İşin gazını çıkarmak

KENDİLERİYLE bundan 9 yıl önce, İstanbul’daki NATO Zirvesi sırasında tanışmıştım.

Haberin Devamı

Galatasaray Meydanı’nda takip ettiğimiz bir basın açıklamasında ortalık karışmış, polis de biber gazını devreye sokmuştu.
Öğrencilik ve gazetecilik yılarında polis müdahalesinin katı (cop) ve sıvı (tazyikli su) haline idmanlı hale gelmiş bünye, gaz haline de böylece “Merhaba, çok pismişsiniz hakikaten” deme şansını elde etmişti.
İlkyardım amacıyla sığınılan tanıdık bir meyhanede limondu, sirkeydi derken kendi içinde bir salata kıvamına ulaştıktan sonra biber gazının verdiği eşsiz sersemlik halini gün boyunca korumuştuk.
Zaman içinde meydanlardaki karşılaşmaların ötesine geçti tanışıklığımız, evde de misafir ettim. Gümüşsuyu’nda otururken Taksim’de sıkıldığında rüzgârla birlikte eve ulaşırdı; şimdi de Beşiktaş civarında kullanıldığında “faydalanabileceğim” bir konumdayım.
Son olarak kayıtlara Beşiktaş Çarşı Muharebesi olarak geçen olaylarda semt olarak “faydalandık” muhteremden. Dikilitaş’tan Valideçeşme’ye, Vişnezade’den Şairler Parkı civarına, semt genelinde hanelerimize gaz doldu. Cumartesi günü Beşiktaş Çarşısı’na çıkanların çoluk çocuk düştükleri hal ise büyük bir rezaletin, büyük bir ayıbın yansımasıydı.
İşin “gazının çıkarıldığı” kesin fakat yetkililer aynı düşüncede değil. “Her canlı bir gün biber gazını tadacaktır” şeklindeki bayatlamaya yüz tutmuş espriyi hayatın gerçeği haline getirmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Biber gazıyla ilgili “Yok artık hecin devesi” dedirtecek görüntülerin her seferinde kendisini aşmak gibi bir özelliği var.
Daha geçen hafta Kütahya’da U-14 Türkiye Futbol Şampiyonası’nda kullanıldığında “Yok artık asumankıroşe” dediğimi hatırlıyorum. Bilmeyenler olabilir “U-14” demek, yaşları “14’ün altında” olanlar manasına geliyor.
Kütahya polisi, İkitellispor-Bursa Yolspor’un 14 yaş altı oyuncularının saha içindeki kavgalarına kahramanca biber gazıyla müdahale etti, çocuklar perişan oldu vesaire.
Artık daha acayip bir görüntü gelemez derken, Uşak Emniyeti’ne bağlı çevik kuvvet ve Uşak Belediyesi’ne bağlı zabıta memurları “Sen öyle san” diyerek sahneye daldı...
Bilmem seyrettiniz mi? Zabıta elemanları, beşerli gruplar halinde, sebilhane maşrapası gibi tek sıra dizilip hazır ola geçiyor.
Gaz maskeli bir çevik kuvvet polisi de yakın mesafeden biber gazını yüzlerine sıkıyor. Bu sırada artık trajikomik bile diyemeyeceğim bu tuhaf eğitimi yerinde izleyenlerin kahkahalarını duyuyoruz. “Güleriz ağlanacak halimize” yazıp karşısına bu görüntüyü koysanız, bir kelime bile Türkçe bilmeyen Lapon, Japon herkes ne demek istediğinizi anlar.
Biber gazını yiyen beşli, koşarak hortumla servis edilen suya sığınırken, yerini yeni grup alıyor. Psikoloji biliminde bu duruma ne denir bilemiyorum ama yardımına ihtiyaç duyuyorum.
Karşısında “Niye?” demekten öte gösterecek tepki bulamadığım bu görüntünün kahramanlarından bir zabıta “Çok başarılı bir eğitim oldu” diyordu.
Kıssadan hisse sayılır mı bilemiyorum. Fakat Uşak’tan bu acayip hadiseyle ilgili geçilen ajans haberinin son paragrafını sizlerle aynen paylaşmak isterim:
“Uşak’ta çeşitli denetim ve yıkımlarda görev alan ve zaman zaman saldırılara maruz kalan zabıta memurları, biber gazını kullanacakları zaman daha dikkatli olmaları gerektiğini, böylece öğrendi. Zabıta memurları, biber gazının 15 dakika etkili olduğunu, bunu kullanmadan önce iyice düşünmeleri gerektiğini söyledi”.
Darısı emniyetin başına...

Yazarın Tüm Yazıları