FBTV’yi, iyi Fenerli ne zaman, Cimbomlu ne zaman seyreder?

FENERBAHÇELİ bir arkadaşım, "Sen Hulki İlgün ağabeyimizin bir yazısına ara sıra gönderme yaparsın ya, haddim olmadan ona bir ek yapacağım" dedi.

Büyük Fenerli Hulki Ağabey’in "Fener maçı nasıl seyredilir?" temalı yazısını çok severim ve yeri geldikçe de hatırlatırım. Hulki Ağabey bütün içtenliğiyle balıkların nasıl pişirileceğini, Fener golleri attıkça rakının nasıl içilmesi gerektiğini anlatır o eski yazıda.

Fenerli arkadaşımın önerisi teknolojik bir açılım getiriyor hadiseye. Fener maçlarını iki televizyonla seyrediyormuş. Bir televizyonda Fener’in maçını hangi kanal yayınlıyorsa o açık. Diğer televizyonda ise FBTV.

FBTV, maçlar sırasında ekranda sürekli olarak istatistik yayınlıyor ya ona bakıyormuş. Ayrıca spiker kaynaklı olası bunalımlarda da FBTV’nin anlatımını tercih ettiğini söyledi. Sıkı taraftar için makul bir hareket olduğunu söyledim.

Ama bir başka Galatasaraylı arkadaşımız sadist bir sırıtmayla "Ben de FBTV’yi, Fener yenildiğinde seyrediyorum, çok eğlenceli oluyor" dedi.

Fenerli arkadaşım sinirlenmek yerine hepimizi gülmekten yerlere yatıran şu espriyi yaptı: "Ama Fener yenilince ya voleybol maçı ya da ’Rotada Bu Hafta’ adlı program oluyor bizim televizyonda..."

Tigana geometriden çaktın, geç yerine

ADNAN Aybaba, Trabzonspor karşısında başarısız bir ofsayt taktiği uygulaması yapan ve "çizgi defans" kurbanı olarak nitelendirilen Beşiktaş’ı, daha doğrusu teknik direktörü eleştirdi Telegol’de.

"Sevgili Tigana..." başlıklı ’içli’ konuşmasından, geometri dersi tadında bir bölüm aktarayım: "Sevgili Tigana, siz 1,5 yıldır Beşiktaş’tasınız; çizgiyi, kareyi, dikdörtgeni öğrenemediniz mi?.."

İSKİ uyuma, üç büyüklere sahip çık

İSTANBUL’un üç büyük kulübü, şehrin su şebekesine sakinleştirici eklenmesini gerektirebilecek bir süreç yaşıyor. İSKİ uyuma üç büyüklere sahip çık!

Cuma akşamı maça birlikte, umut dolu gittiğimiz Hasan Cemal, çıkışta sadece "Üzülmeye bile değmez!" dedi. Hasan Cemal’i ilk kez sinirli gördüğümü söyleyebilirim. Cuma akşamı sinirleri tel tel olmuş milyonlarca Galatasaray taraftarı "Önde kaçanı tutalım derken, arkadan gelenlere mi geçileceğiz?" sorusu ve huzursuz bir uyku bekliyordu.

Cumartesi aynı dram Beşiktaş cephesinde yaşandı. 2-0 öne geçip 3-2 kaybedince (Trabzon hak etti tabii galibiyeti, onu karıştırmayalım) Beşiktaş’ın morali de sıfırlandı. Top pazar akşamı Fenerbahçe’deydi. O da kaybetti.

Peki cuma akşamı şampiyonluğu kaybettiğini düşünen ancak kendini pazar saat 20.45’te Fenerbahçe’yle farkı 1 puan kapatmış, Beşiktaş’la da 1 puan açmış vaziyette bulan Galatasaray sevinçli miydi?

Bir Galatasaraylı olarak bu soruya cevabım ne evet ne de hayır olur. Eski bir şarkı durumu daha iyi özetler herhalde: "Kimseye etmem şikayet ağlarım ben halime / Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime..."

Gece 03.00’te ankete katılmayı anladım da...

TELEGOL’de saat 03.00’ü geçmiş, sabaha doğru ilerliyoruz. Haftanın anket sorusu "BJK-GS derbisini kim kazanır?"

Ankete SMS’le katılıyorsunuz, yani hür iradenizle kararınızı veriyor, bedelini de kontör kontör ödüyorsunuz.

Gecenin bir vakti bu konuda dolduruşa gelen taraftarın "Galatasaray" veya "Beşiktaş" yazıp ankete katılmasını kendimi zorlayarak da olsa anlayabiliyorum.

Anlayamadığım "Berabere biter" demek için oy kullananlar oldu. Yüzde 48 Beşiktaş, yüzde 50 Galatasaray, yüzde 2 de berabere demiş.

Neredeyse sabaha karşı ankete katılıp takımı için oy vereni bir nebze anlarım da, "Berabere biter" görüşünü desteklemek için para harcanır mı ya? Ankete katılım bedava olsa anlayacağım. Ama bunun için para harcamak sizce de tuhaf değil mi?

O kadar kalpten inanıyorsan maçın berabere biteceğine git İddaa oyna; hem paran cebinde kalır hem de belki kazanırsın...
Yazarın Tüm Yazıları