Eğitimde nihayet kaliteye ve öğretmene yatırım başlıyor

BAŞBAKAN Binali Yıldırım, espri olsun diye “Öğrenciye kötü haber, artık sabahçı-öğlenci yok, tüm gün okuldasınız” dedi ama aslında bu öğrenciye iyi haber.

Haberin Devamı

Başbakan, 2019’a kadar okullarımızda ikili eğitimin sona ereceğini ve zorunlu eğitim süresinin anaokullarının da eklenmesiyle 13 yıla çıkarılacağını açıkladı. Bunlar ülkemiz ve eğitimimiz için son derece iyi haberler.

 

İkili eğitimin bitecek olması, nihayetinde eğitimin kalitesine eğilinmeye başlanacak olması anlamına gelir. Hem bir yandan öğrencilerin yıllık ders saati miktarı biraz olsun arttırılabilir hem de öğretmenlerin ders yükü biraz azaltılarak onların kendilerine yatırım yapmasının önü açılabilir.

 

SINIF MEVCUTLARI AZALDI,  ÖĞRETMEN SAYISI ARTTI

 

Türkiye yıllardır eğitimin fiziki kapasitesine yatırım yapıyor. AK Parti dönemlerinde yapılan bu yatırımların sonunda örneğin ortalama sınıf büyüklüğü 2005 yılından 2014 yılına tam 17 kişi azaldı. Hâlâ OECD ortalamasının üzerindeyiz ama bu çok büyük bir sorun değil. Ortada ciddi bir başarı var.

 

Haberin Devamı

Öte yandan benzer şekilde öğretmen sayısında da müthiş bir artış var. Baktığımızda liselerimizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bakımından OECD ortalamalarından bile iyi durumdayız. Halen ilkokulda öğretmen başına 19, ortaokullarımızda 18, liselerimizde 16 ve meslek liselerimizde 14 öğrenci düşüyor. Bunlar daha önce hayal dahi edilemeyen çok iyi rakamlar.

 

Bizim çocuklarımız ilkokul ve ortaokul boyunca 6 bin saatin biraz üzerinde ders yapıyorlar. Buna karşılık bizim gibi ilk ve ortaokulu 8 yıl süren İtalya’da öğrenciler 8 bin saate yakın ders yapıyor. Yani onların 8 yılı bizim 10 yılımıza yakın neredeyse. İşte tam gün eğitime geçmek bu çeşit farkları azaltabilir. Elbette tek tek hangi dersin süresinin ne olacağı konusu önemli. (Benzer şekilde bizde eğitim yılı 180 gün; oysa Kore’de 190 gün ve 12 yılın toplamında Koreli çocuklar bizim çocuklarımızdan üçte iki ders yılı daha uzun eğitim almış oluyor. Ders saatlerini arttırarak ve eğitim yılını 10 gün uzatarak eğitimin kalitesinde fark yaratabiliriz.)

 

Haberin Devamı

GENÇ EĞİTİMCİ KADROSU

 

Yalnız, eğitim dediğimizde işe öğretmenden başlamak zorundayız. Tek başına okul yılının uzaması veya ders saatlerinin artması bir yere kadar anlam ifade eder çünkü.

 

Öğretmenlerimizin kalitesini arttırmak için onlara yatırım yapmalıyız. Tam gün eğitim, eğer iyi kullanırsak bize bu fırsatı verecek.

 

Öğretmenler konusunda bir büyük şansa da sahibiz. İlkokul öğretmenlerimizin neredeyse yüzde 60’ı 40 yaşın altında. (Hatta 5 ilkokul öğretmeninden biri 30 yaşın altında.) Yani çok genç bir eğitimci kadromuz var.

 

Bu genç kadro aynı anda hem dezavantaj hem avantaj. Ama bence avantaj tarafı daha ağır basıyor; onları bugün olduklarından çok daha iyi eğitimciler olmaya yöneltmek elimizde ve ben olsam bütün enerjimi buna harcarım.

 

Haberin Devamı

MAAŞLAR HÂLÂ DÜŞÜK

 

Ancak öğretmen maaşları konusunda OECD ortalamalarının gerisindeyiz. Tabloda Türkiye’deki yıllık öğretmen maaşlarıyla OECD ortalaması ve OECD üyesi bazı ülkelerin öğretmen maaşları, satın alma gücü paritesiyle dolar bazında yer alıyor:

 

Eğitimde nihayet kaliteye ve öğretmene yatırım başlıyor

 

OECD’nin tablolarında bu konuda Türkiye’ye ait bir rakam yok ama örgüt üyesi ülkelerin tamamı açısından bakıldığında da durum değişmiyor; ülkelerde öğretmen maaşları, üniversite mezunu diğer çalışanların maaş ortalamalarıyla kıyaslandığında düşük. Yani öğretmenlik dünyanın hiçbir yerinde en çok kazandıran meslek değil ama yine de bizim öğretmenlerimizin maddi statüsünü yükseltmemiz gerek.

 

Ancak birkaç hafta önce de yazmıştım, sadece maddi statüyü yükseltmek yetmez, öğretmenin sosyal statüsünü de yükseltmeli ve en iyi öğrencilerimizi öğretmen olmaya daha fazla özendirebilmeliyiz.

 

Haberin Devamı

Not: OECD’nin ‘Education on Glance-Eğitime Bakış’ adlı yıllık raporundan alınan bu tablodaki rakamlar satın alma gücü paritesi üzerinden hesaplanmış dolar bazında rakamlar. Satın alma gücü paritesi (PPP) belli bir endeksleme yöntemiyle ülkelerarası enflasyon ve fiyat farklarını giderip kusurlu da olsa teorik bir eşitleme çabasının sonucu olan bir gösterge.

 

Eğitimde nihayet kaliteye ve öğretmene yatırım başlıyor

Yazarın Tüm Yazıları