Paylaş
Bu toplara pek girmesem de ben bile birkaç ay önce “Uzmanlar 50 TL’ye gider diyor. Millet bu gidişle et yiyemediği için birbirinin kolunu bacağını ısıracak hakikaten” yazısı yazmıştım.
Sonunda Başbakan da “Ben vatandaşıma kilosu 30 TL’ye et yedirmem, savulun!” açıklaması yaptı.
Et ithali parlak bir çözüm olarak görülmese de o ipe sarılacak belli ki Türkiye.
Fakat kasap makro/mikro çözüm arayışlarıyla ilgilenmez haklı olarak. Ne yapsın zaten, onun da alış fiyatı belli.
Yazılarla okura pratik fayda sağlamayı amaçlayan biri olarak şunu sorayım aradan çekileyim:
“Kasap zaten 30 civarlarında geziyor sayın Başbakan. Demecinizin yer aldığı gazete kupürünü göstererek indirim alabiliyor muyuz, alamıyor muyuz bu süreçte?”
Elçiye zeval olmaz, açıklarsanız herkes sevinir!
Sayın vekiller, bir Sepultura molası?
TBMM’de anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında sinirleri lime lime olmuş vekillere ilaç gibi gelecek bir önerim var.
Bu akşam 19.30’da, Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda Brezilya’nın gurur kaynağı meşhur heavy metal grubu Sepultura’nın konseri var.
Kuruluşu 1984’tür, yani şu anki iktidardan da muhaliften de uzun soluklu bir müessesedir.
Kurucu kadrosu değişse de temel ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır.
Sert çocuklardır (İsimleri Portekizce “mezar” anlamına gelir, bırrrrr!), metalci tabiriyle -affedersiniz- hayvan gibi çalarlar.
“Bize faydası nedir” diyecek olursanız...
Son olarak pazar gecesi son durumunuza baktım ve açıkçası sizleri pek sağlıklı bir ruh hali içinde görmedim.
Birbirine cep telefonu fırlatmalar, Recep İvedik’i utandıracak galiz küfürler, “Erkeksen çık dışarı” çekmeler...
Sepultura’dan bir metalik şoklama iyi gelebilir.
Yüksek volümlü metal müzik damarlarda genişleme, kafaya/kalbe giden arterlerde gitar yardımıyla ferahlama getirir.
Tecrübeyle sabittir.
İşin güzel yanı bende teklif var, ısrar yok.
Yalnız Başbakan’ı uyarın, herkes metalci selamı veriyor olacak, tatsızlık çıkmasın.
İlk tur karne değerlendirmesi
YARIN Meclis’te birinci tur görüşmeleri tamamlanıyor.
Rüzgâr gibi geçti vallahi!
Akılda kalanlardan küçük bir değerlendirme yapmak gerekirse...
* * *
Mehmet Ali Şahin: Çok zorlandı, yoruldu, kendi bünyesinde homojen bir şekilde dağılma belirtileri gözleniyor. Taraf olma suçlamalarını aşmakta zorlandığı bölümler dikkat çekiciydi. Muhalefetin meclis tüzüğünü Başkan’dan daha iyi bildiğini düşündürttü. İşinin zor olduğunu çok belli ediyor. Kızdırmayayım şimdi, bu yazıyla görüşmeye de ara verebilir.
Oktay Vural: Anayasa görüşmelerinin en etkili muhalif ismi herhalde Vural oldu. Ne zaman TBMM TV’yi açsam bir şekilde ya kürsüde ya da kadrajdaydı. Mehmet Ali Şahin uykusundan “Sayın Vural lütfen!..” diye bağırarak fırlıyorsa anlarım. Mikrofona gerek duymadan sesini duyurabilmesi en büyük avantajı.
Kamer Genç: Kamerist/Gençist Hareket’in temel (belki de tek?) ilkesi provokatif muhalefettir. Bu alanda eşsiz olduğunu yine gösterdi. AKP’lileri çileden çıkartması için yerinden kalkıp kürsüye doğru gidecekmiş gibi yapması bile yeterli oluyor. Liderime dokunmayın lütfen.
Mehmet Şevki Kulkuloğlu: Grafik destekli kürsü performansı neticesinde sarı kart gördü. Pankartlar reklam ajansı işi gibiydi. Bir süredir unutulan “pankartlar arasında kürsüde kaybolan konuşmacı” modasını tetikledi, neticelerine hep birlikte katlanacağız!
Burhan Kuzu: Sadece “Katılmıyoruz Sayın Başkan” derken ve suratını ekşiterek muhalefet sıralarına veya kürsüye bakarken ortaya çıkıyor. Ne diyeceğini bildiğin için seyretmeye veya dinlemeye gerek kalmıyor. Ben de size katılmıyorum tamam mı Sayın Kuzu?
Paylaş