Amanın taksi, taksi

TAKSİ müşterileri arasında bir memnuniyet anketi yapılsa, tahminimce ortaya çıkan sonuç taksicileri epeyce üzer.

Memleketin diğer problemleri arasında çok önemsiz gözükebilir ama taksilerin durumu, bir yerde küçük ölçekte Türkiye’yi de yansıtıyor.

İşini doğru düzgün yapanları tenzih ederim; fakat yol bilmeyen, müşteriye ve trafik kurallarına saygı duymayan, çalıştığı ortamın temizliğine hiç dikkat etmeyen, ne hikmetse genellikle bozuk parası bulunmayan şoförlere hepimiz rastlıyoruz.

Okurlar, arzu ederlerse hafızalarını biraz zorlayarak Şermin Sarıbaş’ın bir süre önce Hürriyet Pazar’da yaptığı haberi hatırlayacaktır.

Şermin gayet güzel bir şekilde yaşanmış kötü taksi maceralarını derlemişti. İşin en acayip, üzücü, can sıkıcı yanı haberde yeni bir şey olmayışıydı. Daha önce defalarca yazılan, çizilen türden hikayelerdi...

Bu yazıya başlamadan önce Şermin Sarıbaş’ı arayıp ‘Senin haberden sonra arayan soran oldu mu?’ diye sordum.

Ne Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Derneği Federasyonu Başkanı Derviş Günday’dan, ne de İstanbul Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Semih Kaçanoğlu’ndan ses çıkmış.

Ama tabii okurlardan sepetle ‘kötü taksi deneyimi’ gelmiş.

* * *

Neyse, giriş faslının ardından asıl noktaya gelelim. Taksicilerin can güvenliği ve taksilerin Avrupa normlarına uygun hale getirilmesi için araçların yenilenmesi söz konusu.

TŞOF Başkanı Derviş Günday, AB standartına uygun taksilerin 32 bin YTL’ye malolduğunu, yüksek vergiler nedeniyle esnafın bu parayı karşılamakta zorlanacağını belirterek ÖTV’nin bir defalığına sıfırlandırılmasını istemiş.

Maliye Bakanlığı da red cevabı vermiş.

Ben bir ara yol önereyim. Yeni taksilere ÖTV’de kolaylık sağlansın ama taksimetre durduğunda direkt fiş kesen bir sistem eklenmesi de şart koşulsun.

Talep etmediğiniz sürece fiş kesilmiyor çünkü taksilerde. Çoğunlukla zaten ya akla gelmiyor, ya trafiği tıkamayalım diye vazgeçiliyor, ya da ‘Fiş isteyince şoför sinirleniyor’ diye tırsılıyor...

Dünkü Vatan 34’te Jan Devletoğlu’nun, Londra’da taksilerin nasıl olduklarına dair bir haberi vardı. Hepsinde kredi kartı geçiyor, müşterinin klimayı açma kapama, çalan müziği değiştirme veya kapatma hakkı bulunuyor.

Taksi şoförleri 320 noktaya en kısa yoldan nasıl gidileceğini bilmek zorunda. Üç yılda bir de sınava tabi tutuluyorlar. Engelliler için özel sistem zorunlu vesaire...

Nasıl, ‘Gavur yapmış!’ değil mi?..

Şakacı zihniyet?!

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Atilla Koç, sezonu bir kahvehanede ‘Rus turistler sonradan zengin, görgüsüz’ diyerek açtı; hayırlara vesile olsun.

Dün dağıttığı zücaciyeci dükkanını toparlamak için basın toplantısı düzenleyen Koç, ‘Şakacı zihniyetim, espritüel hayatım bana böyle bir söz söyletti’ dedi ve ekledi ‘Gerekirse özür de dilerim...’

Kendi adıma konuşayım; özür dilemesi yetmez istifa etmeli, o ayrı. Zaten etmeyeceği için konuyu uzatmayalım.

Ama ‘şakacı zihniyet, espritüel hayatım...’ deyince bir an durmak lazım. Yaptığı espriyi komik bulan, gülen var mı? Yok değil mi; sessizce dağılalım o zaman.

Şakacı zihniyetmiş!..
Yazarın Tüm Yazıları