Paylaş
Fenerbahçe-Sivasspor maçının ikinci yarısı başlamıştı ki “Berlin Alarmı” çaldı kafamda.
100 metre finali!
Hemen atletizme döndüm.
Kadro müthiş: Bolt, Chambers, Powell, Gay, Bailey, Patton, Thompson, Burns...
Hepsi topu 10 saniye civarında bitecek bir koşu için dev Berlin Olimpiyat Stadı’nı tıka basa dolduran on binler ve televizyon başındaki on milyonlar nefesini tuttu.
Hakemin tabancası patladı ve Bolt mükemmel bir kasırgaya dönüştü.
9.58.
Yazıyla: Dokuz saniye, ellisekiz salise.
Haylaz bir çocuk gibi Jamaikalı Ussain Bolt.
Eğleniyor ve eğlendiriyor.
Spiker “100 metreyi 35 adımda geçti...” diyor, yorumcu “Fule sırasında bir adımı 2,5 metre filan” diyor.
Tarihi bir ana şahitlik ettiğinizi hissediyorsunuz.
Bolt’un gece uçuşunu hafızamda uzun süre saklayacağıma eminim.
Patates takımla tanışın
SERGEN Yalçın, Galatasaray’ın Avrupa’da şu ana kadar oynadığı rakiplerden bahsederken, şöyle bir özet cümle kurdu:
“Galatasaray bugüne kadar hep patates takımlarla oynadı...”
Tarif etmeye, açıklamaya, etimolojik sözlük kurdu olmaya gerek yok.
- Rakip nasıl?
- Patates.
- Anladım, sağol.
Çok yaşa Sergen.
Bundan sonra severek kullanacağım.
Patates takım.
Harikasın Sergen.
Forma çıkartmak vücut gösterisi mi
TELEGOL ekibi Fenerbahçeli Kâzım’ın attığı golden sonra formasını çıkartmasını tartışıyor.
Gökmen Özdenak, Sinan Engin, Ziya Şengül, Ahmet Çakar ve Serhat Ulueren’den büyük jüri “Kesin vücudunu göstermek için çıkarttı formayı” görüşünde birleştiler.
“Dövmeleri göstermek istiyor olabilir” şeklinde bir muhalefet şerhi de düşüldü fakat genel kanı Kâzım’ın “edeleli vicûd”unu gösterdiği yolundaydı.
Hakkını vermeyi de ihmal etmediler Fenerbahçeli futbolcunun: “Ama vücudu güzel hakikaten..”
Hatta “Drogba da dün formayı fora etti, vücut gösteriyorlar canım, başka izahı yok” şeklinde bir uluslararası açılım da yaptılar.
Final bir Sinan Engin/Ahmet Çakar diyaloğu ile taçlandı:
Sinan Engin: (Göbekleri işaret edip gülerek) Hocam biz gol atsak formayı çıkaramayız di mi?
Ahmet Çakar: Ben çıkaramam, dikişler filan patlar.
Futbol maçlarına gelen kadınların yakışıklı erkek futbolcularla tribünden sahaya flört ettiklerini iyi bilirim.
Kubilay Türkyılmaz’ın özel seyircileri vardı, biri de yakın arkadaşımdır.
1980’lerde Beşiktaş tribündeki kadınların kalbi Recep’le Metin için aynı derecede atmıyordu herhalde di mi?!
Galatasaray’ın tarihte görülmedik derecede çirkin bir kadroyla (erkeğin güzeli çirkini olmaz, takılmayın o yüzden) sahaya çıktığı maçta arka sıradan genç ve güzel bir kadın (meşhur bir yazardır bugün) “Yönetim uyuma, David Beckham Cimbom’a” diye tezahürat patlatmıştı.
Fenerbahçeli güzel arkadaşım Feryal Pere bence bu konuyu ele alır ve hepimizi aydınlatır.
Fenerbahçeli futbolculara futbol temalı aşk mektupları yazan Feryal “Forma çıkartmanın tribün kadınları üzerinde yarattığı etki ve bunun Türk erkeğinde tetiklediği kaşıntı hissi”ne değinmeli.
Biliyorum tabi; Feryal’in de “aşkı renklere, futbolculara değil...”
Ama doğruyu söyle Feryal: Pierre Van Hooijdonk mu, mesela Mehmet Topuz mu?..
Hain olduğumu biliyorum.
Öptüm.
Paylaş