Beşiktaş, Bank Asya 1. Lig 10’uncusu Gaziantep BŞB karşısında zorlandı. Veli’nin tesadüf, Fernandes’in ise usta işi golleriyle tur vizesini alırken sahadaki sistem karmaşası göze batıyordu.
Tek santrforlu sistem hangi kalitedeki oyuncularla oynanır? Bakın, Fatih Terim’e. Nasıl lider olmuş? Önce elindeki malzemeyle takımını yapmış, haddini bilmiş ve çift santrforlu sistemi belirlemiş. Beşiktaş, elindeki malzemeyle asla tek santrfor oynamaz.
Portekizli usta golcü Almeida’nın yanında ya da arkasında Mustafa Pektemek olacak. Bir de Burak Kaplan’dan kesinlikle ama kesinlikle Beşiktaş’ın çok daha fazla faydalanması gerekiyor. Futbol topu ile olan ilişkilerinde Quaresma’yı aratmayacak yeteneklere sahip.
Gençler nerede?
Gaziantep BŞB maçının, pazar akşamki Bursaspor karşılaşmasından çok daha zor olacağı belliydi. Sebep, bu kalitedeki oyuncuların konsantrasyon ve motivasyon eksikliğiydi. Kim ne yaparsa yapsın, bu maça motive etmekte zorlanırdı futbolcuları. Carvalhal’ın alt yapıya imkanlar tanımasını isterdim. Alves mehter takımına gitse, davul çalar. Bu futbolcudan, çok daha iyi yerlere gelecek hatta yıldız olacak Burak Kaplan, Muhammed Demirci ve Mertcan Demirer var. Neden oynamazlar da Alves oynar anlaşılır gibi değil.
Fernandes ve Almeida’nın oyuna girişi ile Beşiktaş gerçek takım hüviyetini ortaya çıkardı. Ancak, Rüştü Reçber dünkü maçın kahramanıyla Carvalhal’ın şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekir.
Maçın en ilginç görüntülerinde ise hakemler vardı. Yardımcının elinden bayrak ardından da Gaziantep BŞB oyuncunun müdahalesiyle Özgüç Türkalp yere düştü. Allah düşürmesin.
Çünkü, 75 milyonluk ülkenin Cumhuriyet tarihinde futbolda kazandığı bütün başarıların ardında hep yerli teknik adam olmuştur.
Mustafa Denizli, Fatih Terim ve özellikle Şenol Güneş döneminde yaşananlar hala belleklerde.
Türk teknik adamların başarısızlıklarını görmezden gelenler Hiddink'i getirdiler...Milyon eurolara imza attırıldı.Türk milli takımı istatistiklerde zirveden dibe indi. A milli takımı kayıp, A2 takımı ortalıkta yok, Ümit Milli takımının nerde olduğunu bilen varsa söylesin!..
Futbol Federasyonu bünyesindeki tüm takımlar iflas etmiş. Üstelik eski federasyon da futbol takımları ile aynı paralelde mali yönden zarar açıklamış!.
M.Ali Aydınlar yönetiminin yerine olsam Federasyonu zarara uğratanları tek tek açıklar bu yüzsüzleri teşhir ederdim!..
Sonuç ne olursa olsun bazı fırsatçılar Türk futbolunun içinde bulunduğu kaosu fırsat bilip ülkemin ve Fedenasyonun parasını sokağa attılar..
Üstelik birde yanına bonusunu getirdiler Pierre Van Hoojdonk!..16 maçtan 7'sini kazandı, 5'ini kaybetti, 4'ünde berabere kaldı!..
Savcı Mehmet Berk'in böylesi olaylarda bit yeniği aramaması endişe verici bir olay!.
Süper Ligde Kayserispor'a evinde yenilerek moral çöküntüsü içine giren Beşiktaş Lobanovski Stadında eksik kadrosuna rağmen başarı ile mücadele etti. Kaleci Cenk'in kurtarışları Egemen'in mücadelesi ön plana çıkarken D.Kiew emektar golcüsü Shavchenko ile skor aradı.
UÇ SAVUNMA OYUNCUSU
Üç savunma ağırlıklı orta sahada dirençli bir görüntü sergileyen siyah beyazlı ekipte Ernst ve Necip'in katkıları dikkat çekti. Carvalhal, Stoke City maçından kadroda sadece Rüştü ve Fernandez'in yerine Cenk ve Ernst'i oynatma düşüncesi sahaya olumlu yansıdı.
SİMAO'NUN TATİLE İHTİYACI VAR
Önde Quaresma, Guti, Simao gibi üçlüyü taşıyamayan Beşiktaş Quaresma, Simao ikilisini nasıl tayıyor o tartışılır. Guti gibi Simao'nun da hemde uzun bir tatile ihtiyacı var. Simao'nun yerine alt yapıdan Mertcan yada Muhammed oynatılsa gelecek kuşakların önünü açacağı umudundayım.
MUSTAFA PEKTEMEK ŞART
Edu'ya gelince..Almeida yokzsa kesinlikle Mustafa Pektemek oynatılmalı. Almeida varsa yinede Pektemek oynatılmalı. Hilbert'ten Anakent Belediye Başkanı işgaliye vergisi almalı. Boş yere para kazanıp karşılığını vermediği için!
DİREKTEN DÖNDÜ
Büyük takımlar hangi turnuva olursa olsun sahaya çıkar yüreğinin gittiği yere kadar yol alır..Beşiktaş antrenörü Carvalhal geldiği günden bu yana bir taraftan teknik Direktör Tayfur Havutçu’nun sistemini koruyarak yoluna devam etmek isterken bir taraftan kendisini Türkiye’ye getiren menajerin oyuncularını oynatmak için her türlü yöntemi deniyor.
Antrenman, hazırlık maçı ve karşılaşmaları yakından izleyen birisi olarak futbol yaşamında bu kadar ağır bu kadar teknikten uzak Edu gibi isim görmedim. Ruhunu teslim etmiş. Daha öncede söyledim bu performansı ve kilosuna rağmen Levent Erdoğan Güreş takımında bile ibrikçi olarak yer bulamaz.
Nerde ne zaman oynamış..Bilen yok..Almeida, Quaresma, Guti, Fernandez, İbrahim Toraman, Rüştü gibi kariyer yapmış oyuncuların arasında iyi bir staj dönemi geçirmeye gelmiş.
İngiltere’de Stocke City takımı karşısında aldığı her pası çöpe atan Edu’nun 90 dakika saha içinde tutulmasına tahammül eden Carvalhal’ın iyi niyetinden şüphe ediyorum. Antrenmanlarıda izlediğim Mustafa Pektemek, UEFA’ya ismi bildirilmeyen Mehmet Akyüz, alt yapıdan Hasan Türk, Kadir Arı, Mertcan Demirer, Muhammed Demirci, Edu’nun oynadığı futbolun fazlasını sahaya vereceklerine inanıyorum. Edu’nun Stocke City takımı karşısında takım arkadaşlarına ve izleyen bizlere verdiği eziyet karşısında antrenör Carvalhal’ın acil önlem alması gerekir. Aksi takdirde Carvalhal için önlem alınmalı!..
Tayfur Havutçu’nun sezon başında takıma uygulattığı sistem ve taktikten uzaklaşan Carvalhal ‘ı, Metris’te bulunan Futbol Komitesi Eski Başkanı Serdal Adalı adına Cengiz Zülfikaroğlu frenlemeli. Aksi takdirde felaket önlenemez!..Benden söylemesi…
Federasyonlardan kulüp başkanlarına kadar tek adamlık sistemi ile ülkenin vazgeçilmezi olduklarını düşündüler..Düne kadar önemli iş adamları ülkemizi yönetenlere müdahaleye, Futbol Federasyonunu da kulüp başkanları idare etmeye alışmıştı..Ama artık taşlar oynamaya başladı...Kimse vazgeçilmez değildir, ta ki demokratik bir uygulama içine girene kadar!..
Kurumsallaşmadan, kendi medyaları, kendi yayıncı kuruluşları ve kendi yorumcuları ile ülke futbolunu yönetmeye kalkanların sonu her zaman Kaddafi gibi olmuştur. Böyle devam ederse olmayada devam edecektir..Düşünsenize istedikleri gazeteciye istedikleri haberi yazdırıyor istedikleri yorumcuya menfaatleri doğrultusunda müdahalede bulunuyorlar!..
Çok üzülüyorlar..Üzülecekler..Çırpınıyorlar..Hatta bu kadar yaşanan rezalete yüzsüzlüğü elden bırakmıyorlar...Siz değilmiydiniz bu yaşanan olayların müsebbibi Mahmut Özgener federasyonunda Türk futbolunun çıtası yükseldi, marka değeri arttı diyenler..Demek ki işin içinde iş vardı..Belki herkesin böylesine çirkinlerden haberi vardı da at gözlüğü ile takip edildi. Ya da çok korkuttular kimse sesini ve nefesini çıkaramadı. Onların menfaatini etkileyecek haberler onaylanmadan sayfaya konmazdı..Neyse şimdi herkes kendi işini yapacak da rahat nefes alacağız.
MIŞ MIŞ MIŞ…
Ülke futbolu ve geleceği adına olumlu kararlar alan Futbol Federasyonunu yerden yere vuruyorlar. Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligine alınmaması neden son güne bırakılmış mış!...
Zaten düşürülme şifreleri günlerce önceden verilmesine rağmen pusuya yatıp "Federasyonu yağlama" içine girenler istedikleri kararlar çıkmayınca şok yaşamalarına anlam veremedim.
İNSANOĞLU ŞAŞAR
Türk futbolu ve Milli takım'a tarih boyunca Haluk Ulusoy ülkemize dünya üçüncülüğü yaşatarak başarı kazandırdı... M.Ali Aydınlar ve yönetimi ise temizlik dürüstlük açısından Türk futbolu için beyaz sayfaların açılmasını sağladı..İnsanoğlu bazen şaşar..Çıkan yasadan çok yayıncı kuruluşun vereceği milyon dolarları düşünenlerin sonu Metris olmamalıydı!...
Bankalarla başladı, askeri erkan ile sürdü, iş dünyası ile devam etti.
En son futbol dünyasında patladı. M.Ali Aydınlar yönetimi bugüne kadar görev yapmış Futbol Federasyonlarının göz yumduğu şike ve teşviklere rest çekerek cesurca kararlara imza atarak Türk futbolunda temizlik harekatı için düğmeye basmıştır.
Bundan böyle adaletli olan ve adaletli oynayan takımlar kazanacak. Futbolda artık huzur ve dürüstlük dönemi başladı. Fakat ülkemizde hakkında soruşturma açılıp iddianameler yazılan sürüyle iş adamı ve tanınmış kimlikler varken futbolun önemli isimlerinin linç edilmesine seyirci çıkanlar unutmasınlar bir gün onlara da adalet lazım olacak..
Şöhret olma meraklısı ve kendilerine savcı süsü veren iki günlük kimliklere delillerin servis edilip kamuoyuna açıklanmasının da hesabı sorulmalı. Unutmayın bugün onlara yarın sizlere. Şunu da söylemeden geçmeyeceğim. Eğer bu ülkede ahlaksızca, şerefsizce davranışın içinde kim bulunursa bulunsa adalet önünde cezalandırılmalı. Ama suçsuzluğu kanıtlanmamış insanları linç etme zihniyetlerin hesabı şike ve teşvik olayına karışanlar gibi hesap sorulmalı!..
Savcı Mehmet Berk, yeni yasa tasarısını içeren tüm bilgi ve belgeler doğrultusunda Metris'te yeni bir dünyanın kapılarını açtı. Fakat yagılama süresinin uzaması kimilerine göre siyasal bir yargı futbol dünyasını sorguluyor düşüncesinde!..
Emekli babam tüm bu yaşanan gelişmelerden sonra geçmişten bugünümüze bağlantı kurdu. Neler anlattı neler..Asılan devlet adamlarından gençlere kadar..Eskiler anlatıyorsa doğrudur..Çünkü onlar yaşamışlar yaşayarak öğrenmişler..
Yargı nedir, kimlerdir...!
4 Şubat 1926'da idam edilen Cumhuriyet tarihinin en önemli Devlet adamlarından İskilipli Atıf hocanın ipini çekenlerin hukukla ve adaletle ilgisi olmadığını biliyor muydunuz. Devlete ne kılıç çekmiş nede küfretmiş. Kılık kıyafet kanunundan 3 yıl önce yazdığı kitap yüzünden darağınca sallandı..Mahkeme heyeti; Reis: Kel Ali (Çetinkaya Afyon Mebusu), Savcı: Necip Ali Küçüka (Denizli Mebusu), Azalar: Kılıç Ali ve Reşid Gâlib (Antep ve Aydın Mebusları)…
17 Eylül 1961'de idam edilen Adnan Menderes'i yargılayanlar hukukçu ve adalet adamı değil, Milli Birlik Komitesi üyeleri değil miydi. Salim Başol'un "Sizi içeri tıkan güç böyle istiyor" sözleri hala belleklerde..
İnsanların adalet diye peşinden gittiği adaletten nasibini almamış insanların bir tek cümleleri ile yok edilen pırıl pırıl kimliklerin nasıl eritildikleri anlatıldıkça tüylerim ürperir.
Bu ülkede şiir yüzünden Başbakan R.Tayyip Erdoğan kodese tıkılmadı mı...Hangi adaletle hangi yargıyla!...
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yargının siyasallaşmaması gerektiğini belirterek, `Geçmişte Adnan Menderes`i de Deniz Gezmiş`i de idam eden, 16 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp asan da yargının siyasallaşmasıydı.` dedi ve ekledi “Anayasa değişikliği içi zehirli dışı şeker olan hapa benziyor, vatandaşın çocuklarının geleceği ve yargının siyasallaşmaması için bu hapı yutmaması gerekir” dedi. 1960 darbesiyle idam edilen Başbakan Adnan Menderes'e değinen Kılıçdaroğlu, `Yargı siyasallaşırsa bunun faturasını toplum öder. Ne demek yargının siyasallaşması, geçmişte Menderes`i idam ettik o yargı siyasal mıydı? Siyasaldı. Deniz Gezmiş`i idam ettik o yargı siyasal mıydı? Siyasaldı. 16 yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp idam ettik o yargı siyasal mıydı? Siyasaldı.` diyerek önemli mesaj verdi.