Ajda Pekkan ile Gönül Yazar arasındaki şiddetli polemiğin nedeni Ajda’ya günlük 2 bin lira karşılığında Adana’da program yapacağının doğru olup olmadığı sorulduğunda “Ben ne Gönül Yazar’ım, ne Muhterem Nur...” cevabını vermesi
Şimdi ben bu yazıya “Gönül Yazar, Ajda Pekkan hakkında fena atıp tutmuş” diyerek girsem ve Gönül Yazar’ın ağzından şu cümleleri aktarsam yalancı olmam, başım ağrımaz; elimde belge var! Bakalım ne demiş Taş Bebek, Süperstar için: “Bu kız şaşkınlaşmış... Ajda ha! Ajda benim hakkımda böyle konuşmuş olsun, hayret! Her hareketiyle beni taklit eden, adeta yaşayışıyla, giyinişiyle benim kopyam olmaya çalışan Ajda ha! Halbuki bu kızı ne kadar sevdiğimi, kendisini her yerde nasıl savunduğumu bir bilseniz... Demek insanların arkadaşlıklarına pek güven olmuyor. Cevap vermeye değer mi? Evvelâ kızdım ama, böyle safsatalara gülüp geçmek gerekir...” Ajda Pekkan ile Gönül Yazar’ın bu ‘şiddetli’ polemiğinin nedenine geçelim. Ajda’ya günlük 2 bin lira karşılığında Adana’da program yapacağının doğru olup olmadığı sorulduğunda “Ben ne Gönül Yazar’ım, ne Muhterem Nur...” cevabını vermesi. Koca Ajda 2 bin liraya sahne alır mı? Sene 1966 ise, yani 45 yıl öncesinden bahsediyorsak çok da mantıksız değil! Bu polemiği/dedikoduyu bir kitap mezatından indirdiğim ‘Artist’ dergisinin sayfalarından aktardım. Toplam dört sayı var elimde, o kadar eğlenceli ki...
HÜLYA KOÇYİĞİT’İN SULTAN’A ÇAKTIĞI SELAM
Taş Bebek-Süperstar polemiğinin yer aldığı 29 Mart 1966 tarihli derginin kapağında “sinemanın tatlı, sempatik, muzip kızı” Hülya Koçyiğit var. Artist’in bu sayısı için “Siz de bir yıldız olabilirsiniz” başlıklı bir makale yazmış. “Yıldız olabilmek için yüz de vücut da kâfi değil artık. Jean Paul Belmondo, Jack Palance ve Joan Crawford gibi yıldızların güzel olduğunu kim iddia edebilir? Maamafih güzel olmak da bir yıldızın işine yarayabilir. Türkân Şoray gibi bir güzel olursa tabii... Zira Türkân’ın güzelliğinde, onu alelâde bir tablo olmaktan kurtaran bir başkalık var...” Hülya’ları, Türkân’ları boşuna sevmemişiz; şu arkadaşına selam çakıştaki zerafete bakar mısınız?..
TÜRKAN ŞORAY DÖRT KİŞİLİK YEMEK YİYOR
Madem Türkân Sultan’a geldi söz; Artist’in ‘Yıldızların 24 saati’ başlıklı derleme haberinden bir gününü nasıl geçirdiğini okuyalım: “Türkân Şoray her sabah uyandıktan sonra 15-20 dakika banyoda kalır. 45-50 dakika makyajı sürer. Daha sonra Levent’teki berberine gidişiyle sette bulunması arasında 90 dakikalık bir zaman kaybı olur. Boğazına düşkündür. Bir oturuşta dört insanın yiyeceği kadar yemek yer. Bu bakımdan en uzun zaman kaybını yemekte yapar. Kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri tam tamamına 150 dakikasına mal olur. Geceleri 6-8 saat arasında uyuduğu düşünülürse, bu da 420 dakikasını alır. Bir gün 1440 dakikadır. Türkân bu zamanın tam yarısını, yani 730 dakikasını şahsî işlerine harcar. Geri kalanı ise film çalışmalarına verir.”
YILDIZ KENTER EVLENMEYİ DÜŞÜNMÜYOR
Artist’te sinema haberleri ağırlıkta olsa da tiyatro ve müzik haberleri de var. Mesela Kenter Kardeşler, Site Sineması’nın üzerindeki tiyatrolarında yeni bir oyuna hazırlanıyorlar 1964’ün Ağustos ayında. Güner Sümer’in yazdığı ‘Yarın Cumartesi’yi oynayacaklar. Kadro müthiş: Yıldız Kenter, Çolpan İlhan, Müşfik Kenter, Şükran Güngör, Kâmran Yüce... Röportajı yapan Ülkü Erakalın, Yıldız Kenter’e soruyor: “Evlenmeyi düşünüyor musunuz?” Yıldız Hanım’ın cevabı: “Sizden bir ricam var benim... Bu suali sormamış olmanızı rica etsem...”
MÜZİĞE AŞIK BİR GENÇ: EROL BÜYÜKBURÇ
26 Mart 1963 tarihli ve Filiz Akın kapaklı sayının ‘Popüler Müzik’ sayfasında Erol Büyükburç’un dergi okurları için imzaladığı bir fotoğrafı var. “Kalıplaşmış, klişeleşmiş şeylerden nefret eden, basitliklere tahammülü olmayan bir kişi. Son derece neşeli, hareketli ve ateşli bir mizaca sahip, müziğe gerçekten aşık bir genç” olarak tanıtılıyor Erol Büyükburç. Büyükburç, “Türkiye’de Hafif Batı Müziği’nin daha fazla gelişmesi için ne gibi faktörlere ihtiyaç vardır?” sorusuna şu cevabı veriyor 48 yıl önce: “Müzik aleti ve nota noksanlığı, televizyonun henüz faaliyete geçmemesi en büyük eksikliklerimiz...”