Paylaş
Daha çok Afgan maalesef, yani İran’ın daha doğusundan... Şöyle bir endişemiz de var. Sanki Türkiye’ye doğru göçlerine İran devleti de yardımcı oluyor demeyeyim de, göz yumuyor gibi. Sadece 2016’da Iğdır ve Ağrı illerimizden izinsiz geçiş yapmak isteyen tam 30 bin mülteci girdi...”
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, bundan tam bir yıl önce Afganistan’dan kaçan, çoğu Avrupa’ya ulaşmak için Türkiye’yi bir köprü olarak gören milyonlarca kişiyi işaret ediyordu.
Kaynak “2016’da tam 30 bin kişi” diyordu ya, dün Hürriyet’ten Banu Şen, “Afgan akını” başlıklı haberinde yılın ilk üç ayında 20 binin üzerinde Afgan’ın kaçak giriş yaptığını vurguluyordu.
Bu rakamın “resmi” olduğunu, gerçeği tam olarak yansıtmadığını hatırda tutmak gerekiyor.
BUZ GİBİ GERÇEK
Hafta boyunca CNN Türk’ten Fulya Öztürk ve Hilmi Yaşa, Erzurum civarından Afgan göçmenlerle ilgili bir dizi haber yaptı.
İnanılacak gibi değil diyeceğim saçma olacak, buz gibi gerçek...
Ağrı-Erzurum yolunda sıra sıra insanlar, bebekler, kadınlar yürüyor.
Dağları aşarak, hayatlarını hiçe sayarak Türkiye’ye girmişler.
Ceplerinde para yok, giyecekleri yok, yiyecekleri yok...
Yoldan geçen vatandaşlardan acıyanlar ekmek, süt veriyor, gece donmasınlar diye battaniye getiriyor.
Yetkililerin çabasına rağmen hızına yetişemedikleri bir şekilde yoğunlaşmış durumda göç...
İlk hedef Erzurum... Oradan İstanbul’a gitmek, sonra da Almanya’ya vb ulaşmak ise asıl hayal.
Yakalandıklarında tutulacakları tesisler tamamen dolu. Bu sebepten Çorum, Yozgat gibi illere yönlendiriyorlar. Ellerindeki izin kâğıdı “İstanbul”u yasaklıyor mesela...
Katman katman, içine girdikçe karmaşıklaşan, acısının dozu artan büyük dramlar yaşanıyor bu göç sırasında.
BİR BİLEN ANLATIYOR
Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel duruma son derece hâkim... “Göçmenlerin Babası” olarak biliniyor Erzurum’da, yardımsever bir kişi...
Bakın neler diyor: “Dağdan 4-5 gün yürüdüklerini söyleyenler oldu. Hatta bunlara şöyle ifade etmişler, yanınızda biri uçuruma düşse bile sesinizi çıkarmayacaksınız. Son zamanlarda göç trafiği acayip şekilde arttı. Artık ne Ağrı’nın ne de Erzurum Göç İdaresi’nin altından kalkacak gücü yok. Binlerce insan yollara dizilmiş geliyorlar. Vatandaşlar bunlara yardım amaçlı araçlarına aldığı zaman insan kaçakçısı muamelesi görüyor, otobüslere almıyor. İnsan kaçakçıları bunları koyunların taşındığı 3 katlı kamyonlara dolduruyorlar...”
O yolculukların nasıl sonuçlanabildiğini de biliyoruz değil mi? Daha geçen hafta Iğdır’da yaşanan kazayı hatırlayın: 17 ölü, 38 yaralı. Bu kadar insan bir minibüse tıkıştırılmıştı, siz hesap edin işte...
Göçmenin derdi dünyayı aşmış. Kimse yerini yurdunu bırakıp kaçmak istemez. Daha dün 100 kişi öldü bir bombalamada.
Ölüm var, Taliban baskısı var, iş yok, hayat yok, umut yok...
Göç yolu da, o yolun sonu da umut verici değil aslında.
Köle gibi çalışmak, aşağılanmak, ırkçıların hedefi haline gelmek, fuhuş mafyası, organ mafyası...
Afganistan üzerinden tepişip bugün sırtlarını dönenler, bu manzaranın gerçek sorumluları, başka coğrafyalarda başka hesaplar peşinde bugün...
En ufak bir sorumluluk hissetmiyorlar, kapılarını sıkıca kapatmaktan başka bir çözüm yolu bilmiyorlar...
Türkiye göçmenlere insani yardım konusunda tüm dünyayı utandıracak bir performans sergiledi.
Öte yandan... Toplum bugüne kadar sağduyusunu büyük ölçüde korusa da 5 milyon sınırına dayanan göçmenlere karşı bir dip dalgasının varlığı sokakta esnafla çene çalınca bile anlaşılabilecek boyutta...
“Şimdi de Afganlar mı?” homurtuları haberlerle birlikte yükselmeye başladı. Aman diyelim!..
Toplumun sinir uçları, fay hatlarını idare edebilmek için “iyi” bir planı vardır umarım memleketi yönetenlerin...
Yoksa vaziyet fena, benden söylemesi...
Paylaş