Ah vurdumduymaz insanoğlu, ah!

Takip ettiğim müzik temalı sosyal medya hesapları iki gün önce bundan 36 yıl önce yapılan çok mühim bir organizasyona selam çakıyordu teker teker...

Haberin Devamı

1985 yazı; ergen saçlarımızda kavak yelleri eserken en büyük merakımız TRT’nin de Live Aid’i yayınlayıp yayınlamayacağıydı...

Etiyopya’da yaşanan dev boyutlu kıtlığa karşı güç birliği yapan müzik yıldızlarının konserindeydi aklımız...

Led Zeppelin’den Dire Straits’e, Madonna’dan Duran Duran’a, David Bowie’den Queen’e hayallerimizi ve poster şeklinde odalarımızı dolduran onlarca sanatçıyı bir araya getiren konserleri siyah beyaz, bölük pörçük de olsa izleme şansını yakalamıştık nihayetinde...

İngiltere ve ABD’de koordineli şekilde gerçekleşen, bazı başka ülkelerdeki daha küçük ölçekli organizasyonlarla desteklenen konserlerin 150 ülkede yaklaşık 2 milyar kişiye ulaştığını yazıyor şimdi müzik tarihi...

“En iyi performans elbette Queen’den gelmişti... Bob Dylan’ınki dev bir hayal kırıklığıydı... Phil Collins okyanusu aşarak iki kıtadaki konserde de sahneye çıkmıştı...” türü hatıra ve tespitleri veya organizasyondan elde edilen 100-150 milyon doların harcanma şekliyle ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp konseri tetikleyen hadiseyi hatırlayalım...

Haberin Devamı

Ah vurdumduymaz insanoğlu, ah

ALÇAKLIĞIN EVRENSEL TARİHİ

Etiyopya’da 1983-1985 arasında yaşanan, 1 milyon 200 bin kişinin hayatına mal olan, 2,5 milyon insanı göçe zorlayan, 400 bin çocuğu anasız babasız bırakan kıtlığın temel nedeni kuraklık olarak bilinir; doğrudur, fakat dramın üstüne alçakça planlanmış siyasi hamlelerin gölgesi düşmüştür.

Yardım kuruluşları, gazeteciler bu dev dramı dünyaya duyurmak için çok çaba göstermiştir.

Akla, vicdana sığmayacak felaketin “müreffeh toplumları” harekete geçirmesi için “rock’n roll’un devreye girmesi”, “Do They Know It’s Christmas Time” ve “We Are The World” gibi şarkılar ve nihayetinde 36’ncı yılını idrak ettiğimiz Live Aid’in düzenlenmesi çok etkili olmuştur.

Fakat konserlerin arkasındaki isimlerden Bob Geldof’u ve diğerlerini harekete geçiren aslında bir hemşirenin, Claire Bertschinger’in yaşadıklarıdır diyebiliriz.

Haberin Devamı

Bir yardım kuruluşuyla birlikte Etiyopya’da bulunan Hemşire Claire’in 85 bin kişi içinden yemeğe ulaşacak çocukları seçmek ve işaretlemek gibi “Allah kimseye yaşatmasın” dedirtecek bir görevi vardır.

Bir yerde kimin öleceğine, kimin yaşayacağına karar vermek durumunda kalan, tüm dünyanın günahlarını üstlenen hemşire, 20 yıl travmasına gömüldükten sonra konuştuğunda “Kendimi insanları ölüm kamplarına gönderen bir Nazi gibi hissetmiştim. Neden bu duruma düşmüştüm, kimdim ki ben? Bunca bolluk varken bu insanlar niye açlıktan ölüyordu? Doğru değil, hiç doğru değil bu...” demişti.

Live Aid bir farkındalık yaratmıştı, müzik sayesinde insanlar tepkilerini yükseltmiş ve dünyayı yönetenler de kıllarını nihayet biraz olsun kıpırdatmıştı ama biraz işte...

Bugün neredeyiz peki?

Haberin Devamı

Yakın geçmişte yayınlanan Birleşmiş Milletler kaynaklı açlık raporu korkunç gerçeği ortaya koyuyor...

Bugün dünya nüfusunun yüzde 10’una denk gelen yaklaşık 800 milyon insan açlığa mahkûm...

Ah vurdumduymaz insanoğlu, ah

DAHA AÇ, DAHA VURDUMDUYMAZ

Pandemi sürecinden önce yavaş yavaş da olsa düşme eğilimi gösteren açlık mağduru insan sayısı, 2020’den itibaren dramatik şekilde artış gösterdi...

Bugün halen Afrika kıtası nüfusunun yüzde 21’i yetersiz beslenmenin getirdiği ölümcül boyutta problemlerle karşı karşıya...

Raporlara göre Asya’da 400 milyondan fazla, Latin Amerika ve Karayipler’de 60 milyon insanın neredeyse boğazından lokma geçmemiş oluyor günün sonunda...

Gıda malzemelerinin üretimi rekor seviyede, bir değil neredeyse 2-3 dünyayı besleyecek kadar yiyecek var...

Haberin Devamı

Fakat israf, savurganlık, bencillik, görmezden gelme, işine gelmeme deyin; ne derseniz deyin, insanoğlu hâlâ “tok açın halinden anlamaz” havasında...

Ah insanoğlu, ah vurdumduymaz insanoğlu...

Yazarın Tüm Yazıları