manalıdır hiç bilemedim.
Mangalı yakarken daha beter sıcak basmaz mı? Gördüğüm kadarıyla basıyor fakat milletin mangal dumanınından kaçacak hali bile kalmamış direkt dumanı çekecek şekilde karşısında oturan çekirdek ailelere selam olsun o zaman.
Şok gelişme ise “lastik top” cephesinde yaşanmış.
Karpuz desenli, bildiğimiz Diyarbakır karpuzu desenli top gördüm.
Yan ağacın gölgesindeki tüpü devirince ve tüpün öfkeli sahibi “Keseyim mi ulan topunuzu?” diye höykürdüğünce olaya ayrı bir espri eklenmiş oluyor herhalde.
Rihanna’ya karşı Aşk-ı Memnu ve Gümüş kartını kullanalım
JENNIFER Lopez’den sonra Rihanna’nın KKTC konserini engellemek için hareketlenmiş Rumlar.
Türk tarafı -eğer konseri çok istiyorsa- bu kez akıllı davranmalı ve elindeki kartları iyi kullanmalı.
Nedir bu kartlar?
Hali hazırda Aşk-ı Memnu ve Gümüş gibi duruyor.
Yunan televizyonları Türkiye’nin geçen sezon his ve sinir ve sabır ayarlarıyla oynayan, reytingmetre çatlatan dizilerini gösterecekmiş yeni sezonda.
Kıbrıs’taki televizyon kanallarının durumunu bilmiyorum fakat Yunanistan televizyonlarından daha iyi değildir herhalde.
Yunanistan televizyonları ise insanı sıkarak, acı içinde öldürecek niteliktedir.
Bir kanalda sadece Ege haritası önünde “Türkler bize saldıracak, şuradan saldıracak, buradan kanımız akacak” diyen adamların konuştuğunu biliyorum mesela.
Zaten o kadar umutsuz durumda olmasalar bizim dizilerle işleri ne, di mi ama?
Bu durumda “Diziler başladıktan bir süre sonra final bölümünü açıklarız, tadınızı kaçırırız, kadınlarınızın dırdırından kurtulamazsınız” uyarısı işe yarayabilir.
Dış politika manasında pratik katkımdır, aklınızda bulunsun KKTC yetkilileri.