Paylaş
Şanslı bir çocuktum, kendisi de çizgi romanları çok sevmiş bir babam ve amcam vardı.
İlkokuldayken bakkala adıma açılmış hesabın dışında iki veya üç çizgi kahramanı takip edebileceğim ayrı bir harçlığım vardı ki; bugünkü karşılığı herhalde haftalık 1020 liraya filan denk gelir.
Zagor şaşmazdı... Sonraları çok seveceğim Teks ile Mister No ve Kızılmaske ise opsiyonel. Zaten almadıklarımı da arkadaşlarımla değiş-tokuş veya “Sen bunu oku, ben bunu” yöntemiyle bakkalın önünde okuyordum.
Zembla, Mandrake, Kaptan Swing, Teksas, Tommiks, hafiften tırssam da Kinowa ve diğerleriyle böyle tanıştım. Korku, Killing, Vampirella vb için biraz zaman ve biraz kaçamak cesareti gerekiyordu açıkçası.
Geçen hafta umduğumdan uzun süren kaçamağın ardından evde biriken postayı ayıklarken çok uzun süredir ihmal ettiğim eski dostum Kızılmaske’yle karşılaştım.
Zaman ve taşınmalar içinde büyük ölçüde dağılan çizgi romanlar arasında sadece iki farklı Kızılmaske edisyonu kaldı.
Biri yıllar önce rahmetli Oğuz Aral’ın hediye ettiği İngilizce tıpkıbasım albüm, diğeri de 1950’lerde yayımlanan renkli-siyah/beyaz iki fasiküllük Esrarlı Ada macerası.
Çocukluk yıllarımda Tay Yayınları’ndan okuduğum maceraları artık evin çekecek hali kalmayınca iyi bakacağına emin olduğum arkadaşlarıma, kardeşlerime aktarmıştım.
YAKIŞIKLI KIZILMASKE
Bu kez Büyülü Çizgi Roman gayet yakışıklı bir Kızılmaske hazırlamış.
Çizgi Roman ve diğer güzel şeyler konusunda donanımlı ve yetkin isimlerden Ege Görgün hem çeviriyi üstlenmiş hem de üzerinde düşünmeye değer bir önsöz yazmış.
Kızılmaske’nin sevilen çizgi roman kahramanlarından biri olmasını vurgularken, politik doğruculuk açısından tartışılması gereken bir kahraman olduğuna da dikkat çekmiş.
Yerlilere davranış tarzı, otoriter bir figür olması, çevreyle/ormanda yaşayan diğer canlılarla kurduğu iletişimi sorgulayan ancak Kızılmaske’yi yerden yere de vurmayan bir bakış açısı.
1930’LARIN PHANTOM’U
Lee Falk’un 1930’larda Phantom adıyla dünyaya armağan ettiği, kuşaklardır takip edilen, defalarca filmi yapılan (Türk yapımları da efsanedir) Kızılmaske’yi yine keyifle ve elbette nostalji rüzgârları eşliğinde okudum.
1960’lardan çıkıp gelen maceralarda kimi zaman köle tacirlerine, kimi zaman diktatörlük meraklısı bir generale haddini bildirdi yine.
Kıyafeti bildiğimiz mordur, bu memlekette de anti-komünizm modası hiç geçmez ama Kızılmaske olarak tutunmayı başarmıştır.
10 kaplan gücündedir, vurduğu yerde kurukafa izi biter, Diana Palmer’i sever, mağarasından her türlü fenalığa müdahale eder...
Adı Kızılmaske’dir, okuyan herkes bir şekilde sever.
Paylaş