Paylaş
Önce meseleyi ve mekanizmayı biraz anlatmaya çalışayım:
Çeşitli üniversitelerden çeşitli bilim insanları, yaz aylarında ilginç ve önemli buldukları konularda öğrencilere ve akademyaya yönelik yaz okulu düzenlemek isteyebiliyor. Bu tür okul dışı aktiviteler için TÜBİTAK bir maddi destek sağlıyor.
Sağlıyor ama TÜBİTAK Bilim Kurulu şemsiyesi altında çalışan ‘bağımsız’ ve ‘kendi alanlarında yetkin, söz sahibi bilim insanlarından’ oluşan ‘panel’lerin sunulan projelere yeterlik notu vermesi gerekiyor. kurullarından geçer not alması gerekiyor.
Bilimler Akademisi Derneği’nin bildirisine konu olan ‘Matematiksel Evrim Yaz Okulu’ projesi bu bilim kurulundan yeterli notu alamadığı için reddedilmişti. Bu yaz okulunun bilim kurulunca reddedilme gerekçeleri pek de bilim diline benzemiyordu; daha çok evrim teorisini reddeden ve ‘yaradılışçılık’ adıyla bilinen inanca dayalı sözlerdi bunlar.
Nitekim Bilimler Akademisi Derneği de, bu konuda TÜBİTAK’tan çok bu ‘bilimsel panel’ini eleştiriyor, TÜBİTAK’a da bilim kurullarının oluşturulma sürecinde daha iyi bilimsel kıstaslarla hareket edilmesini öneriyordu.
Akademinin bildirinin son bölümü şöyleydi:
‘Destek programlarıyla Türkiye’de bilimin önünü açması beklenen TÜBİTAK’ın bilimdışı ve ideolojik önyargıları yansıtan gerekçelerle verdiği bu karar, yurt içinde olduğu kadar uluslararası arenada da Türk bilimine gölge düşürecek ve Türk bilim camiasının itibarını zedeleyecek niteliktedir. Daha da önemlisi bilimi anlayıp değerlendiremeyen bir toplumun bir bilgi toplumu olarak gelişmesini sürdürebilmesi zordur.
TÜBİTAK Başkanlığını ve Bilimsel Panelini evrim teorisinin tartışmalı olduğu iddialarına açıklık getirmeye, söz konusu panel raporunu ve TÜBİTAK değerlendirme panellerinin oluşumundaki uzmanlık kriterlerini ve çalışma usullerini gözden geçirmeğe davet ediyoruz.’
Esasen TÜBİTAK’ın evrim teorisi ve Darwin isimleri söz konusu olduğunda hafif tedirgin bir pozisyonda olduğunu gözlemek için acayip bilgili olmaya gerek yok.
Bu konu bilimden çok siyasetin ilgisini ve tepkisini çeken bir alan olduğu için, bilimin bütün diğer alanlarında görece daha rahat hareket eden ve neyin bilim neyin bilim dışı olduğu konusunda net davranan TÜBİTAK, evrim söz konusu olduğunda ya sessizliğe bürünüyor ya da net tercih açıklamaktan mümkün olduğunca kaçınıyor. Siyasetin ağır etkisi, hatta baskısı çok net hissediliyor.
Geçmişte TÜBİTAK yayınları evrim teorisinden söz eden kimi kitapların kendi elindeki telif hakkını kolayca kaybetti. Ama öte yandan aynı TÜBİTAK yayınları yine de evrimle ilgili kitap basıyor.
Benzer şekilde, ‘Matematiksel Evrim Yaz Okulu’nu TÜBİTAK’ın bir bilim kurulu bilim dışı sayılacak gerekçeler de kullanarak reddetti ama TÜBİTAK’ın bir başka bilim kurulu, ‘İnsanın Evrimi Yaz Okulu’na onay verdi ve maddi destek sağladı. Hepsini yapan aynı TÜBİTAK. TÜBİTAK’ın önerilen her ‘evrim’ konulu projeyi desteklemesi elbette gerekmez. Önemli olan bilimsel yeterlilik. Ama öte yandan bir panelin evrim konulu bir projeyi reddederken bilim dışı gerekçeler kullanması da sonuçta hem TÜBİTAK’ı hem de Bilim Kurulu’nu bağlar.
En ağır element bulundu!
AYNEN tercüme ediyorum:
‘CERN’deki bilim insanları şimdiye kadar bilinen en ağır elementin bulunduğunu duyurdu.
Yeni elementin adı Governmentium (Gv). Yeni element bir nötron, 25 ‘Yardımcı’ nötron, 88 ‘Müsteşar’ nötron ve 198 ‘Müsteşar Yardımcısı’ nötron’dan oluşuyor ve atomik kütlesi 312.
Bu 312 parçacığı bir arada tutan kuvvete ‘moron’ adı verildi; bu çekirdeğin çevresinde de ‘peon’ adı verilen çok sayıda başka parçacık bulunuyor.
Governmentium’un elektron veya protonu yok. Ama yine de element gözlenebiliyor; çünkü ilişkiye girdiği her şeyi etkiliyor.
Çok az miktarda Governmentium, normalde birkaç saniye sürecek bir reaksiyonu bile 4 günden 4 yıla kadar uzayabilen sürelere çıkartabiliyor.
Governmentium’un normal ömrü 2-6 yıl olarak hesaplanıyor. Ama yok olmak yerine kendi içinde bir ‘re-organizasyon’a gidiyor, yani ‘Yardımcı’ nötronlar ve ‘Müsteşar Nötron’lar kendi aralarında yer değiştiriyor, element yeniden aktif oluyor.
Gözlenen bir başka fenomen, Governmentium’un kütlesinin zaman içinde artması. Her ‘re-organizasyon’da parçacıkları bir arada tutan güç olan ‘moron’lar nötrona dönüşüyor ve çeşitli izotopların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bilimciler, bu son özellikten ötürü Governmentium’un ‘Moron’ların kritik bir yoğunlaşmaya girmesiyle ortaya çıktığına inanıyor.’
* * *
Biraz daha devamı var ama oraları çevirmeyeyim artık...
Bunu paylaşan okuyucuma teşekkür ederim.
Paylaş