Paylaş
Peki, bu albümden ‘Wigwam’in single’ının yeniden çıkması sadece bir rastlantı mıydı?
Yaz başında, yurtdışında bir plakçıda yeni çıkan 45’likleri karıştırırken karşıma Bob Dylan’ın ‘Wigwam’i çıkınca, “Bayram değil seyran değil” diyebilmiştim ancak.
‘Wigwam’, Bob Dylan’ın en kötü albümleri sayılıp dökülürken çoğu hayranının (ve hatta Bob Dylan’ın!) ilk sıraya koyduğu 1970 tarihli ‘Self Portrait’in en başarılı şarkısıydı.
Ben şarkıyı çok severim hatta daha ileri giderek, ‘Self Portrait’i de çok kötü bulmadığımı söyleyebilirim. Fakat 33 yıl sonra parçanın, hem de demo kaydının yeni bir 45’lik olarak piyasaya çıkması?..
Plağı evirip çevirince anlaşıldı ki; meşhur ‘Bootleg Series’in 10’uncu albümü ufuk çizgisinde belirmiş ve bu sefer tema ‘Self Portrait’ dönemi; yani kabaca 1969-1971...
Bob Dylan’a takıntısı olmayanlara anlattıklarım pek bir şey ifade etmiyordur, kusura bakmasınlar; hemen açayım konuyu.
KÖTÜ YAPARSA DAĞILACAKLARINI DÜŞÜNDÜ
Bob Dylan’ın ruh hali 1969’a gelindiğinde “Lanet olsun içimdeki insan sevgisine, dağılın len!” şeklinde özetlenebilirdi.
1966’daki motosiklet kazasının ardından New York yakınlarında sessiz/ıssız bir kuytu olarak gördüğü Woodstock’a sığınmış, kalabalıktan, şöhretten vesaire kaçmıştı. Fakat yağmurdan kaçarken doluya tutulma hesabı, Woodstock’ın neye dönüştüğünü hepimiz biliyoruz; kaçtığı herkes ve her şey bu kez Woodstock’a peşinden gelmişti.
Kendi deyişiyle, “Hakkında hiçbir fikri olmayan değerlerin, fikirlerin, hareketlerin doğal lideri” olarak görülüyordu.
Bu kez Woodstock’tan palamarı çözüp New York’a sığınmayı denedi Dylan. Halk yine buldu tabii.
Dylan ‘Self Portrait’i hazırlama nedenini, “Belki benden hiç beklemedikleri tarzda, hatta eni konu kötü bir albüm yaparsam dağılırlar diye düşündüm” olarak açıklamıştı daha sonra.
24 şarkılık ikili albümün büyük bölümünde ‘cover’ şarkılar, birtakım enstrümantal denemeler ve hiçbir best of’una girmemiş ve giremeyecek bazı besteler vardı.
Albüm, Dylan’ın beklediği etkiyi ziyadesiyle yarattı.
Herkesin aklındaki soruyu sormak ve müzik eleştirmenliği tarihinin en ünlü yazılarından birine imza atmak Greil Marcus’a düştü.
Greil Marcus, aralarında benim de bulunduğum pek çok hayrana sahip, kitaplarını sular seller gibi okuduğum bir yazardır. Albümün yayınlanmasının ardından Rolling Stone dergisine yazdığı kritik, çok meşhur şu soruyla başlıyordu: “Bu bok da ne?”
Bir Dylan albümüne ‘bok’ demek her şartta cesaret ister tabii. Ama doğru soruyu sorduğunu söylüyor bugün de Marcus.
Nerede söylüyor?
Britanya’nın mümtaz müzik dergisi Uncut, ‘Bootleg Series Volume 10’un yayınlanması dolayısıyla kapağını ve 12 sayfasını ‘Self Portrait’e ayırdı.
YILDIZLAR HAVADA UÇUŞUYOR
Derginin yayın yönetmeni Allan Jones, harikulade bir müzik gazeteciliği yaparak konuyu enine, boyuna, verevine inceleyen dosyayı bizzat hazırlamış.
Ve Greil Marcus’a da 43 yıl sonra “Hâlâ ‘Bok da ne?’ diyor musun?” diye sormuş.
Marcus yazısının arkasında o zamanlar 12 yaşında olan yeğeninden radyo DJ’lerine herkesin bu soruyu sorduğunu, yazmak işinin kendine düştüğünü belirtiyor.
Bob Dylan’la ilgili harikulade metinler üretmiş olan Greil Marcus, 43 yıl sonra ‘Self Portrait’ dönemine odaklanan ‘bootleg’in kapak notlarını yazan şahıs aynı zamanda!
‘Bootleg’in harika olduğunu söylüyor Greil Marcus. Albüm, ağustos ayının son günlerinde farklı formatlarda yayınlandı. Dört disklik ‘deluxe’ albümde Dylan’ın The Band’le verdiği ‘efsanevi’ ‘Isle of Wight’ konserinin kaydı da varmış.
İlk eleştirileri şöyle bir okudum, yıldızlar havada uçuşuyor.
Dylan’ın iade-i itibara ihtiyacı yok ama olsun, sevindim...
Paylaş