Paylaş
DYP Kongresi sabah açılacak, akşam bitecek. Yangından mal kaçırır gibi! Oysa, bu kongre merkez sağın kaderini de etkileyebilirdi. Tansu Çiller, bir kez olsun, ‘‘Ben nerde yanlış yaptım?’’ diye kendisine sorsa yeter!
Mehmet Dülger'e çok saygı duyuyorum. Kamil anlamda bir Türk aydını olan Dülger, adaylık gerekçesinde, ‘‘Ben bir dava adamıyım!’’ diyor:
‘‘Siyasetle birkaç nesil boyu uğraşan bir aileden geliyorum. Süleyman Demirel ile yakın beraberliğim sayesinde siyasette yetiştim.’’
Yani, ‘‘Sevgili DYP delegeleri, beni Demirel yetiştirdi’’ demek istiyor.
DYP kurucusu olan Mehmet Dülger'i yasaklı günlerden, 'Konuşan Türkiye' yürüyüşlerinden tanıyoruz. Demirel, yıllar sonra Bafra'da yeniden kürsüye çıktığında, Dülger yanındaydı. Demirel halka sormuştu: ‘‘Nerde kalmıştık?’’
Kaldığı yer, DYP'nin geldiği yerdi. Yani Demokrat Parti, yani Adalet Partisi idi... Kasketli köylülerin doldurduğu meydanlardı.. Bu çileleri hiç çekmeden hazıra konan Tansu Çiller ne yaptı? İlk sözü şu olmuştu:
‘‘Bu partiyi, sabahları ağzı çorba kokanlardan temizleyeceğim.’’
Elhak, vallahi temizledi. Koca partiyi yüzde 29'dan 12'ye düşürdü.
Mehmet Dülger, adaylık gerekçesinde şunları da vurguluyor:
‘‘Doğru Yol Partisi'ni, fikriyatına yabancı, kişisel çıkarlarına dönük, halka kulak tıkayan, başarısız bir anlayışın işgalinden kurtarmak; birkaç ay içinde iktidara ortak, sonra tek başına iktidar yapmak için adayım!’’
Köksal Toptan da kongreye aynı iddiayı taşıyor:
‘‘Çağdaş ve güçlü bir Türkiye için; güven, itibar, iktidar...’’
Köksal Toptan da Demirel'in yanında yetişti. Milli Eğitim Bakanlığı'nda yeni imam hatip okulu açamadı, ama bol bol şube açtığı için eleştirildi. Şimdi geldiği çizgi iyi. Keşke Dülger'le uzlaşabilselerdi.
DYP'de toplam 1287 delege oy kullanacak. Delegeler önce, ‘‘Toplumun ve ülkenin içinde bulunduğu sorunlar tartışılmadan, yalnızca genel başkan seçiminin yapılacağı bir gündemle kongre yapmak partimize ne kazandıracak, ülkemize ne yarar sağlayacak?’’ sorusuna yanıt arasalardı, daha iyi olurdu.
Usta politikacı Necmettin Cevheri'nin tavrı büyük önem taşıyor. Toptan'a desteğini açıklasa, dengeler değişecek. Gerçi oğlu Cevher Cevheri, Toptan'ı bürosunda ziyaret etti. Ama muhalifler daha net ve açık destek arıyor.
Cevheri'nin delege üzerinde tartışılmaz bir ağırlığı var. Bu ziyaret bile, Çiller cenahını endişeye soktu. Toptan'ın kurmayları iddialı, ‘‘En az 574 delegemiz var’’ diyorlar. Çiller yanlılarına göre iş çoktan bitti:
‘‘Kongreyi en az 700-800 delegeyle alacağız.’’
AP döneminden tanıdığım politikacılar olaya başka yönden bakıyorlar:
‘‘Kongreyi Çiller kazanabilir. Ama gerçek şu, yüzlerce delege kendisine karşı ve bu yüzden Çiller kazandığı anda ‘Zafer benim' diyemeyecektir.’’
Yani, matematiksel olarak genel başkan seçilebilir, ama liderliği parti tabanında sürekli tartışılır, demeye getiriyorlar.
Toptan, delegelerle tek tek konuştuğunu, çok umutlu olduğunu söylüyor. Delege eşlerine, yani kadınlara tek tek mektup yollayarak, ’dua ve destek' istediğini de öğrendim. İlginç bir yöntem!
Hakan Akpınar'a, Toptan ekibini sordum. Bekir Sami Daçe, Baki Tuğ, Ergun Özdemir, Meral Akşener, Veli Andaç Durak, Yusuf Bacalı, Haluk Yıldız Rıza Akçalı ve Gençlik Kolları Başkanı Muammer Bostan'ın sürekli karargáhta olduklarını hatırlattı. Bir de '40'lar Harekátı' var. 18 Nisan için yapılan önseçimlerde birinci olan, Çiller tarafından silinip listeye konmayanlar.
Dün, şair ruhlu AP'li eski bir bakanla Kızılay'da yürüdük:
‘‘Başkenti güz güzelliği sardı. Sarı sarı yapraklar solup savruluyor.’’
Bu güz güzelliği, acep DYP Kongresi'ni de sarar mı ola? Göreceğiz!
Paylaş