Dana Ferhat'a veda mektubu

ÖNCELİKLE aranızda Dana Ferhat'ı tanımayanlar olabilir diye tanıtım amaçlı küçük bir giriş yapmak gerekiyor.

Dana Ferhat, bundan birkaç yıl önce meşhur olmuş bir ‘‘danacık’’ (buzağı da diyebilir dileyenler) idi.

Sivas'ta sahibi Mehmet Toker'e ait Murat 124 marka bir otomobilin arka koltuğunda yolculuk ederken çekilen bir fotoğrafının gazetelerde yayınlanmasıyla önce memleketimizde, daha sonra da The Guardian aracılığıyla Büyük Britanya'da ve yerküremizin çeşitli noktalarında şöhrete kavuşmuştu.

Ferhat sevimli bir danaydı. Anadolu Ajansı muhabiri Muammer Başkan'ın fotoğrafıyla hem üne, hem de ölümsüzlüge (Aslında son durumu itibariyle bu tartışılabilir) ulaşan Dana Ferhat'ın tatlı ifadesini asla unutmayacağım.

* * *

Dana Ferhat'ı tanımamış olanlar, yazının buraya kadarki kısmını okuyup ‘‘Bu çocuk kafayı yemiş herhalde, ne diyor?’’ şeklinde düşünecekler.

Haklı olabilirler. Ama ben bu yazıyı, kalbinde Dana Ferhat sevgisini yaşatanlar için devam ettireceğim...

Parasız kalan sahibinin sucuk yapılmak üzere bir fabrikaya sattığı ve şu anda kangal formatında memleketin çeşitli bakkal ve marketlerinde gezmekte olan Dana Ferhat'a veda mektubuma buyurunuz...

* * *

‘‘Sevgili Ferhat;

Şu anda beni duyabilecek bir yerlerde misin bilemiyorum. Mezbahada kesilmiş bir danaya hitap etmek saçma gelebilir pek çok insana. Fakat Ferhat'çığım senin beni duyduğuna, duyabileceğine inanmak istiyorum.

Duydum ki sonun fena olmuş.

Aslında bir dana olarak bu sona hazır olman gerekiyordu. Hindistan dışında, türünün son durağı genellikle mezbaha oluyor zaten.

Fakat o fotoğraf şansını döndürebilirdi. Açıkçası, fotoğrafını ilk gördüğüm ve kendi kendime ‘Ne sevimli bir danacık!' dediğim gün, ‘Artık kesin yırttı bu hayvan' demiş, sonra da sana hayvan dediğim için kendimi ‘Asıl hayvan sensin!' diye azarlamıştım.

Ne bileyim Ferhatçığım. Bu fotoğraf Büyük Britanya'da veya ABD'de çekilseydi, en azından bölgenin Belediye Başkanı filan sahip çıkardı sana.

‘Simge Dana' seçilip refah içinde yaşardın, hediyelik eşyaların yapılırdı, bölgenin tanıtımı için bile kullanılırdın vallahi.

Olmadı Danacım! kısmet değilmiş.

Sahibin demiş ki ‘Eşi Şirin ve çocuğu Şirine'ye bakmayı sürdüreceğim...' Bir de anladığım kadarıyla iki ay önce yeni bir yavrun daha olmuş ama ona isim vermemişler. Ben sahibinin yerinde olsam, cinsiyetine bakmadan Ferhat adını verirdim...

Sahibin böyle duygusal bir insanmış bak. Herhalde o da üzülmüştür seni keseceklerini bile bile mezbahaya satarken.

Bari o sucuk-salam fabrikasının sahibi sana sahip çıksaydı diyeceğim ama o da boş. ‘Dana Ferhat'ı kestik, salam-sucuk formatında sofralarınıza şavulladık desem de reklam olacak nasılsa' diye düşünmüş oldu.

Başarılı da oldu aslında. kızdığım için seni sucuk yapan firmanın adını geçirmiyorum yazıda dikkat ettiysen Dana Ferhat'ım...

* * *

Seni üne kavuşturan fotoğrafı taa ilk çekildiği vakit kocaman kullanmış olan Doğaner Gönen abin de dün senin için Hürriyet'te güzel bir veda sayfası hazırlamıştı.

Başlık olarak seçilen ‘Sucuk Yaptılar'ı biraz fazla gerçekçi ve sert buldum ama o da öyle bir mesaj vermek istedi herhalde. Bir de haberdeki sucuk fotoğraflarına bakamadım, kötü oldum...

Sana olan saygımdan dolayı, 1 veya iki 2 ay sucuk-salam ve türevlerine el sürmeyeceğim Ferhat'çım.

Rahat ol gittiğin yerde e mi?

Öpüyorum güzel kulaklarından!’’

Not: Konuyla ilgili detaylı okuma yapmak isteyenler, Serdar Devrim'in www.hurriyetim.com.tr'deki tartışma platformuna uğrasınlar bir zahmet...
Yazarın Tüm Yazıları