Siyasi manzara halkı üzüyor

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

TBMM'de iki gün, iki önemli görüşme izledik. Çarşamba günü, Başbakan Mesut Yılmaz, gündem dışı bir konuşmayla Apo olayını Meclis'e getirdi:

‘‘Hamile kadınları, kundaktaki bebekleri bile öldürebilen; 30 bini aşkın vatandaşımızın katili olan Apo, 176 ülkede kırmızı bültenle aranmaktadır.’’

Çok önemli bir noktaya parmak basarak, ‘‘Bu ulusal mücadeledeki başarı, şehitlerimize ve gazilerimize aittir’’ dedi. CHP'li Altan Öymen'in seviyeli konuşmasını hayranlıkla dinledik. DSP'li Tahir Köse de, Kuzey Atlantik Asamblesi Parlamanterler Meclisi'ne yeni Başkanvekili seçilmişti. NATO'nun yeni görev alanın terörizmle mücadele olduğunu açıkladı. FP'li Abdullah Gül, ‘‘Milli bütünlüğü ilgilendirdiği için hükümete tam destek veriyoruz’’ derken, DYP'li Bekir Aksoy hepimizi şaşırtıp, ‘‘Suriye'ye baskı yaparken hedefiniz yoktu’’ demez mi? Hedef Apo değil miydi?

BAYKAL'IN TALİHSİZLİĞİ

Gensoruda gözler CHP Lideri Baykal'da idi. Deniz Bey, hem grubu adına, hem önerge sahibi olarak 43 dakika konuştu. İlk 30 dakika harikaydı. Hatta, yanımdakine, ‘‘Hayret, bu kez kendisine gol atmadı’’ diye takıldım. Cümlem bitmeden o bildik hali ortaya çıktı. ‘‘Kardak krizinde, dönemin hükümeti gerekeni en iyi biçimde yaptı’’ sözleriyle Çiller'e pas attı. Baktım, CHP sıralarında bile acı acı tebessüm edenler vardı. O tükenmez Ecevit öfkesine de yenilip, ‘‘İki bakanı Yüce Divan'da mahkûm olmuş tek Başbakan vardır’’ dedi. Doğru söyledi! Ama, Deniz Bey o kabinede Enerji Bakanı değil miydi?

Kulise çıktım. Bazı CHP'liler bile, ‘‘Hata etti, çok talihsiz sözlerdi’’ diyordu. CHP'li bir eski bakan, ‘‘30 dakika sonunda konuşmasını bitirseydi, yıldızlaşırdı’’ diye konuştu. Ve 11 CHP milletvekili bir odaya girip durum değerlendirmesi yaptılar. Grup disiplini gereği, 'kabul' oyu verdiler.

Deniz Bey, işadamı Kamuran Çörtük için, 'Başbakan'a yakın işadamı' dedi. 12 Eylül öncesinin gazetecileri iyi bilir. O dönem CHP'de kurultay delegesi olanlar da anımsar. Ecevit'e karşı yürütülen parti içi muhalefetin ünlü bir karargâhı vardı. Karargâhın Komutanı Baykal, Kurmay Başkanı da Erol Çevikçe idi. CHP Genel Merkezi önce Farabi Sokak, sonra Çevre Sokak'ta idi. Şimdiki Üsküp Caddesi... Muhalefet karargâhı Alaçam Sokak'ta idi. Karargâh, Bayındır A.Ş.'nin sahibi Kamuran Çörtük'ün işyeri idi.

ÇÖRTÜK, BAYKAL'A YAKINDI

Dünya dönüyor, devran değişiyor. Şimdi Başbakan'a çok yakın olan Çörtük, o sırada Deniz Bey'e çok yakın bir işadamıydı.

Kara bulutlar üstümüzde dolaşıyor. Biz hükümeti düşürmeye çalışıyoruz. Ve Apo İtalya'da serbest bırakılıyor. İçerde zayıf düşünce dışta da onurumuzla oynanıyor. Böyle bir siyasi manzarayı hak ettik mi? Bu manzara halkı çok üzüyor. Yine de serinkanlı ve duyarlı olalım. Diyalog Grubu adına Kamran İnan, ‘‘Bu tepkiler yarın halkı tahriklerin içine çekebilir’’ diye boşuna uyarmıyor. Eski CHP Adana Senatörü ve GYK üyesi Hayri Öner, ‘‘Ben aslında Sıvas'ın İmranlı İlçesi'ndenim ve Kürt kökenliyim’’ dedi. Ve bir not verdi:

‘‘Türkler ve Kürtler Orta Asya kavimleridir. Irkları değil... Kültür eksikliğimiz var. Dünyanın neresinde olursa olsun, özellikle de Türkiye'de, bir Kürt'ün Türk'e, bir Türk'ün Kürt'e karşı ırkçılık yapması; TC'nin ad, statü ve ilkelerini değiştirmeye yeltenmesi, bir karış toprağında başka bir oluşum düşünmesi; herhangi birine 'azınlık' statüsü istemesi kesinlikle bir ihanettir. Çünkü, ikisi de Orta Asya kavimler topluluğu kaynaklıdır.’’

İhanetin başı İtalya'da serbest kaldı. Hayret! Yıllar önce İtalya'nın kuzeyinde, Cannobio Kasabası'nda ve İsviçre'nin İtalyan Kantonu'nda kaldım, 2 yıl 8 ay yaşadım. O İtalya ile D'allama İtalyası çok farklı. Yine de, 'Brutto en cattivo' demiyor, dilimi tutuyorum. Sadece, 'Şimdi ve sonsuza kadar terörizme hayır' diyorum. Çünkü biz, sevgiyi Koca Yunus'ların engin ummanından, Mevlana'ların ırmağından miras aldık.

Signore D'Alama, sen bizi anlama!



Yazarın Tüm Yazıları