Paylaş
TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, Rodos'tan aradı: - Bir haftalık geziye çıktım, Türkiye'de kıyamet kopuyor. KHK'ye karşı topyekûn saldırıya mı geçtiler? Nasırlarına mı basıldı?
Laik Türkiye Cumhuriyeti söz konusu olunca, Murat Bey yerinde duramaz:
- Bölücülük, yıkıcılık yapan devlet memurlarının, devlet hazinesinden beslenip himaye edilmesi de demokrasi ve insan haklarına mı giriyor?
Sökmenoğlu, politikacı kimliğinden önce, Hatay'ı Türkiye'ye kazandıran onurlu mücadelenin önderi, rahmetli Tayfur Sökmen'in oğludur:
- Bu kararname bugün icat edilmedi ki! 28 Şubat'ta, Erbakan'ın da imzası olan MGK kararlarındaki tedbirler manzumesi hükümlerini ihtiva ediyor.
28 Şubat'a bir anda mı gelindi? Şimdi, ‘‘İrtica nedir? Mürteci kimdir?’’ diye soran gafiller, o dönemde laik cumhuriyetin niteliklerini sorgulamak istemediler mi? Demek ki, bu KHK ile, nasırlarına basıldı!
* * *
Sökmenoğlu, telefonu kapatırken bir ricada bulundu:
- Lütfen, kararnamenin özünü yaz ve cümle cümle irdele. Milletimiz bu gerçeği görmelidir. Basında yazılanları faksladılar. Okurken içim karardı.
Dost ricasını yerine getirelim. Önce, KHK'nin kapsamını okuyalım:
‘‘Cumhuriyetin niteliklerine, Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasına, laiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının devlet işlerine karıştırılamayacağı ilkesine aykırı tutum ve davranışları içerdiği takdirde veya fiili görevin yürütülmesinde ideolojik veya siyasi amaçlarla hareket edilmesi, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç, din ve mezhep ayrımı yapılması...’’
Kapsam böyle. Bu kapsamı aşan hüküm varsa, ben de karşıyım. Kararname, ‘‘Cumhuriyetin Nitelikleri’’ diye başlıyor... Anayasa, Madde 2:
‘‘Cumhuriyetin Nitelikleri: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.’’
28 Şubat öncesi, cumhuriyetin bu nitelikleri sorgulanmak istenmedi mi? KHK ile bu nitelikleri kaldırmak isteyen memurlar devletten ayıklanacak.
Yürürlükteki hükümlere göre, devlete karşı faaliyetlere sadece kınama ve uyarma cezası verilebiliyor. O yüzden, ‘‘Hizbullah militanları ve cinayet işlemiş katiller bile memuriyette’’ kalıyor ve tıkır tıkır maaş alabiliyor.
Bu vahim gerçek, bizzat Başbakanlık tarafından resmen açıklandı.
* * *
Kararname, ‘‘Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasına, laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının devlet işlerine karıştırılamayacağı ilkesine aykırı tutum ve davranışlar içinde olanların’’ devletten ayıklanmasını öngörüyor. Neresi demokrasiye ve Anayasa aykırı?
Adamlar, ‘‘Laik Türkiye Cumhuriyeti’’ni yıkıp ‘‘din esaslarına dayalı devlet’’ kurmak için devlet kesesinden faaliyet yapacak; camileri birer örgütevine dönüştürecek, cinayetler işleyecek ve devletin eli kolu bağlı kalacak, öyle mi? Bu kararnameye, laik cumhuriyetin varlık anahtarı olarak bakmalıyız.
Son önyargılı eylemler, F Tipi cezaevlerindeki gibi kafaları karıştırdı. Bu ülkede demokrasi ve insan hakları, sadece bölücü ve yıkıcı terör örgütü eylemlerinden hapse girenler için mi geçerlidir? Bu ne çarpık anlayıştır?
Malum koro yine sahnede. Yani Sökmenoğlu haklı; nasırlarına basıldı!
Paylaş