Gemi batmış, sandalı mı kurtaracaklar?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Kulis sohbetleri hafta boyunca, RP'nin kapatılması ile örtülü ödenek davalarına odaklanmıştı. RP kurmayları partiyi bırakmış, Erbakan'ı kurtarma formülleri arıyordu. Hoca, bir ilden bağımsız aday olacakmış!

İsmet Paşa sağ olsaydı, ‘‘Hadi canım sen de!’’ der, güler geçerdi. Halk deyimiyle, ‘‘Gemi batmış, sandalı mı kurtaracaklar?’’ diye sormazlar mı?

82'YE GİRER

Hoca'yı kurtarma formülü deneyimli bir hukukçunun da kafasına yatmamıştı:

‘‘Bağımsız adaylık YSK yorumuna bağlı; Anayasa'nın 'Üyelikle bağdaşmayan işler' başlığını taşıyan 82. maddesine girip girmeyeceğine bakmak lazım. Bence girmesi lazım. Bu yüzden YSK bir ilke kararı alır.’’

Öyle ya, partisinin kapatılmasına neden olmak, 'siyaset yasağı' anlamına gelmez mi? Bu soruya yanıt ararken yüksek sesli düşünüyordu:

‘‘Diyelim, Hoca bağımsız girmeye kalktı. Biri çıkıp, parti kurması, üye ve yönetici olması yasaklı birinin adaylığının iptalini isterse ne olacak? Adaylığa YSK karar vermeyecek mi? Söylemleri ile partisinin kapatılmasına neden olan ve vekilliği düşürülmüş bir adam tekrar nasıl Meclis'e girecek?’’

Geçmişte, Fehmi Işıklar bunu yaşamıştı. Üstelik, HEP kapatıldığında CHP milletvekili ve TBMM Başkanvekili idi. Işıklar, Türkiye'nin bölünmesini isteyen, rejimi devirmeye çalışan biri de değildi. Güneydoğu sorununu iç dünyasında yaşayan bir sendikacıydı ama ulusal birlikten yanaydı. YSK yetkilileri ile konuştuğunu hatırlıyorum. Ne dediler bilemem ama Işıklar adaylığını koymaktan vazgeçmişti.

Erbakan Hoca'ın işi kararla bitmiyor. Parti, laik rejime karşı işlenen suçlar yüzünden kapatıldığına ve üyeliği de düştüğüne göre hakkında soruşturma başlamayacak mı? Başsavcı, 'laik cumhuriyeti yıkmak' istediği, Kaddafi'nin Bedevi çadırında Türk ulusunu küçük düşürdüğü için aleyhine davalar açmayacak mı? Atatürk'e söven, Meclis üyelerine 'pezevenkler' diyen Şevki Yılmaz'ın kırıp döktükleri, küfürleri yanına kâr mı kalacak? Türk ordusuna hakareti demokrasi diye yutturmak isteyenler elini kolunu sallayıp serbest dolaşacak mı? İran rejimini laik cumhuriyete şırınga etmek isteyenlerin suçu parti kapanınca defterden silinecek mi? O filmler yok sayılıp yakılacak mı?

Sıradan bir hukukçuya, ‘‘Parti kapatma 5 yıllık siyaset yasağı koyduğuna göre, beş yıl siyaset yapamayan biri bağımsız olarak Meclis'e nasıl girer?’’ diye sorsak, yanıtı herhalde, ‘‘Bağımsız adaylar için YSK karar verir. Herhangi biri itiraz edince Hoca'nın da, diğer kapatma nedeni olanların da adaylıkları düşürülür’’ olurdu. Hadi, kurtarın şimdi sandalı!

Kulislerde, ‘‘RP'yi kapatma kararı siyasidir’’ yaklaşımı da eleştirildi. Turizm Bakanı İbrahim Gürdal'ın görüşü şöyle:

‘‘Yüksek Mahkeme siyasi bir makam değil ki karar siyasi olsun. Mahkemede siyasi partilerin temsilcileri görev yapmıyor ki. Bunlar, kafa karıştırmak isteyen entellerin iddiaları. RP kararı da siyasi değil, hukukidir.’’

O PARMAK ACIMAZ

Anayasa Mahkemesi RP'yi kapattı. Yargıtay da, ‘‘Parsadan'a rüşvet örtülü ödenek parasıyla ödenmiştir’’ kararını oybirliği ile onayladı. Demek ki, ‘‘Tansu Çiller'in devlet kasasından rüşvet verdiği’’ de oybirliği ile kesinleşmiş oldu. Bunlar bağımsız yüksek mahkemelerin kararlarıdır. Bize hep, 'Şeriatın kestiği parmak acımaz' diyenler şimdi bağırıp çağırmasın!














Yazarın Tüm Yazıları