YTL KABUSU: 1 Ocak geride kalmış, YTL’ye geçmişiz. Ben hala banknotlara kurşun kalemle 6 adet ‘O’ ekleyerek hesap yapıyorum. Madeni paralar biraz zorluk çıkarıyor.
Bambi’den dilli kaşarlı tost söylemişim eve. Getiren çocuğa 10 milyon lira diye 100 YTL’yi tokalayıp ‘Üstü kalsın’ diyorum... Bunu kesin yapacağım, biliyorum...
TV KABUSU:
‘Gelinim Olur musun-Kafayı Kırmış Ev Hanımı Eğitim Kampı’nda bizzat ‘Semranım’ tarafından eğitilmiş biriyle evleniyorum. ‘Artık içim sana akmıyor’ gibi tuhaf cümlelerle konuşan ve 24 saat kamerayla izlenen evde mikrofon takma zorunluluğu getiren bir eşim var. Semranım da erittiği altınları huni marifetiyle kulağıma dökerken ‘Ah-ha-ha-haaaaa!’ devam ediyor: ‘Sıcaklığını hissediyor mususuuuuun? Altının sıcaklığını hissediyor musuuuuuuun? Ah ha ha ha haaaaaa!’ Uyanmak istiyorum ya, bu ne biçim kabus?
MAFYA KABUSU:
Trinidad ve Tobago’a gitmişim, ‘Madem çoktan seçme şansı tanındı ben de Trinidad’ı seçiyorum arkadaş’ demiş ve oraya yerleşmişim. Yargıyı, emniyeti, iş alemini akla gelebilecek herkesi bağlamışım. Gelirim gayet iyi. Bir yerde ufak bir pürüz çıkıyor ve beni içeri alıyorlar. Nasıl olsa çıkarım diye giriyorum fakat çıkamıyorum. Bırakmıyor zibidiler.
İSKİ KABUSU:
40 saatlik su kesintisinin üstünden bir hafta geçmiş. Duşa girip, suyu açıyorum. Su akmadığı müddetçe duşta ayakta dikilmenin ne kadar manasız bir eylem olduğunu düşünüyorum 45 saniye boyunca. Sonra ‘üstüme rahat birşeyler alıp’ telefona yöneliyorum. İSKİ’nin manasızca neşeli otomatik santralinin talimatlarını yerine getirerek ‘507’ dahili no’lu Beyoğlu Bölgesi Su Arıza birimine ulaşmaya çalışıyorum. Yarım saatin sonunda karşıma çıkan görevli ‘Boru kırıldı da, ondan yani...’ diyor. Uyanıyorum... Yooo, ben zaten uyanığım. Ateşli silahlara merak salmak istiyorum...
SAĞLIK KABUSU:
Osman Müftüoğlu akşam yemeği sırasında eve baskın düzenliyor. Bütün ‘büyükbaş’ arkadaşlarımla bir aradayız o esnada ve neredeyse tam bir dana pişirilmekte. Masadaki en sağlıklı yiyecek üzerinde kaşar eritilmiş kokoreç. Osman Müftüoğlu, elindeki brokoli demetiyle ellerimize vuruyor... Utanıyoruz. Arkasını döndüğü sırada ağzına bir avuç yaprak ciğer sokuşturmaya çalışan arkadaşa üç ay soya fasulyesiyle beslenme cezası veriyor. Korkuyoruz...
TV KABUSU II:
Mesut Yılmaz, Oya Aydoğan ve Banu Alkan’la Ünlüler Çiftliği’ndeyim. Mesut Yılmaz, AB Raporu’nu kendisinden başka sadece benim okumuş olduğumu düşünüyor ve olur olmaz sorular soruyor. Hayır bir şey değil; şu dönem itibariyle Mesut Yılmaz’la bir konuda aynı fikirde olma ihtimali tedirgin ediyor beni. Oya Aydoğan ve Banu Alkan’ın sorularına sadece ‘Evet, siz ondan daha güzelsiniz’ cevabını veriyorum. Ne sorarlarsa sorsunlar, bu cevabı alınca mutlu oluyorlar ve konu kapanıyor. Ağa seçiliyorum...