Paylaş
Bir Suriye’ye, biri Irak’a, biri de artık Afganistan, Libya, Yemen, Pakistan, Somali’ye düşmüştür herhalde.
2016’da, “Savaşları durduracağım” diyerek gelen Obama henüz koltuğundayken 7 ülkeye toplam 26 bin 171 adet bomba attığını duyuran bir rapor ortaya çıktı geçen hafta.
Hesaplamalara göre günde 72 bomba atmış ABD ordusu; her saat 3 bomba...
Devlerin Kuzey Kore üzerinden efelenme evresinin civcivli günlerinde tehdit edilen Guam Adası’nı hatırlıyor musunuz?
Kıbrıs’ın 20’de biri büyüklükteki bu Pasifik adasına bir hamlede 816 bin 393 adet bomba, mermi vesaire yollamıştı.
Bu ekstra cephane, adadaki mermi, bomba sayısının yüzde 10’una denk geliyordu!..
Silah, cephane yarışında bayrak ülke ABD ama asıl bizim de içinde bulunduğumuz coğrafya dünyanın en büyük cephaneliği.
Sadece Suudi Arabistan ve Katar’ın silah harcamalarının son beş yılda yüzde 200 arttığını duyuran raporu hatırlarsınız belki...
2016’da Ortadoğu’da halklar açlık, yoksulluk, şiddetin, her tür sefaletin pençesinde inim inim inlerken sadece Suudi Arabistan 50 milyar dolarlık silah satın almıştı.
Hatırlayın, Erdoğan Suriyeli mültecilere bugüne kadar 30 milyar dolar harcadığımızı söylemişti...
Suudi Arabistan’ın bir yıllık silah harcamasıyla tüm Ortadoğu’da aç, muhtaç insan kalmayacağını hesaplarsak çok da abartmış olmayız herhalde.
“Biz ne kadar harcamışız ahbap, onu da söyle...” derseniz, biz de 11 milyar dolar harcamıştık...
Her günü öncekinden gergin, hesapların çok karışık, ilişkilerin çok dolaşık olduğu bir coğrafyada silahlar, füzeler, “teknoloji harikası” bombalar yığılıp duruyor...
O bombalar saatte en az üç kez (o da sadece ABD’nin attıkları, herkesi eklesek 5 dakikada bir bomba düşüyordur) patlarken durup düşünmeye vakti olmuyor insanların...
“Niye yoksullar kendi emekleriyle sübvanse ettikleri bombalarla ölür?” sorusunu soramıyor...
Yakasına yapışamıyor seçtiği zorbaların...
Önceki gün “HuffPost”un deneyimli muhabiri Ashley Feinberg, Trump yönetiminin “kullanılabilir nükleer silah” düşüncesinin yansıdığı bir resmi belgeyi yayınladı.
Trump’ın daha önce de kullandığı “kullanılabilir nükleer silahlar”, etkisi “azaltılsa da” neticede nükleer yıkım gücüne sahip...
Masaya nükleer silah kartının rahatça sürülebildiği bir dönem daha yaşıyor insanlık; ne yazık...
Teselliyi Nâzım’da arasak mı?
Dün 116 yaşına basan Nâzım Hikmet’in, Mart 1958’de, tam 60 yıl önce Varşova’da yazdığı “Stronsium 90” şiirini hatırlayalım o zaman...
“Acayipleşti havalar,
bir güneş, bir yağmur, bir kar.
Atom bombası denemelerinden diyorlar.
Stronsium 90 yağıyormuş
ota, süte, ete,
umuda, hürriyete,
kapısını çaldığımız büyük hasrete.
Kendi kendimizle yarışmadayız, gülüm.
Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,
ya dünyamıza inecek ölüm.”
Nâzım Hikmet
Paylaş